dedas
diorex

HÜDA PAR'dan televizyon programları içeriklerine ilişkin soru önergesi

HÜDA PAR Genel Başkanvekili Şehzade Demir, televizyon programlarındaki toplumsal değerlere zarar veren içeriklerle ilgili soru önergesi verdi. Konuyla ilgili dört sorunun yer aldığı önergede soruların Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından cevaplandırılması istendi.

  • 04.12.2024 14:21
HÜDA PAR'dan televizyon programları içeriklerine ilişkin soru önergesi

HÜDA PAR Genel Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, başta gündüz kuşağı programları olmak üzere televizyon programlarındaki toplumsal değerlere zarar veren içeriklerle ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un cevaplandırması üzere soru önergesi verdi.

"BAKANLIK PROGRAMLARIN TOPLUMSAL ZARARINA İLİŞKİN ARAŞTIRMA YAPIYOR MU?"
Televizyon programlarında toplumsal değerlerimizle bağdaşmayan içeriklerin artmasının toplumsal yapımızı olumsuz etkilediğini ve ciddi bir yozlaşmaya neden olduğunu belirten Demir soru önergesinde, bu zararla ilgili bakanlık tarafından bir araştırma yapılıp yapılmadığını, bu içeriklerin etkilerine yönelik mevcut verileri ve alınan önlemleri sordu.

"RTÜK'ÜN CAYDIRICI CEZALAR UYGULAMAYA YÖNELİK PLANI VAR MI?"
Önergede Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), söz konusu yayınlara yeterince caydırıcı cezalar uygulamadığını ifade eden Demir, RTÜK'ün caydırıcı cezalar uygulamaya yönelik bir düzenleme planının olup olmadığını ve yapılan şikayetlere yönelik ne gibi tedbirler alındığı sorusunu yöneltti.

Önergede şu ifadelere yer verildi:

"Son yıllarda televizyon programlarında toplumsal değerlerimizle bağdaşmayan içeriklerin artması, toplumsal yapımızı olumsuz etkilemekte ve ciddi bir yozlaşmaya neden olmaktadır. Özellikle gündüz kuşağı programlarında sıkça görülen ahlakı ve değerlerimizi hiçe sayan içerikler, aile kurumuna zarar vermekte, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler sıradanlaştırılmaktadır.

"ANNELER VE YETİŞTİRDİKLERİ NESİLLER TEHDİT ALTINDA"
Gün boyu bu tür programları izleyerek zehirlenen ve zehirlendiğinin farkında bile olmayan anneler ve yetiştirdikleri nesiller tehdit altındadır. TV kanallarının bu programları nedeniyle toplumun akıl, ruh ve düşünce dünyası her geçen gün daha kötüye giderken ahlaksızlık ise normalleşmektedir. Bu durum, bir tür kültür emperyalizmi ve zihinsel işgal olarak değerlendirilebilir. Ancak toplumun ciddi tepkisine rağmen bu yayınlar artarak devam etmektedir.

Toplumumuzu değerleri ile buluşturmak, geleceğini teminat altına almak gerekli ve zaruri bir iştir. Bu ahlaksız programlara karşı insani, vicdani, ahlaki ve milli seferberlik ilan edilerek mücadele edilmelidir.

"CAYDIRICI CEZALAR UYGULANMIYOR"
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), söz konusu yayınları yeterince denetlememesi ve caydırıcı cezalar uygulamaması, televizyon programlarının daha da yozlaşmasına zemin hazırlamaktadır. RTÜK'ün bu tür yayınlara yönelik yaptırımları, para cezası ile sınırlı kalmakta, programın yayından kaldırılması veya yayının durdurulması gibi daha etkili müeyyidelere başvurulmamaktadır.

"DAHA ETKİN DENETİM PAKETİ DEVREYE ALINMALI"
Özellikle 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesi, yayınların toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve aile yapısına aykırı olamayacağını belirtmektedir. Bu hükme binaen, aile kurumuna zarar veren, inancımıza ve toplumsal ahlakımıza ters düşen yayınları televizyon kanallarında yaygın olarak ele alınması kabul edilemez. RTÜK'ün bu tür içerikleri yayından kaldırmak için üzerine düşeni yapması ve daha etkin denetim paketinin devreye alınması gerekmektedir.

Bu bağlamda;

1. Bakanlığınız, gündüz kuşağı televizyon programlarının toplumsal ahlak ve kültürel değerlere verdiği zararlar üzerine herhangi bir araştırma yapmış mıdır? Bu tür programların etkilerine ilişkin mevcut veriler nelerdir?

2. Toplumda yaygın şekilde izlenen bu programların, suçu ve suçluyu normalleştirmesi ve aile içi sorunları magazinleştirerek yayması gibi olumsuz etkilerin önlenmesi amacıyla Bakanlığınız tarafından desteklenen herhangi bir düzenleme veya denetim çalışması mevcut mu? Var ise ne tür denetim ve önleyici çalışmalar yürütüyor?

3. RTÜK'ün, toplumun değerlerine aykırı yayınlara karşı uyguladığı cezai yaptırımların yeniden düzenlenmesine yönelik bir planı var mıdır? Bu konuda caydırıcı cezaların verilmesine yönelik bir düzenleme yapılması düşünülmekte midir?

4. Ahlaksız ve toplumsal değerlere zarar veren yayınlar nedeniyle RTÜK'e yapılan şikayetlerde son yıllarda bir artış oldu mu? Yapılan şikayetler değerlendirmeye alındı mı? Şayet alındıysa bu hususta ne gibi tedbirler alındı?"

Editör: Beşir Şavur

Yorum Yaz