diorex
sampiyon

Kendisini İlçesine Adayan Kaymakam!

Kızıltepe’deki görevine başladığı günden bu yana iki yılı aşkın bir süre geçiren ve bu kısa zaman içinde Ulusal televizyon kanallarının dahil herkesin dikkatini çeken çalışmalarla imzasını atan kaymakam, Fecri Fikret Çelik’le, siz okurlarımız için bir araya geldik.

  • 15.02.2011 17:15
Kendisini İlçesine Adayan Kaymakam!
Kızıltepe’deki görevine başladığı günden bu yana iki yılı aşkın bir süre geçiren ve bu kısa zaman içinde Ulusal televizyon kanallarının dahil herkesin dikkatini çeken çalışmalarla imzasını atan kaymakam, Fecri Fikret Çelik’le, siz okurlarımız için bir araya geldik. Kızıltepe halkı tarafından direkt olarak hissedilen işlerin ne şekilde yapılabildiği üzerine yoğunlaşan sorularımıza aldığımız cevaplar, sevgi, saygı, heyecan, öfke ve coşku gibi duyguların eşliğinde geldi. Ağzından hiç düşürmediği “gözüm” kelimesiyle gah yükselip gah alçalan ses tonuna adeta yüreğini katan Sayın Çelik’le gerçekleştirdiğimiz röportajı siz okurlarımızla paylaşmaktan payımıza düşen tek şey, onur olsa gerek… Rıdvan FİDAN & Nezir GÜNEŞ Kızıltepe Kaymakamı Fecri Fikret ÇELİK 1960 yılında Ağrı Patnos’ta doğdu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mezunudur. Mesleğe 1987 yılında Denizli Kaymakam Adayı olarak başladım. Sırasıyla Yahyalı, Hacıbektaş, Güçlükonak, Gölpazarı İlçelerinde Kaymakamlık, İçişleri Bakanlığında Kaçakçılık İstihbarat Harekat Bilgi Toplama Daire Başkanlığında Şube Müdürlüğü ve APK kurulunda Daire Başkanlığı görevinde bulundu. Yozgat ve Çankırı Vali Yardımcılığından sonra 2005 yılında Kızıltepe Kaymakamlığına atandı. -Kızıltepe’de iki yıla aşkındır görev yapıyorsunuz, bize ilçeyi anlatırmısınız? Kızıltepe yapısı itibariyle çok özellik arz eden bir ilçedir. Doğu ve Güneydoğunun en büyük ilçesidir. 150 köy 70 mezra ve dört beldeden ibarettir. Nüfus dokusu farklılığı belirliyor. Son 15 yıldaki yoğun göç ilçenin alt yapısını sosyal, Kültürel ve Ekonomik anlamda büyük bir değişime uğratmıştır.Birçok kurum adeta çökmüştür. - Kızıltepe’nin farklılığı nedir? Mülki İdare Amiri olarak yukarda işaret ettiğim gibi ilçenin birden büyümesi sosyal yapı profilini dejenere ederek bozmuş, bölgenin feodal yapısı ortadan kaldırılmaya çalışılırken yerini alan sağlıklı bir yapı oluşturulamamış, Dejenere olan feodal kültürün yeri boş kalmış ve yeri doldurulamamıştır. Feodal düzendeki aktörler etkisizleştiğinden ortaya söz dinlemez bir topluluk çıkmış. Bu bölgede sosyal hayatın aktörleri pasifize oldukça sosyal ve siyasal yapı kontrol edilemez bir hal almıştır. Feodaliteyi savunduğum anlamı çıksın istemiyorum. Ancak dejenere bir yapılanma aşiret dokusunu da dejenere etmiştir. Yoğun göçle birlikte kontrolsüz aileler kontrolsüz mahalleler yoksulluk ve cahilliğin de etkisiyle baş edilmesi çok zor bir ilçe yaratmıştır. -Dejenerasyon dediğiniz bu süreçmidir? Evet… Dejenerasyonu hızlandıran süreç bu süreçtir. Bu devletler içinde böyledir. Gelişmeye müsait yerleşim alanlarında; bu isterse il veya ilçe olsun bu iş böyle oluşur.Eğer siz altyapıyı gelen nüfusu entegre edecek şekilde geliştiremeseniz (Eğitim,Sağlı,Ulaşım,Kanalizasyon v.s) sobelenirsiniz. Yerel yönetimi memlekette demokrasi var, vatandaş istediğini seçer diye başıboş bırakırsanız bu süreci daha da hızlandırırsınız. Yoksul ve cahil insanlardan oluşan bir topluluğu kontrol altında tutmak entegre etmek çok zordur. Bugün batıda birçok il bu sorunu yaşıyor. Kızıltepe’nin altyapısı 20 bin nüfusa hizmet edebilecek durumdayken 130 bin nüfusa hizmet veriyor. Bu da dejenerasyon dediğimiz bir sürecin alt yapısını beslemesi demektir. -Eğitim konusunda ne düşünüyorsunuz, nasıl düzelir? Göreve başladığım 2005 yılında 85 kişilik sınıflarla karşılaştım.2 bin öğrencisi olan okulların tuvaleti çalışmıyordu Okul İdarecileri saat 11’de mesaiye geliyorlardı.. Derslikler sobalı ve harabe bir halde idiler. Sayın Valim Mehmet Kılıçlar’ın büyük ilgi ve destekleriyle okulların büyük bir kısmı kaymakamlığımızca onarıldı. İlçemize 5 büyük okul kazandırdık. 7 büyük okulumuzu kaloriferli sisteme kavuşturduk. İdareciler daha düzenli hale geldi. Eğitimde ciddi bir yatırım yapıldı. Bugün sınıflarımız 45 kişiye indirildi, hedefimiz 2008’in Eylülünde 35 kişilik sınıflarla eğitim vermektir. Türkiye’nin sonuncusu olmaktan kurtulacağımızı ümit ediyorum. -Sağlıktaki Hedefleri Tutturabildiniz mi? Genel başarıya baktığınız zaman evet. Ama sağlık politikaları çoğunlukla merkezden kumanda ile yapıldığı için hale çok büyük sorunlar yaşanıyor. Hastanede polikliniği ve ameliyatlarda 7’e katladık bıçak parası tarihe karıştı, Doktorlar sabah dokuzdan 16’ya kadar poliklinik hizmetlerini sürdürüyorlar. 2007 yılında 300.000 hasta Uzman doktorlarca tedavi edilmiş aynı yıl kadın doğum hariç 3000 ameliyat yapılmış. Köylere Hizmet Götürme Birliğince yaptırılan Acil servis ve Diyaliz Ünitesinde vatandaşa en üst düzeyde hizmet verilmektedir. Bıçak parası olmadığı için çevre il ve ilçelerden ciddi bir hasta potansiyeli ile karşı karşıyayız. 50 yataklı bir hastane 150 yataklı hastane kapasitesinde çalışmaktadır. Bu büyük bir başarıdır. Özverili, ilkeli çalışan Uzman Doktor arkadaşlara şükran borçluyuz. -Hastanenin Kapasitesini Artırmak Mümkün mü? Şu anda fiziki kapasitenin üzerinde çalışıyoruz. Yeni ek binanın bitmesi ile birlikte poliklinik sayısını 3 katına çıkardık. Ve 30 Uzman doktor 3 Acil doktoru,4 Diş hekimi ile poliklinik yapılıyor. Ameliyathanemiz kapasitenin çok üzerinde çalışıyor. Buna rağmen Doktorlarımız çok kaliteli hizmet vermektedir. Sedye üzerinde bıçak parası pazarlığı yapan Doktorlarımız yoktur. Hekimlik ahlakını ve saygınlığını kazandığımızı düşünüyorum. Uzun vadede bu çabalar devam ederse daha da iyeleşeceğini ümit ediyoruz. KAÇAK ELEKTRİK DEVLETİN ZAAFİYEDİR - Kızıltepe’de çok yüksek rakamlarda kaçak elektrik kullanımı var… - Doğrudur. İlçemizde kaçak elektrik kullanımı yüksek rakamlardadır. Gün geçmiyor ki, aşırı yüklenmeden trafolarımız patlamasın. Ancak ben kaçak elektrik kullanımını devletin bir zafiyeti olarak görüyorum. Gidin Çankırı’ya, gidin Yozgat’ın en ücra köyüne kış ortasında bir tek evde yanan elektrik sobasına rastlayamazsınız. Çankırılı vatandaşlarımız, oturduğu odasını aydınlatsın diye bir tek 40’lık ampul ile yetinirken, Kızıltepeli vatandaşlarımız bırakın evini - odasını, avlusunu bile projektörlerle aydınlatıyor. Girdiğin her zenginimizin evinin her odasında birer klima, birer Elektrik sobası, yada ısıtıcıyla karşılaşıyorsunuz. Bunu önlemek, bunun üstesinden gelmek devletimiz için zor olmasa gerek. Demin de dediğim gibi; bu bir zafiyettir. Devlet geçmişte bu insanlardan topladığı elektrik paralarıyla 2-3 fabrika kurup, istihdam yaratabilseydi öyle sanıyorum ki bugün bunları konuşmamıza gerek kalmazdı.. Ancak, yinede bu konuda geç kalındığını düşünmüyorum. CUMHURİYET TARİHİNDE KAYMAKAM GÖRMEMİŞ KÖYLERİ ZİYARET ETTİ - Efendim Halkın arasına karışıp, sizi ve çalışmalarınızı sorduğumuzda; insanların sizin icraatlarınızdan çok memnun olduklarını görüyoruz. Kızıltepe gibi zor bir ilçede bunu nasıl başardınız? - Valla bunu başarmak zor olmadı. Halkın bize gelmesine gerek bırakmadan biz halka gittik. Halka bu devletin onların olduğunu, aslında devleti oluşturan katmanların bizzat kendileri olduğunu anlattık. Makamında oturan idareci olmaktansa halkla iç içe olmayı denedik. Ama bunu yaparken klasik davranışlardan özenle kaçınmaya çalıştık. Yalnız başımıza halkın içine karıştık. Gerektiğinde tebdili kıyafet yaparak, bir hasta gibi hastane kapısında bekledik. Yeri geldi yeşil kart kuyruğuna da girdik. Bunu yaparken, aslında devletin vatandaşına sunduğu hizmetlerin ulaşması noktasını birde vatandaşın nazarı ile görmüş olduk. Kısacası bugüne kadar kullanılamayan devletin imkanlarını halka ulaşması noktasında biraz daha özverili davranmış olduk. Cumhuriyet tarihinde kaymakam görmemiş köylerimizi ziyaret ettik. Yine okulu olmayan köye okul, yaptık. Türkiye’de ilk kez köy yollarına sıcak asfalt dökmek bize nasip oldu. Onarım görmemiş 48 köy okulumuzu onarımdan geçirdik. Merkez okullarımızı yanmayan kömürle ısıtmaktan kurtarıp, kaloriferli sıcak sınıflara kavuşturduk. İşte bu yaklaşımlarımız vatandaşlarımın teveccühüyle karşılandı. Aslında çokta bir şey yapmadık. Her zaman söylediğim gibi, biz görevimizi yaptık. Misak-ı Milli sınırları içerisinden bundan sonrada bize tevdi edilecek görevleri layıkıyla yapmayı sürdüreceğiz. - Efendim tekrar başa dönecek olursak, Kızıltepe zor bir ilçe, İlçenin siyasetçileri, önde gelenleri her zaman idarede aktif olmaya çalışırlar. İcraat sunan bir kaymakam gölgesinde kalmayı pek sindirmezler! - Bu anlamda çokta sorun yaşadığım söylenemez. Zira, yaptığımız hizmetlerin halkın ortak paydası olduğunda herkes hemfikir. Bu konu kimsenin şüphesi yok. Bende bu yörenin insanıyım. Bölge kültürüne çokta yabancı sayılmam. Dolayısıyla; sıkıntı yaşamaktan çok destek gördüğüm de oldu. - Kaymakam bey; Kızıltepe’de öyle sanıyorum ki ikinci yılınızı tamamladınız. Geriye dönüp baktığınızda yaptığınız hizmetlerin çok olduğunu görüyoruz. Peki bundan sonra ilçede hangi alanlarda yoğunlaşacaksınız. Bunu da yapayım diyeceğiniz başka icraatlar olacak mı? - Evet. Kızıltepe’de gücümüz nispetinde kalıcı eserler bırakmak için çalıştık çabaladık. Bundan sonraki hedefim, Kızıltepe’de iki ilköğretim okulu iki de lise yaptırabilirsek buradan gidince gözümüz arkada kalmaz. Tabi bunu yaparken ilçemizde çok önemli bir genç potansiyel var. Kızıltepe’de gençler ilçede önemli bir nüfus oranına sahip. Kızıltepe Milli Eğitim camiası 50 bin öğrenciyi himayesinde barındıran bir camia. Bu önemli rakamın enerjisinden yaralanmak gerekiyor. Bu gençleri başıboş dejenere bir insan topluluğu olmasına izin vermemek için, enerjilerini Spor alanlarında, yada topluma yararlı birer birey olarak yetişebilecekleri alanları oluşturmanın çabası içerisinde olacağız. - Kaymakam Bey, Kızıltepe’de sosyal yaşama katkıda bulunmak için bir sinema yaptırdığınızı duyduk, bu doğru mu? - Doğrudur. Böyle bir çalışmamız var. Yıktırılıp, yeniden yapılan İnkılap İlköğretim Okulumuzun bahçesine 8 derslikli ek bir bina yapıyoruz. Bu binanın son katını çok amaçlı bir salon, bir kültür merkezi yada bir Sinema olarak planladık. Ancak Sinema salonu konusunda bırakın ilçemizi, ilimizde bile sıkıntı var. Vizyona giren filmleri halkımıza izletebilme adına bu sıkıntıyı gidermek için yapımı süren binanın son katını 100 kişilik bir sinema salonu olarak tasarlamayı düşünüyoruz. - Peki bu sinema halka açık olacak mı? - Evet . Sinemamız, salon içinde sigara içmeyen herkese açık olacak. - Kaymakam Bey, bu bizim son sorumuz. Kızıltepe’de kalıcı eserleri nasıl oluşturdunuz. Kaymakamlar arasında; “Fecri Fikret Çelik Modeli” diye bir model dillendirilmeye başlandı. Bu nasıl bir model? - Estağfurullah!... Bizim meslekte kendime örnek aldığım duayen ağabeylerim var. Ben gittiğim her hizmet yerimde bunu anlatırım, bundan sonrada anlatmaya devam edeceğim. Şunu bilir şunu söylerim; her şeyi devletten beklememek lazım. Bunu halka anlattığın zaman. Ve Halkı bu düşüncene inandıracak icraatı yaptığın zaman vatandaş üzerine düşeni fazlasıyla yapar. Sözünü ettiğiniz model halkın bütçesini sarsmayacak, tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak küçük miktarlardaki bağışları oluşturduğunuz bir fonda toplamaktan geçiyor. Ancak, bunu yaparken, halkın sizin söylemlerinize ve icraatlarınıza inanması için projelerinizi ciddiyetle ortaya koymanız gerekiyor. Yaptığımız şey çok basit. Kamu kurumlarımızın bazılarında; Tapu’da Tarım’da, Çiftçimizin destek aldığı Ziraat Bankasında tarım desteği alan vatandaşımıza oluşturulan fonu ve amaçlanan hizmet anlatıyoruz. Tamamen gönüllülük esasına dayalı, isteyen vatandaşımız verir istemeyen vermez şeklinde 5 – 10 YTL’lik bir bağış alınıyor. Bu damlacıklar büyüyor ve sözünü ettiğiniz eserler olarak ilçeye kazandırılıyor. Tabi bu eserlerin oluşması noktasında en büyük desteği Sayın Valimiz Mehmet Kılıçlar’dan gördük. Sayın valimiz bugüne kadar yaptığımız bütün projelerimize başta maddi olarak manevi desteğini de esirgememiştir. Bu vesile ile sayın valimize Kızıltepe Halkı adına bir kez daha teşekkür ediyorum. - Efendim. Yoğun çalışmalarınız arasında bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum. - Bende size teşekkür ediyorum.

Yorum Yaz