diorex
dedas

Günlük tuz tüketiminde sınırları zorladık

Tuz, vücut için gerekli bir element olsa da fazla tüketimi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Medipol Sağlık Grubu’ndan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, özellikle Türkiye’de günlük tuz tüketiminin önerilen miktarın neredeyse iki katı olduğunu belirterek hipertansiyon, böbrek yetmezliği, kalp damar hastalıkları ve inme gibi sağlık problemlerine davetiye çıkardığını vurguladı.

  • 19.02.2025 11:17
Günlük tuz tüketiminde sınırları zorladık

Ülkemizde tuz, tüketmiş olduğumuz besinlerin vazgeçilmezi haline geldi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, tuzun vücut için gerekli bir element olduğunu ancak fazla tüketiminin ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirtti. Türkiye’de tuz tüketiminin önerilen miktarın neredeyse iki katı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıçaslan, özellikle hipertansiyon, böbrek yetmezliği, kalp damar hastalıkları ve inme gibi risklere karşı vatandaşları uyardı. Yemeklere tuz ekleme alışkanlığının değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kılıçaslan, gizli tuz kaynaklarına da dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Dengeli tuz tüketiminin önemine değinen Kılıçaslan, fazla tuz alımını dengelemek için bol su tüketilmesi gerektiğini de hatırlattı.

FAZLA TUZ TÜKETİMİ HASTALIKLARA DAVETİYE ÇIKARIYOR

Aşırı tuz tüketiminin birçok hastalığın temel nedeni olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıçaslan, Türkiye’deki tuz tüketim miktarının endişe verici seviyede olduğunu belirtti. “Tansiyon yüksekliği, böbrek hastalıkları, kalp damar hastalıkları ve inme gibi birçok ciddi sağlık problemi fazla tuz tüketimiyle bağlantılıdır. Ülkemizde maalesef günlük tuz tüketimi 8-10 gram arasında bildiriliyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği miktar 5 gramdır. Yani toplum olarak önerilen miktarın neredeyse iki katını tüketiyoruz” dedi.

 GİZLİ TUZ KAYNAKLARI TEHLİKE SAÇIYOR

Birçok kişinin yemeklerde tuz kullanımına dikkat ettiğini ancak farkında olmadan gizli tuz kaynaklarından fazla miktarda tuz aldığını söyleyen Prof. Dr. Kılıçaslan, “Birçoğumuz sofrada tuza dikkat ediyoruz ama gizli tuz kaynaklarını gözden kaçırıyoruz. Turşu, salamura gıdalar, şarküteri ürünleri, çerezler, hatta tuzlu ayran ve şalgam gibi sevdiğimiz içecekler bol miktarda tuz içeriyor. Bu gıdalar farkında olmadan tuz tüketimimizi artırır. Bu yüzden beslenmemize dikkat etmeli ve mümkün olduğunca işlenmiş, tuzlu gıdalardan uzak durmalıyız” diye konuştu.

 TUZU SOFRADAN KALDIRIN!

Tuz tüketimini azaltmanın en etkili yollarından birinin pişirme ve sofrada tuz kullanımından kaçınmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıçaslan, “Vatandaşlarımızın çoğu yemeğin tadına bile bakmadan tuz ekliyor. Oysa besinlerin içinde bulunan doğal sodyum, vücudun ihtiyacını karşılamak için yeterlidir. İlave tuz eklemek tamamen gereksiz ve sağlığa zararlıdır. Özellikle hipertansiyon, kalp yetmezliği, böbrek hastalığı olan bireyler için bu daha da önemlidir. Yemek pişirirken tuz eklememek ve sofrada tuz kullanmamak en pratik çözümdür” dedi.

 “BİR ÇAY KAŞIĞI KADAR TUZ YAKLAŞIK 5 GRAMDIR”

Prof. Dr. Kılıçaslan, özellikle yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve kalp yetmezliği gibi rahatsızlıkları olan hastaların tuz tüketimlerini ciddi şekilde sınırlamaları gerektiğini belirterek şu bilgileri verdi: “Tuzun belirli bir ölçümü yok ama kabaca ifade etmek gerekirse bir çay kaşığı kadar tuz yaklaşık 5 gramdır. Günlük tüketilmesi gereken tuz miktarı budur. Ancak birçok kişi yemek pişirirken de sofrada da ekstra tuz ekliyor. Bu alışkanlıktan vazgeçmek şart. Tuz vücudumuz için gereklidir. Özellikle yaşlı hastalarda tuz alımını tamamen kesmek sodyum seviyesinin tehlikeli derecede düşmesine neden olabilir. Hatta idrar söktürücü ilaç kullanan hastalarda bu durum daha da riskli hale gelir. Bu yüzden tuzu tamamen sıfırlamak yerine dengeli tüketmek gerekir. Biz hastalarımıza günlük 5-6 gramdan fazla tuz almamalarını öneriyoruz.”

 SU TÜKETİMİ İHMAL EDİLMEMELİ

Tuz dengesini sağlamak için su tüketiminin de artırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, “Ne kadar tuz alırsanız, o kadar su içmeniz gerekir. Vücut, fazla sodyumu ancak yeterli su alımıyla dengeleyebilir. Ancak en doğru yaklaşım, tuz alımını minimal seviyede tutmak ve düzenli su tüketmektir. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve rutin sağlık kontrolleri de genel kalp damar sağlığını korumada çok önemlidir” şeklinde konuştu.

 DÜZENLİ KONTROLLER HAYAT KURTARIR

Tuz tüketimiyle ilgili bilinçlenmenin ve periyodik sağlık kontrollerinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Kılıçaslan, “Tuz tüketimiyle ilişkili hastalıkları erken dönemde tespit edebilmek için düzenli kontroller şarttır. Kan testleri, tansiyon ölçümleri ve doktor muayeneleri ile sodyum seviyelerinin dengede olup olmadığını takip edebiliriz. Bu kontroller, olası sağlık risklerinin önceden fark edilmesini sağlar ve hastaların daha sağlıklı, kaliteli bir yaşam sürmesine yardımcı olur” diye konuştu.

Editör: Beşir Şavur

Yorum Yaz