Süleyman Çelebi kimdir? Süleyman Çelebi kitapları ve sözleri
Osmanlı âlimi Süleyman Çelebi hayatı araştırılıyor. Peki Süleyman Çelebi kimdir? Süleyman Çelebi aslen nerelidir? Süleyman Çelebi ne zaman, nerede doğdu? Süleyman Çelebi hayatta mı? İşte Süleyman Çelebi hayatı... Süleyman Çelebi yaşıyor mu? Süleyman Çelebi ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 1346-1351(?)
Doğum Yeri:
Ölüm Tarihi: 1422
Ölüm Yeri:
Süleyman Çelebi kimdir?
Orhan Gazi döneminde doğmuştur. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmaz. Kimi kaynaklara göre Osmanlı Sultanı I.Murat'ın vezîrlerinden Ahmed Paşa'nın oğlu, Şeyh Mahmûd Efendi'nin torunudur. Dedesi Mahmûd Bey, Şeyh Edebali'nin torunudur ve 1338'de Süleymân Paşa önderliğinde Rumeli'ye sal ile geçenlerdendir. Süleyman Çelebi'nin 1346-1351yılları arasında bir tarihte doğduğu, ölüm tarihinin ise 1422 olduğu sanılıyor.
Gençliğinde Bursa'da iyi bir eğitim aldığı sanılmaktadır. O devirde, Çelebi ünvanı ilim adamlarına ve Mevlevi tarikatı büyüklerine verilmekteydi. Mevlevi olduğuna dair kanıt yoktur. Bilgili tavırlarıyla Padişah Yıldırım Bayezid’in dikkatini çekmiş ve yapımı 1399’da tamamlanan Ulu Cami'ye imam olarak atanmıştır.Ünlü eseri Vesiletü'n Necat'ı getirildiği bu görev esnasında yaşadığı bir olaydan etkilenerek kaleme aldığı bilinmektedir.
Söylenceye göre Süleyman Çelebi, Hz.Muhammed'in diğer peygamberlerden pek farkı olmadığını söyleyen bir İranlı vaize içerleyerek onun diğer peygamberlerden üstün olduğunu dile getirmek için Mevlid'i kaleme aldı. Süleyman Çelebi, Osmanlı Devleti'nin zayıf bir evresi olan ve Anadolu topraklarında her türlü kargaşalığın hüküm sürdüğü Fetret Devri'nde batini görüşler ile ehl-i sünnet arasındaki çekişmede ehl-i sünnetin tarafında yer almıştı. Mevlid'in yazılmasının bir amacının da ehl-i sünnet taraftarlarına destek vermek olduğu ifade edilir. Eserini, 1409 yılında (tahminen 60 yaşında iken) tamamladı. Eserini yazarken, referans aldığı eserlerin, Âşık Paşa'nın ''Garibnâme''si, Erzurumlu Darîr’in “Siyerü’ n- Nebî”'si, Eb'ul Hasan Bekrî’nin “Siyer”'i ve Muhiddîn-i Arabî’nin “Füsûs”'u olduğu tesbit edilmiştir. Mevlid, bilinen tek eseridir.
1422'de vefat ettiği düşünülen Süleyman Çelebi'nin mezarı Bursa’da Çekirge yolu üzerindedir. Mezarının bulunduğu yere 1952'de bir türbe yapılmıştır.
Süleyman Çelebi Kitapları - Eserleri
- Mevlid
- Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat
- Mevlidi Şerif
- Büyük Mevlidünnebi
- Mevlid-i Şerif İlahiler ve Sohbetler
Süleyman Çelebi Alıntıları - Sözleri
- “Aşık Yunus seni ister, lütfeyle, cemalin göster Cemalin gören aşıklar ebedi ölmez Allahım!” (Büyük Mevlidünnebi)
- Ol beni can ile seven ümmetüm Hem seve canı gibi her sünnetüm Cehd ide bir sünnetüm terk itmeye Toğrı yolı koyup eğri gitmeye (Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat)
- Ne murâdın vâr ise kılam revâ Eyleyem bir derde bin türlü devâ Mustafa dedi: Eyâ Rabb-er Rahîm Vey hatâ püş u atâsı çok kerîm (Mevlidi Şerif)
- Bir kez "ol" dimek ile oldı cihân Olma dirse girü yok olur hemân (Mevlid)
- “Allahı can-ü yürekten takdis et, Yoksa yarın ondan unma mağfiret. Ona döner çünkü her şey nihayet, Fayda vermez son pişmanlık, nedamet.” (Büyük Mevlidünnebi)
- Haşa lutfından ki mahrum eyleye Afv ide cürmümi merhum eyleye (Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat)
- Bildi alem halkı toğdı Mustafa Cümle alem toldı nur ile safa (Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat)
- “Yaradılmış cümle oldu şadüman, Gam gidip alem yeniden buldu can. ... Ey gönüller derdinin dermanı sen, Ey yaradılmışların sultanı sen.” (Büyük Mevlidünnebi)
- "Bir kez Allah dese aşk ile lisân, Dökülür cümle günah misl-i hazân." (Mevlidi Şerif)
- Şol cennetin ırmakları, Akar Allah deyu deyu. Çıkmış İslâm bülbülleri, Öter Allah deyu deyu. Salınır tûbâ dalları, Kur'an okur hem dilleri. Cennet bağının gülleri, Kokar Allah deyu deyu. Kimi yiyip kimi içer, Hep melekler rahmet saçar. İdrîs nebî hulle biçer, Diker Allah deyu deyu. Altındandır direkleri, Gümüştendir yaprakları. Uzandıkça budakları, Biter Allah deyu deyu. Aydan arıdır yüzleri, Misk-i amberdir sözleri. Cennet'te hûrî kızları, Gezer Allah deyu deyu. Hakk'a âşık olan kişi, Akar gözlerinin yaşı. Pür nûr olur içi dışı, Söyler Allah deyu deyu. Ne dilersen Hak'tan dile, Kılâvuzla gir bu yola. Bülbül âşık olmuş güle, Öter Allah deyu deyu. Açıldı gökler kapısı, Rahmetle doldu hepisi. Sekiz Cennet'in kapısı, Açar Allah deyu deyu. Rıdvan-durur kapı açan, İdrîs-durur hulle biçen. Kevser şarabını içen, Kanar Allah deyu deyu. Miskin Yûnus var yarına, Koma bugünü yarına. Yarın Hakk'ın dîvânına, Varam Allah deyu deyu. Tuba : Cennet Ağacı Hulle : Belden aşağı ve belden yukarı olan iki parçadan ibâret olan elbise Nebi : Peygamber Rıdvan : Cennet'in kapıcısı olan büyük melek (Mevlidi Şerif)
- Ümmetümi dilerem Hak'dan didi Dileğüm Hak'dan budur çokdan didi (Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat)
- “Açılır bağ-ı bostanın, okunur dilde destanın, Sen baktığın gülistanın, gülleri solmaz Allahım!” (Büyük Mevlidünnebi)
- Hak Teala rahmet eyleye ana Kim beni ol bir dua ile ana (Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat)
- Hamd, insanlara Hazret-i Kur'ân'ı öğreten; onlara eşitlik, kardeşlik ve adalet duygularını bahşeden Allah-u Teâlâ'ya mahsustur. Salât ve selâm; Kur'ân-ı Kerîm'in gercek sırlarını bilen, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed Mustafa Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Efendimizin, bütün peygamberlerin, Ehl-i beytin, güzîde sahâbelerimizin, azîzlerimizin, pîrlerimizin, alimlerimizin, Allah-u Teâlâ'nin velî kullarının, kitabımız Kur'ân'a teslim olan ve onun güçlü ipine sımsıkı sarılan bütün inanmışların üzerine olsun. ( Mevlid Duasından Giriş Kısmından ) (Mevlidi Şerif)
- Enbiyanun şeksüz ol sultanıdur Cümlesinün canı içre canıdur (Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat)
- Bulmış iken şimdi vakt u kuvveti Cidd ü cehd it zâyi kılma fursatı (Mevlid)
- “Derman ararsan derde; zikret Hakkı her yerde Kalmaz arada perde; Lâ ilâhe illâllah.” (Büyük Mevlidünnebi)
- "Birdür Allah andan artuk Tanrı yok." "Allah birdir ve O'ndan başka Tanrı yoktur." (Mevlid)
- Ümmetüm didi sana çün Mustafa Ver salavat sen de ana bul safa (Mevlid-i Şerif Vesiletü'n Necat)
- Merhaba bahri Yâradılmış cümle oldu şâdümân Gam gidûp âlem yenîden buldu cân Cümle zerrat-ı cihân idûb nidâ Çağrışûben dediler kim merhabâ Merhabâ ey âli sultân merhabâ Merhabâ ey kân-ı irfan merhabâ Merhabâ ey sırr-ı fürkân merhabâ Merhabâ ey nûru râhman merhabâ Merhabâ ey bülbül-i bâğ-ı Cemâl Merhabâ ey âşinâ-yi Zülcelâl Merhabâ ey cân-ı bâki merhabâ Merhabâ uşşâkâ sâki merhabâ Merhabâ ey cân-ı cânan merhabâ Merhabâ ey derde dermân merhabâ Merhabâ ey cümlenin matlâbu sen Merhabâ ey Hâlikın mahbâbu sen Merhabâ ey Pâdişah-i dû cihân Senin için oldu kevn île mekân Merhabâ ey rahmeten lil-âlemîn Merhabâ sensin şefîa'l-müznibîn Ey gönüller derdinin dermânı sen Ey yarâdılmışların sultânı sen Sensin ol sultân-i cümle enbiyâ Nûr-i çeşm-i evliyâ vü asfiyâ Yâ habîballâh bize imdâd kîl Son nefes didârın ile şâd kîl Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinillezî câe bilhakkıl mübîn Ve erseltehû rahmetel lil âlemin (Mevlidi Şerif)