İşte Mardin'e gitmenin 10 nedeni! Peki Mardin'e gidince nerelere Gidilmeli ve Görülmeli

Doğal Açıkhava müzesi görünümüyle UNESCO “ Dünya Kültürel Miras Listesi”ne aday bir kenttir.

Ulaşım artık ciddi bir problem olmaktan çıktığı için artık Mardin'e rahat şekilde gidebilirsiniz. Modern havaalanı olan Mardin'e THY, Anadolujet, SunExpress ve Pegasus Havayolları'nın Ankara ve İstanbul'dan her gün, İzmir'den ise haftanın belli günleri direk uçuşları var. Burada önemli bir noktaya dikkat !!! Uçak biletleri özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında (turizm sezonun yüksek olduğu dönemler ilkbahar ve sonbahar mevsimleridir) pahalı olabileceğinden kesinlikle Mardin'e gideceğiniz tarihi önceden belirleyip ucuz uçak bileti bulabilirsiniz. Mardin 4 mevsim -12 ay rahatlıkla ziyaret edilebilecek bir şehirdir. Kendi aracınızla gelmek isterseniz Niğde'den başlayıp Şanlıurfa'ya kadar giden otobanı kullanabilirsiniz. Otobandan çıktıktan sonra Şanlıurfa - Mardin arasında da bölünmüş yol olduğu için 1,5 saatte Mardin'e rahatlıkla varabilirsiniz.

Yüksekçe bir tepeye kurulu Mardin kalesinin hemen altında ovaya hakim bir noktada yükselen 12 bin yıllık bir şehir olması belki sizin için yeterli olmayabilir. Fakat Mardin mimari açıdan eşsizdir. Kent inşa edilirken komşuluk haklarına çok dikkat edilmiş, alt yapı ihmal edilmemiş ve göz estetiği hiç bir zaman es geçilmemiştir. Şehir ve yapıları halkın ihtiyaçları düşünülerek, iklim göz önünde bulundurularak akıllıca tasarlanmış. Sokaklar sıcak yaz ayları doğal iklimlendirme sağlayacak şekilde yapılmış, yukarıdan aşağıya saran, kılcal damarlar gibi tüm şehri kaplayan bu dar taş sokaklar ovadan ve kaleden gelen tatlı esintileri hissedebilirsiniz. Bu harika taş sokakları bir birine bağlayan üstü ev kendisi geçit olan Abbaralar halkın şehir içi ulaşımı için vakf edilen özel alanlardır.

Mardin şehrinde binlerce yıldır kullanılan özel bir su şebekesi mevcuttur. Kaleden aşağıya doğru tüm konaklara bağlı su sistemi. (Her konakta en az 1-2 su kuyusu bulunmaktadır. Bu kuyular kaleden gelen sularla beslenir ve tamamen dolunca kuyudan taşan sular özel bir kanal sistemi ile diğer konaklara aktarılır) Bu arada Hiçbir konak başka bir konağın manzarasını kapatmaz. Kentin mimarisinde göze çarpan diğer özellik konakların, sokakların komple Mardin taşı ile yapılmış olmasıdır. Mardin taşı kolay işlenebilen ama zamanla sertleşen çok özel bir taştır. Mardin'in bir çok noktasında, yapılarında taş işlemeciliğini hayranlıkla seyredebilirsiniz. Mardin'deki tüm yapılar ovaya doğru güney yönüne bakar.

Mardin'de bir birinden farklı inanç ve kültürler yüzyıllardır barış içinde beraber yaşamıştır. Kentin bir çok farklı noktasında hem Müslümanlar için önemli Camii ve Medreseler ile beraber Kilise ve Manastırları görebilirsiniz. Şehirde dolaşırken bir yanınızdan ezan diğer yanınızdan çan sesleri gelmesi toplumsal barışın ne kadar ileri bir noktada olduğununda bir işaretidir. Süryanilerin, Ermenilerin inançlarını diledikleri gibi yaşadıkları şehridir Mardin. Ayrıca Müslümanlar için önemli olan kutsal emanetleri barındıran Medrese ve camileri de Mardin'de ziyaret edebilirsiniz. Ulu Cami'de HZ. Muhammed (AS) sakalı şerifi bulunmaktadır, Hatuniye Medresesinde peygamber efendimizin ayak izini ziyaret edebilirsiniz.

Ziyarete açık olan kilise ve manastırlardan bazılar : Deyrüzzaffaran Manastırı (Mardin merkeze 5 km uzaklıkta) , Kırklar Kilisesi (Şehir Merkezinde), Mor Gabriel Manastırı ( Midyat)

Önemli Cami ve Medreseler: Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi, Ulu Cami, Hatuniye Medresesi, Şehidiye Camisi vb.

Bir dağın tepesinde kurulmuş olan Mardin, Yukarı Mezopotamya’nın en eski şehirlerinden biridir. M.Ö.4500’den başlayarak klasik anlamda yerleşim alanı olan Mardin, Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Selevkos, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı Dönemine ilişkin birçok yapıyı bünyesinde harmanlayabilmiş önemli bir açık hava müzesi görünümündedir.

Roma ve Bizans hâkimiyetinden itibaren Hazreti Ömer’in halifeliği sırasında Müslüman Arapların eline geçen Mardin, Malazgirt Zaferinden sonra Türklerin hakimiyetine girmiştir. 1517 yılında Çaldıran Zaferinden sonra Osmanlı topraklarına katılan il, Diyarbakır’a bağlı bir sancak haline gelmiştir. Şehir, Cumhuriyet döneminde vilayet olmuştur.

Aslında Yemekleri Mardin'e geliş için başlı başına bir sebeptir. Kaburga dolmaları, etli sarmaları, Sembusekleri, kızartılmış - haşlanmış içli köfteleri, kebapları, ova çorbaları, lebeniyeleri, harika pideleri vb... onlarca müthiş yemek ve damak tadı. Gurmeleri kendisine mıknatıs gibi çeken müthiş mutfak sizi Mardin'de bekliyor. Mardin bulunduğu mevki ve coğrafya bakımından çok şanslı. Bir çok ırk ve medeniyet çeşnisi olmuş durumda. Mutfağının bu kadar leziz ve harika olmasının sebeplerinden en önemlisi bu.

Mardin baharatlar konusunda çok zengindir. Ayrıca aktarlarda ilk defa tanışacağınız yeni baharatların farklı dillerde isimlerini öğrenmekte farklı bir keyif ve deneyim olacaktır. Kesinlikle büyük şehirlerde bulamayacağınız tazelik ve aromada baharatlardan almanız tavsiye olunur.

Mardin'in meşhur taklacı güvercinleri. Güvercin demek Mardin'de çok önemli binlerce yıllık gelenek demektir. Konakların bir çoğunda kuşlar için ayrılmış özel alanlar mevcuttur. Her gün sabah ve ikindi saatlerinde bu seremoniyi kaçırmayın.

Gündüz ova manzarası (özellikle ilkbahar aylarında) harika bir duygu veriyor insana. Uçsuz bucaksız yemyeşil bereketli ova. Görülmeye değer.

Mardin'in meşhur çarşıları tam sizlik. Bakırcılar çarşısı, kuyumcular çarşısı, revaklı çarşı, pasajlar, sabuncular, gümüşçüler ve mistik bir çok ürün. Şallara bürünüp sokaklarda farklı renklerde dolaşıp sıcak sıcak Mardin Leblebisi yiyebilirsiniz. Şah meran işlemeli bakır ürünler bulabilir, Kuyumcularda ve gümüşçüler de bayanların yüzünü güldüren, bayların cüzdanını hafifletecek güzellikte telkari ürünleri satın alabilirsiniz.

Gündüz seyranlık gece gerdanlık Mardin. Gece manzarası bir harika bu şehrin. Hem kendi içinden hemde şehir dışından Mardin'e bakıldığında gece bu şehre farklı bir hava veriyor.

Mardin'e has geleneksel tahtlar kesinlikle görülmeye değerdir. Yaz aylarında tahtlar halk tarafından konaklarının teraslarına kurulur ve geceleri orada oturulur, uyunur. Bin bir farklı hikaye, efsane yıldızlara ve ovaya bakılarak anlatılır anlatılır anlatılır. Günümüzde Mardinli bir tanıdığınız yoksa tahtlarda uyuma şansınız çok zor fakat mevcut turistik tesislerde tahtlara oturarak meyvenizi yiyebilir, acı mırra kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Mardinli büyük ailelerin sahip oldukları konaklar kesinlikle görülmeli. Bunlardan en meşhurları Ensari Ailesine ait Mardius Tarihi Konak, Şatana ailesine ait eski Ptt Binası, ayrıca 1 cadde üzerinde bulunan Şahkulubey Konağı, Mardin'in en büyük konağı olan Paşa konağı bunlardan bazılarıdır. Konaklar hakkında çok da fazla bilinmeyen bir konu ise şudur. Köklü ve büyük ailelerin konakları hem mimari açıdan farklı yapılırmış hemde konum itibariyle çok yol üstü olmazmış. Mahalle aralarında bulunan bir çok özel konağı da sizler keşfedebilirsiniz.

Ulaşım : Havayolu Ve Karayolu tercih edilmeli

Gezilmesi için en uygun tarih: İlkbahar ve Sonbahar ayları çok rağbet gören mevsimlerdir. Ama genel olarak Mardin'e 12 ay 4 mevsim gidebilirsiniz. Ayrıca sezon dışı ziyaretiniz sizin için daha büyük bir fırsat olabilir. Konaklama ve yemek için bütçeniz daha az yorulacaktır.

Konaklama: Eski Mardin şehrindeki butik oteller tercih edilmelidir. VIP Hizmet için Artuklu Kervansarayı, Mardius Tarihi Konak, Ekonomik konaklama için Zinciriye Butik Otel, 4 Yıldızlı standart Hizmet veren ama butik otel hizmeti almak isterseniz İzala Butik Otel önerilir.

Yemek Önerisi: Kesinlikle kaburga dolması, sembusek, içli köfte çeşitleri ve mumbar dolması tadılmalıdır.

Ne alınmalı: Telkari Gümüş ürünler harika hediye olur. Ayrıca Mardin'e has kahve çeşitleri de farklı bir seçenek olabilir ama en fazla Mardin'den badem şekeri alınır. Sabun da bir alternatif olabilir.