Rabindranath Tagore kimdir? Rabindranath Tagore kitapları ve sözleri
Nobel Ödüllü Hint Yazar, Ressam ve Şair Rabindranath Tagore hayatı araştırılıyor. Peki Rabindranath Tagore kimdir? Rabindranath Tagore aslen nerelidir? Rabindranath Tagore ne zaman, nerede doğdu? Rabindranath Tagore hayatta mı? İşte Rabindranath Tagore hayatı... Rabindranath Tagore yaşıyor mu? Rabindranath Tagore ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 7 Mayıs 1861
Doğum Yeri: Kalküta, Bengal, İngiliz Hindistan
Ölüm Tarihi: 7 Ağustos 1941
Ölüm Yeri: Kalküta, Bengal, İngiliz Hindistan
Rabindranath Tagore kimdir?
Atalarının kökü 11. yüzyıla dayanır. Bu soyun kurucusu Kanaj'lı bir Brahman'dı. Babası Maharshi Devendranath Tagore, varlıklı bir din adamıydı. Rabindranath, özel öğretmenlerden ders alarak orta öğrenimini yaptıktan sonra 17 yaşında Londra'ya gönderildi. Londra'da hukuk okudu. Burada edebiyat kültürünü geliştirdi. En çok etkisinde kaldığı edebiyatçı, doğaya yapıtlarında geniş yer veren İngiliz şair William Wordsworth'tür.
Rabindranath Tagore'un yaşam ve sanat görüşlerinin gelişmesinde en büyük rolü, 19. yüzyılın başlarında Bengalli Raca Rammahun Roy oynamıştır. Onun ve babasının etkileri altında şairin dünya görüşü Hindin geleneksel kast sınırlarını aşarak, panteist bir dünya inanışının yanı sıra, Hindu dininin tekelci ve çok gelenekçi çemberini kıran bir olgunluğa kavuşmuştur. Öğretmeni Roy; Hindistan'da dinin oynadığı büyük rolü bildiği için, her şeyden önce bu alanda reform yapmak zorunluluğu duymuştu. Kendisi Hindu olduğu için Hind dininin bozulmasına üzülüyordu, fakat sosyal gerçekleri görecek kadar ileri görüşlü bir insan olduğundan reform yoluna gitmedi. 1930'da Hindistan'da yeni bir mezhep olan Brahmoizmin temelini attı. Brahmo Samaj adı altında tanınan bu hareket Hinduluk, Müslümanlık ve Hristiyanlığın ortaklaşa değerlerini bir çatı altında toplamaktaydı. Bu yeni din, mucize ve kerameti bir yana iter, her şeye egemen mutlak ve yanılmaz bir kuvvet yerine, bilgelik ve aşkın esin kaynağı olan insan ve dünyayı kavrayan, yücelten bir varlığa inanır. Bu Tanrı Upanishad'lardan alınan bir cümleyle tamamlanır: "Tektir ve biçimi yoktur, ama binbir amaçla, binbir şekle girer.."
Brahmo Samaj'ın belli başlı sosyal ülküleri kardeşlik, ahlaklılık, insanseverlik, kadınlığın yükseltilmesi, kastların kaldırılmasıdır. Bu noktalarda klasikHinduizmin karşısındadır. Rammahun Roy tarafından kurulan Brahmo Samaj; Rabindranath Tagore'un babası ile Keshup Shandrasen tarafından geliştirildi. Tagore'un bu yeni oluşturulan mezhepten etkilenmesi; 22 yaşında yazmaya başladığı yıllara denk gelir. Bu yıllarda daha sonradan ilinti kuracağı Avrupa kültürüne pek rastlanmaz.
O yıllarda Bengal Hindistan'ın her bakımdan canlı ve ileri bölgesiydi. Din, edebiyat, politika alanlarında yeni görüşler beliriyordu. Kendisinden önce edebiyatta yenilik yapmış olanlar olmasına rağmen, kendisini tutuculuktan kurtaran ilk şair ve yazar olarak bilinir. İlk yazdığı "Sabah Şarkısı" adlı şiiri yüzünden şiddetli eleştirilere maruz kalmıştır. Doğa ve insan sevgisinin yoğun olduğu Kitan Jali'nin ünü dünyaya yayılmıştır. Eserlerinde ince bir lirizmle, mistisizm harmanlanır.
Hindistan'ın İngiliz Emperyalizminin boyunduruğundan kurtulması için büyük çabalar sarfetmiş ve bunu ılımlı bir üslupla yapmıştır. Edebiyat alanında ki başkaldırısını yeterli bulmayıp gençliğin milliyetçi bir eğitimle yetiştirilmesi amacıyla 1901'de Kalküta yakınlarında ki Balpur'da Sükun Barınağı anlamına gelen Santiniketan adını verdiği bir okul kurdu. Bundan başka Bangadorshan adıyla edebiyat dergisinin başyazarı oldu. 1924'de Batı ve Hint geleneklerini kaynaştıran Vishna-Bharati Üniversitesi'nin oluşumuna yol açtı.
Bengalî dilinde yazdığı yapıtlarınının, hemen hemen hepsini kendisi ingilizceye çevirdiği için, dünyanın onu hızlı tanıması kaçınılmaz oldu. 1913'teRomain Rolland'ın çok övdüğü Gora adlı romanıyla Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Kitapta Gora adlı bir gencin hayatından kesit sunulur. 1915 yılında İngiltere "Sir" unvanını verdi. 1919, Hindistan tarihinde bir dönüm noktasıdır. Amritsar Kıyımı, Gandi'nin ulusal önder olarak belirmesi bu yıl içinde olmuştur. Gandi ve Tagore iki yakın dosttur. 21 Mart 1919'da çıkarılan bir yasayla, yönetimin savaş döneminde kullanabildiği özel yetkileri barış döneminde de elinde tutması sağlanıyordu. Irkçılık temellerine dayanılarak çıkarılmış bir yasaydı. Gandi pasif direnişi gündeme getirdi. Kısa süre sonra, 13 Nisan'da Amritsar'da halktan 400 kişi öldürüldü, 2 bin kişi de yaralandı. Altın Tapınak'a girilip Sihler'in üzerine ateş açıldı. Pencap'ta sıkıyönetim ilan edildi. Tagore bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyordu. Genel Vali Lord Chelmsford'a bir mektup yazarak Sir unvanını geri verip, Gandi'ye destek oldu.
67 yaşında resim yapmaya başlamasıyla, kast ve emperyalist sistemlere karşıtlığı ve üstün yeteneğiyle dünyanın sayılı şairleri arasına girmiştir. 7 Ağustos 1941'de doğduğu şehir Kalküta'da ölür.
Rabindranath Tagore Kitapları - Eserleri
- Gitanjali
- Gora
- Kimse Bize Ait Değildir
- Aşka Çağrı
- Bahçıvan
- Aşk Şiirleri
- Fəlakət
- Avare Kuşlar
- Meyve Zamanı
- Büyüyen Ay
- Yüreklere Yakılan Ezgi
- Sessizlikle Yıka İçini
- Firari
- Chitra
- Profil
- 101 Şiir
- Acıkan Taşlar
- Sadhana - Yaşamın Kavranışı
- Ayın Bitmeyen Çocukluğu
- Ganj Yunağı'nın Öyküsü
- Veda Şarkısı
- Seçilmiş əsərləri
- Milliyetçilik
- Şairin Dini
- Yurt ve Dünya
- Rusya'dan Mektuplar
- Meyve Hasadı
- Seni Seviyorum - Seçilmiş Şiirler
- Kabil'li Meyve Satıcısı
- Öyküler
- Oyun Kağıtları Krallığı
- Yaratıcı Birlik
Rabindranath Tagore Alıntıları - Sözleri
- "Bazı insanlar kendi âdetlerine aykırı gelen şeylere kızarlar ve gücenirler; ahirete dair olan fikirlerini bile, gecelik takkeleri yahut terlikleri gibi, kendi âdetlerine uydurmak isterler; evlerinin kapısını açan anahtarın ahiret kapısını da açmasını beklerler." (Şairin Dini)
- Ölümde çokluk birlik olur, yaşamdaysa birlik çokluk olur. Tanrı ölünce din tek olacaktır. (Avare Kuşlar)
- Yıldızlar, ki sayısız kez korkunç ölüm manzaraları görmüşlerdi, buna rağmen ışıkları yine çok güzel, yine göz alıcıydı. (Ganj Yunağı'nın Öyküsü)
- Avrupa toprağında doğup, bazı doğurgan yabanotları gibi, tüm dünyayı istila eden siyasî medeniyet dışlayıcılığa dayanır. Yabancıları ya uzağında tutmak ya da yok etmek için hep tetiktedir. Eğilimlerinde etobur ve yamyamdır, diğer halkların kaynaklarıyla beslenir ve onların tüm geleceğini yutmaya yeltenir. Başka ırkların itibar kazanmasından daima korktuğundan onlara tehlike gözüyle bakar. Kendi sınırlarının dışında ne kadar büyüklük belirtisi varsa hepsini yok etmeye çalışır ve daha zayıf insan ırklarını sonsuza kadar zayıf kalmaya zorlar. (Milliyetçilik)
- Ümumiyyətlə, dünyada həqiqi bir şeyə rast gəlmək çox çətindir. (Fəlakət)
- Nafile sözcüklerle boğmayalım bu anı, bırakalım gönüllerimiz bir susku deryasına kapılsın, sürüklensin tüm düşüncemiz sahili olmayan bir ummana... (Firari)
- İnsan kalbi ne kadar kötüdür! (Gora)
- Gerçek olan bir şey var; yaratıcı, erkek ile kadının doğalarına belirgin farklılıklar koymuştur, ama Batı kültürü o farklılıkları tamamen silmeye çalışmaktadır. Kadınlar erkek olmaya çalışıyorlar, erkekler de kadın; kadın, erkeksi kişiliği yaşam felsefesi olarak görmeye, erkek de kadınsı kişiliğe bürünmeyi yaşamının zevki saymaya başlamıştır. (Ganj Yunağı'nın Öyküsü)
- "Gökten maviyi kim çalabilir?" (Bahçıvan)
- “İnanma sakın doğruluğuna Aşk ne biter Ne tükenir.”:::!!! (Aşka Çağrı)
- farklı dilde susmayı seçersin.... (Yüreklere Yakılan Ezgi)
- Geri ver beni- her şey senin olsun Senin olsun- özgür kıl yüreğimi (Aşka Çağrı)
- "Sislerle yağmurun tüllediği Yüreğimin kimsesizliğinde Yetim bir akşamın İç çekişini duyuyorum." (Aşka Çağrı)
- "Sevinç insanın kendi benliğinden ayrılmasının neticesidir. O ruhun serbestliğinde yaşar. Güzellik, kendi yüksek değerinden başka bir cazibe taşımaksızın kalplerimizi tatmin eden bir realitedir." (Şairin Dini)
- Tanrı koca koca krallıklardan usanır, ama küçük küçük çiçeklerden bıkmaz. (Avare Kuşlar)
- “Milleti milletten, bilgiyi bilgiden, insanı ve doğayı birbirinden ayırırız. İnşa ettiğimiz duvarların ötesinde her ne varsa içimizde güçlü bir şüphe uyandırır ve tarafımızca tanınacak her şeyin tanınırlık sınırımıza sokulması için önce zorlu bir mücadele vererek bize ulaşması gerekir.” (Sadhana - Yaşamın Kavranışı)
- İyilik-kötülük, acı-keder gibi olgular yaşam boyunca çeşitli çatışmalara sebep olduktan sonra kişiliği bir karar aşamasına ulaştırır. (Ganj Yunağı'nın Öyküsü)
- Acılar kaldı bana artık yalnızca ve yalnızca. (Aşk Şiirleri)
- Ömrümüz birbirinden uzaklaşacak ve sevgimizde unutulacak. (Büyüyen Ay)
- Yalnız məhəbbət səhvlər, pozuq ahənglər içərisində şənlik tapmağa qadirdir, (Fəlakət)