diorex
ARTUKBEY

Yaşar Erdinç kimdir? Yaşar Erdinç kitapları ve sözleri

Yrd. Doç. Dr. Yaşar Erdinç hayatı araştırılıyor. Peki Yaşar Erdinç kimdir? Yaşar Erdinç aslen nerelidir? Yaşar Erdinç ne zaman, nerede doğdu? Yaşar Erdinç hayatta mı? İşte Yaşar Erdinç hayatı...

  • 13.01.2023 14:00
Yaşar Erdinç kimdir? Yaşar Erdinç kitapları ve sözleri
Yrd. Doç. Dr. Yaşar Erdinç edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Yaşar Erdinç hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Yaşar Erdinç hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Yaşar Erdinç hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 27 Ocak 1965

Doğum Yeri:

Yaşar Erdinç kimdir?

Ünvanı: Yrd. Doç.Dr

Doğum Tarihi: 27 Ocak 1965

Öğrenim Durumu:

Lisans İktisat/İktisat A.Ü. S.B.F 1986

Y. Lisans İktisat Birmingham Üniv. /İngiltere 1990

Doktora İktisat Leeds Üniversitesi / İngiltere 1995

Doktora Tezi: Interactions Betwwen Real an Public Sectors of The Turkish Economy: An Econometric Approach (1960-1990)

Akademik Ünvanlar

Msoc.Sc (Master of Social Sciences)

PhD (Philosophy of Doctorate)

Yönetilen Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri

Yüksek Lisans Tezleri

- Ahmet Sedat Cesur;(2005) “Bankacılık Risk Yönetiminde BASEL II Standartları ve Etkileri”, Yüksek Lisans Tezi, T.C. Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, İşletme Bölümü, İstanbul 2005.

- Ali Sabri Özler, (2006); “24 Ocak 1980 Ekonomik Liberalleşme Kararları, Ekonomik Krizler ve Sebepleri, T.C. Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı, İstanbul 2006.

- Murat Gürbüz, (2005); “2001 Sonrası Dönemde Araç Kredileri ve Piyasa Faizleri”, T.C. Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı, İstanbul 2005.

- Emrah Akbaş, (2005); “Merkez Bankası Hazine İlişkileri”, T.C. Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı, İstanbul 2005.

Yayınlar

Uluslararası Hakemli Dergilerde yayınlanan makaleler:

- Yaşar Erdinç, “Monetary and Fiscal policy in Turkey: An Investigation Using the St. Louis Model”; University of Leeds, School of Business and Economic Studies; Discussion Paper Series; G91/13; UK.

- Yaşar Erdinç, “High Interest Rates and Vicious Cycle in Budget Performance”; University of Leeds, School of Business and Economic Studies; Discussion Paper Series; G92/125, UK.

Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabinda (Proceedings) basılan bildiriler.

Yazılan Uluslararası kitaplar veya kitaplarda bölümler

Ulusal Hakemli dergilerde yayınlanan makaleler

Erdinç, Yaşar. Latest Developments in Computer Technology and Affected Areas (Bilgisayar teknolojisindeki Son Gelişmeler ve Etkilediği Alanlar); Çalışma Ortamı Dergisi, Fişek sağlık Hizmetleri ve Araştırma Enstitütüsü yayını; Sayı :21, Temmuz-Ağustos 1995;

Erdinç, Yaşar. Türkiye'de Kriz ve krizin Etkileri, Yeni Türkiye Dergisi Kriz Özel Sayısı, Ocak 2002, Ankara

Ulusal Bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında basılan bildiriler

Ramazanoğlu F, İkizler HC, Demir A, Ramazanoğlu N. Personel Yönetiminin Boyutları Açısından Taekwondo Spor İşletmeleri Çalışanlarında İş Doyumu. Spor Yönetimi ve Ekonomisi sempozyumu. Ankara, 5-6 Aralık 2003.

Kitaplar

Erdinç, Yaşar. Teknik Analiz El Kitabı, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1996.

Erdinç, Yaşar. Borsada Analiz; Siyasal Kitabevi; Ankara, 1998.

Erdinç Yaşar. Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor, Siyasal Kitabevi; Ankara, 2003.

Diğer Yayınlar

Erdinç Yaşar, Recent Developments in Budget and The Performance of The Istanbul Stock Exchange, Capital, June 1998

Haftalık "Ekonomist" dergisinde 1997-2000 yılları arasında yazılmış 150'nin üzerinde haftalık yazı.

Aylık Ekonomi ve Finans Dergisi, Globus Dergisi için 15'den fazla aylık yazı

Platin Dergisi için 2003'den bu yana aylık yazı, bu yazılar halen devam ediyor. Toplam 40 yazı yayınlandı.

Akşam gazetesinde yazılan günlük köşe yazıları (haftada 5 gün) - Son üç yılda yaklaşık bin adet günlük köşe yazısı

Projeler

Araştırma Projeleri:

"Türkiye'nin Makroekonometrik Modeli" - TSKB için yapıldı - Prof.Dr. Ercan Uygur başkanlığında bir ekip olarak bu proje yürütüldü. 1996

İdari Görevler

1 Şubat 2006 - .... :Beykent Üniversitesi, İ.İ.B.F, Bankacılık ve Finans Bölümü Başkanlığı,

Haziran 1999 - Ağustos 2000 : İş Yatırım A.Ş. Araştırma Müdürü

Nisan 1998 - Haziran 1999 : Oyak Portföy Yönetimi Araştırma Müdürü

Ödüller

Ekonomistler Platformu, 2004 yılı en iyi medya mensubu ödülü

Yaşar Erdinç Kitapları - Eserleri

  • Para Harekatı
  • Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor

Yaşar Erdinç Alıntıları - Sözleri

  • İşte size ilk ders: Bir gün pes etme durumuna geldiğinizde, bütün ümitleriniz tükendiğinde, borsadaki senetlerinizin tümünü satıp çıkmak istediğinizde bilin ki borsa, yada elinizdeki kağıt en dibe vurmuştur. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • İşin ilginç yanı, hükümetler uyguladıkları ekonomik programın başarılı olduğuna kendileri de inanıyorlar ve “yabancı yatırımcılar bize borç vermek için sıradalar” diyerek, bunun da sonsuza kadar devam edeceğini zannediyorlardı. Halbuki para gelirken iyiydi, ama kaçışı sırasında bırakacağı hasarı ancak yaşadıktan sonra görüyorlardı. (Para Harekatı)
  • Borsaya ilk defa girmiş birinin başına gelebilecek en büyük felaket iyi para kazanmasıdır. Daha büyük bir felaket ise ikinci hareketinde de para kazanmasıdır. O kişinin sonunu getiren olay ise, üçüncü hareketinde de kar elde etmesidir. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Amaçları yüzde 60 not barajını geçmek ve bir diploma sahibi olmak olan öğrencilerle doluydu üniversitelerin derslikleri. Öğrendiği birçok şey zihninde kopuk kopuktu. (Para Harekatı)
  • Bir kere şu konularda anlaşalım. 1. Teknik analiz iyi kağıt kötü kağıt ayrımı yapmaz. Yani tekniğe bakarak mali yapısı iyi yada kötü kağıdı ayırmak çok zor ve hatta imkansızdır. Ancak çok uzmanlaşmış kişiler, belki tekniğe bakarak kağıdın temel açıdan da sağlam yada kötü olduğuna dair ipuçları elde edebilir. 2. Teknik analiz orta ve uzun vadeli kağıt seçiminde kullanılırsa hoş olmayan sonuçları da beraberinde getirebilir. 3. Hiçbir teknik analiz aracı, endeksin 5.500’den 20.000’e kadar gideceğini öngöremez. 4. Hiçbir teknik analiz aracı endeksin 20.000’den 7.000’e kadar düşeceğini öngöremez. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Teknik analiz öğrenmenin yanında, bireylerin alış-satışlar sırasında ortaya çıkacak endişe, korku ve sürü psikolojisine karşı uğrayacakları psikolojik zararları da en aza indirgemeyi ve buna karşı savaşmayı öğrenmeleri gerekir. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Dikkatinizi çekmek istediğim nokta şudur; sadece 4 adet malzeme ile çok büyük paraların söz konusu olduğu borsada, bu kadar büyük riskler almak ne derecede doğrudur ve kazanma konusunda ne kadar şansımız olabilir ki? Şirketin bilançosu, karı, genel ekonomik ve sektörel durum, dış borçlar, iç borçlar, şirketin yaptığı önemli bağlantılar, şirketin yatırımları gibi çok önemli malzemelerin (faktörlerin) teknik analiz tarafından dışlandığı bir durumda sadece 4 adet faktör kullanmak analizimizi çok güdük ve eksik bırakmaz mı? (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Bir gün, kazanacağınız paraları hayal ederek, planlar yapmaya baş ladığınızda, altınızdaki arabadan veya oturduğunuz evden daha iyi bir ev alabileceğinize inanmaya başlamış sanız biliniz ki; borsa yada elinizdeki kağıt en tepededir. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Hayatında hiç patates soymamış birinin 1 saatte 100 tane patates soymaya kalkmasıyla elindeki 100 milyonunu bir yılda 1 milyar yapmaya kalkması arasında hiçbir fark yoktur. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Reel sektörün dengede olması demek, üretilen mal ve hizmet arzı (miktarı) ile mal ve hizmet talebinin eşit olması demektir. Bu ayakta, üretilen ve tüketilen birbirine eşitse sorun yoktur ve ayak dengededir. Ama eğer insanlar çok tüketmek istiyorsa, fakat üretilen mallar ve hizmetler bu talebi karşılamıyorsa fiyatlar artar ve arz talep dengesini sağlar. Dolayısıyla arz ve talep dengede değilse fiyat mekanizması bu dengeyi sağlıyor. Demek ki enflasyonun temel sebebi arz ve talep dengesizliğiymiş. (Para Harekatı)
  • "Yatırımcılar kuzunun kalbine, filin hafızasına ve bir ceylanın bacaklarına sahiptirler." Dornbusch & Wender (1994) (Para Harekatı)
  • Bir kez olsun çevir yüzün, bak şu toprağa Her gün bir çiçek açıyor, diyor merhaba Bütün geceler mecbur varır sabaha Umudun kaybedip pes etmek olmaz. (Para Harekatı)
  • Teknik Analiz, en temelde fiyat grafiklerini kullanarak gelecekteki fiyat değişim trendlerini tahmin etmeye çalışan piyasa hareketleri çalışmasıdır. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Bir genç, bilge bir kişi olmak istiyordu. Bu konuda ülkenin en büyük bilge kişisine gitti. “Ben de bilge bir kişi olmak istiyorum, nereden başlamalıyım ve ne yapmalıyım?” dedi. Bilge genci süzdü ve şöyle cevap verdi: - Her akşam aynanın karşısına geç, “ben kimim” diye sor, bu soruyu her gün cevapla ve beş yıl sonra bana tekrar gel. Genç bu cevaptan tatmin olmamıştı. Bu kadar kolay olamazdı. Bilge'nin kendisiyle ilgilenmek ve bir şeyler öğretmek istemediğini düşündü. Bilinen bir başka bilge kişiye gitti. O’na bilge bir kişi olmak istediğini ve ne yapması gerektiğini sordu. Cevap basitti. “Bilge kişi olmak çok zor ve meşakkatlidir. Bunun için önce zorluk ve acı çekmen gerekiyor. İki yıl boyunca buradaki atları tımarlayacaksın, onları temizleyeceksin, besleyeceksin. İki yıl bittikten sonra bana tekrar gel.” Gencin aklına yatmıştı. Bilge kişi olmak çok zor olmalıydı ve zorluklara katlanmalıydı. İki yıl boyunca çalıştı ve hiçbir karşılık beklemeden bütün pis işlerle uğraştı. İki yıl dolduğunda tekrar hocasına gitti. Hocası, - Şimdi beş yıl boyunca her gün yarım saat aynanın karşısına geç ve “ben kimim” diye sor ve her defasında bu soruyu cevapla. Genç şaşırmıştı. İlk gittiği kişi de aynı şeyi söylemişti. Demek ki; bilge kişi olmak için bunu yapmak zorunluydu. Fakat bunu yapmak için neden iki yıl boyunca atların temizliği ile uğraştığını anlayamamıştı. Halbuki ilk gittiği bilge’nin dediğini yapsaydı en azından 2 yıl kazanmış olacaktı. Sonuçta, aynanın karşısına geçti ve “ben kimim” diye sordu. Sonra da “etten kemikten meydana gelmiş bir insanım” dedi. Aynada yüzüne bakıyor ve bu cevabı veriyordu. Üstelik aynanın karşısına oturalı henüz beş dakika olmuştu. Daha yirmi beş dakika burada oturmalıydı ve aynı soruyu sorup cevaplar vermeliydi. Dakikalar geçmek bilmedi ve yarım saat dolduğunda aynanın karşısından kalktı ve büyük bir iş başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Atları tımarlarken böyle bir duyguyu bu derece şiddetle yaşamamıştı. Ertesi akşam yine aynanın karşısına geçti ve “ben kimim sorusunu” sordu. Aslında bu soruya verdiği sesli cevabı önemsemiyordu. Sadece laf olsun diye cevaplar veriyordu ve o kadar sıkıcıydı ki. Dakikalar geçmek bilmiyordu. Halbuki atları tımarlamak çok daha kolaydı. Atlarla konuşur, şarkı söyler, zamanın nasıl geçtiğini anlamazdı. İki yıl boyunca atların kişnemelerinden onların ne dediğini anlar olmuştu. Ama şimdi daha iki gün olmuştu ve aynanın karşısına oturmak, karanlık bir hücrede oturmaktan farksızdı ve buna beş yıl devam etmek zorundaydı. İlk başta ne kadar da kolay görünmüştü aynanın karşısına geçip “ben kimim” diye sormak. İnanılmaz sıkıntılı bir hal almıştı aynanın karşısına geçip "ben kimim diye sormak". Bir gün bir değişiklik yaptı. Aynanın karşısına geçtiğinde, “ben kimim” sorusu anlam kazanmıştı. Önce, bu dünyaya nereden ve nasıl geldiğini sordu. Cevap vermeye çalışıyordu ama bilgisi yetersizdi. Bir yerlerde tıkanıp kalıyordu. Ertesi gün elinde bir kitapla aynanın karşısına oturdu. Soru sordu ve cevap aradı. Daha önce bir karanlık hücre olan aynanın karşısı artık bir aydınlanma yeri olmuştu. beş yıl dolduğunda spermin yumurta ile birleşmesinden tutun da, insanın yaratılışına ilişkin tasavvufi konularda, sosyal ilişkilerinde, psikolojide, matematikte, fende ve daha birçok konuda bilgi sahibi olmuştu. Çevresindeki insanlarla konuşurken, insanlar onun bilgisine hayran kalıyor ve bütün sorunlarına, sorularına cevap bulmaya geliyorlardı. Söyledikleri dinleniyordu. Ama her akşam aynanın karşısına geçmeyi sabırsızlıkla bekliyordu. Yıllar yılı, ayna onu aydınlatmaya devam etmişti. Artık yaşını başını almış bir bireydi o. Bir gün kapısı çalındı ve içeri 18-20 yaşlarında bir genç girdi. Her zamanki gibi kendisine bir şeyler sorup öğrenmeye gelen birisi olmalıydı. Sorusunu sordu; - “Sizden önce bu ülkenin en büyük iki bilgesine gittim ve soruma anlamlı ve yeterli bir cevap alamadım, size de sormaya karar verdim. Çünkü siz bu ülkede en çok bilgisine ve söylediklerine güvenilen bilge kişisisiniz ve siz bana söyleyebilirsiniz. “ - Eğer onlar cevap veremediyse benim de vermem mümkün değil, ama sen yine de sor. - “Ben de bilge bir kişi olmak istiyorum ne yapmalıyım?” - Her gün aynanın karşısına geç ve 5 yıl boyunca kendine “ben kimim” diye sor ve sorunu mutlaka cevapla. - Hepiniz cahilsiniz, başınızdan bizleri savmak için sözbirliği etmişçesine hep aynı şeyleri söylüyorsunuz. Genç kapıyı vurup çıktı. Yıllar öncesinde kendisi de aynı durumdaydı. Gencin arkasından baktı, gülümsedi ve düşündü; kendisi bu hatayı yapmamıştı ve şanslıydı. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)
  • Babasını mezara gönderen süreci anlamak istiyordu. Nasıl olmuştu? Krizler bir anda mı geliyordu? Nedenleri neydi? Bütün bir ekonomik sistem nasıl çalışıyordu ve krizler nasıl ortaya çıkıyordu? Bu krizlerden kurtulmak mümkün değil miydi? Başka hangi ülkeler, ne tür krizleri neden yaşamışlardı?.... Bütün kriz geçiren ülkelerde aynı tablo mu oluşuyordu? Krizler önlenebilir miydi? Yoksa birileri bir yerkerde düğmeye mi basıyordu?... (Para Harekatı)
  • “Demek ki bilgi, alçak gönüllülüğü de beraberinde getiriyor.” (Para Harekatı)
  • "Ekonomik sistem Picasso'nun tablosu gibidir, Picasso'ya bakıp Velazquez'i görebilenler, ekonomiyi çözebilirler." (Para Harekatı)
  • Reel sektörün dengede olması demek, üretilen mal ve hizmet arzı (miktarı) ile mal ve hizmet talebinin eşit olması demektir. Bu ayakta, üretilen ve tüketilen birbirine eşitse sorun yoktur ve ayak dengededir. Ama eğer insanlar çok tüketmek istiyorsa, fakat üretilen mallar ve hizmetler bu talebi karşılamıyorsa fiyatlar artar ve arz talep dengesini sağlar. Dolayısıyla arz ve talep dengede değilse fiyat mekanizması bu dengeyi sağlıyor. Demek ki enflasyonun temel sebebi arz ve talep dengesizliğiymiş. (Para Harekatı)
  • Siyasi ve ekonomik, ne tür olay meydana gelirse gelsin, ekonomi üzerinde kalıcı ve reel etki yaratabilmesi için öncelikle finansal piyasalardaki ana parametreleri, yani faiz ve döviz kurlarını değiştirmesi gerekiyor. (Para Harekatı)
  • Eğer "kazanmak" kelimesini kullanıyorsak, demek ki yenmeniz gereken bir düşmanınız var. Onu alt ederseniz kazanacaksınız. (Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor)

Yorum Yaz