diorex
dedas

Gazze Direnişi Ortadoğu'da dengeleri değiştiriyor

Mardinli akademisyen Abdellatif Abdelghani Meshref, Aksa Tufanı operasyonuyla Ortadoğu'da dengelerin değiştiğini belirterek, işgal rejimi ve ABD’nin Gazze’de kontrol sağlayamadığını söyledi.

  • 12.03.2025 10:05
Gazze Direnişi Ortadoğu'da dengeleri değiştiriyor

Mardinli akademisyen Abdellatif Abdelghani Meshref, Gazze'deki direnişin bölgedeki jeopolitik dengeleri nasıl değiştirdiğine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Meshref, Gazze’deki direnişin beklenmedik şekilde güçlenmesinin, işgal rejiminin uzun vadeli stratejilerini çöküşe sürüklediğini ve Ortadoğu’da yeni bir dönemin başlangıcını işaret ettiğini vurguladı.

"Aksa Tufanı Yeni Bir Dönemin Başlangıcı Oldu"

Meshref, 7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı operasyonunun, Ortadoğu’daki çatışmalarda bir dönüm noktası olduğunu belirtti. “Ortadoğu, tarih boyunca emperyalist güçlerin müdahalelerine ve bölgesel çatışmalara sahne oldu. Ancak Aksa Tufanı, bu çatışmalarda yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti. İşgal rejimi, yıllardır sürdürdüğü askeri ve siyasi stratejilerle bölgedeki hâkimiyetini koruyacağını düşünüyordu. Ancak HAMAS'ın sürpriz saldırıları ve Gazze’de başlatılan geniş çaplı direniş, işgal rejiminin hesaplarını altüst etti.” dedi.

Meshref, bu operasyonun sadece askeri bir hamle olmadığını, aynı zamanda bölgedeki halkların direniş ruhunu yeniden canlandırdığını ifade etti. “Aksa Tufanı, sadece bir askeri operasyon değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun kaderini değiştiren bir dönüm noktası oldu. Bu operasyon, işgal rejiminin bölgedeki hâkimiyet planlarını yerle bir etti.” diye konuştu.

"İşgal Rejimi Köklü Bir Dönüşüm Planlıyordu"

Meshref, işgal rejiminin son yıllarda Ortadoğu’da köklü bir dönüşüm planladığını ifade ederek, bu planların Aksa Tufanı ile boşa çıktığını belirtti. “İşgal rejimi, Ortadoğu’da lider konumuna gelmeyi ve bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmeyi hedefliyordu. ABD’nin desteğiyle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle normalleşme anlaşmaları yaparak bölgedeki etkisini artırmayı planlıyordu. Ancak Aksa Tufanı, bu planları tamamen bozdu. İşgal rejimi şu anda büyük bir kriz içinde ve bu kriz sadece Gazze ile sınırlı değil; Tel Aviv’den Washington’a kadar uzanan bir siyasi ve askeri kaosa dönüştü.” dedi.

"HAMAS, Güvenlik Algısını Yerle Bir Etti"

Meshref, işgal rejiminin üç temel stratejisine dikkat çekerek, bu stratejilerin HAMAS tarafından nasıl etkisiz hale getirildiğini detaylandırdı:

  1. Caydırıcılık Teorisi: İşgal rejimi, askeri gücünün direniş hareketlerini kolayca bastırabileceği fikrini yaymak istiyordu. Ancak HAMAS’ın gerçekleştirdiği operasyonlar, bu teorinin kırılganlığını ortaya koydu. Meshref, “HAMAS’ın tünellerden çıkarak işgal güçlerine büyük kayıplar verdirmesi, caydırıcılık anlayışını paramparça etti. İşgal rejimi, HAMAS’ın bu kadar etkili bir şekilde karşılık verebileceğini tahmin edemedi.” dedi.

  2. Güvenlik Doktrini: İşgal rejimi, dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olduğu propagandasını yapıyordu. Ancak HAMAS’ın birkaç saat içinde sınırları aşarak işgal bölgelerine girmesi, bu güvenlik algısını yerle bir etti. Meshref, “HAMAS’ın sahada uyguladığı taktikler, işgal rejiminin güvenlik duvarlarının aslında bir illüzyondan ibaret olduğunu gösterdi. Şu an İsrail halkı kendisini güvende hissetmiyor.” ifadelerini kullandı.

  3. Teknolojik Üstünlük: İşgal rejimi, ABD’den aldığı gelişmiş istihbarat sistemleri, Iron Dome hava savunma sistemi ve yapay zekâ destekli silah teknolojileriyle yenilmez olduğunu düşünüyordu. Ancak HAMAS’ın basit ama etkili askeri stratejileri, bu teknolojik üstünlüğün sahada ne kadar anlamsız olabileceğini kanıtladı. Meshref, “İşgal rejimi, yüksek teknolojiye sahip olabilir, ancak HAMAS’ın tünelleri ve halk desteği, bu teknolojik avantajı etkisiz hale getirdi.” dedi.

"ABD’nin Desteği Direnişi Kıramadı"

ABD’nin işgal rejimine verdiği yoğun desteğe rağmen direnişin kırılmadığını vurgulayan Meshref, “ABD yönetimi, işgal rejimine hem askeri hem de lojistik destek sağladı. Amerikan uçak gemileri Doğu Akdeniz’e konuşlandırıldı, gelişmiş mühimmat sevkiyatları yapıldı, hatta bazı Amerikan askeri uzmanları sahada işgal ordusuna danışmanlık yaptı. Ancak tüm bunlar, HAMAS’ın direnişini kırmaya yetmedi. Bu, Batı dünyasında büyük bir şok oluşturdu. Çünkü ilk kez, işgal rejimi bu kadar büyük bir krizle karşı karşıya kaldı ve bunu çözebilecek hiçbir stratejisi yok.” ifadelerini kullandı.

"Gazze Halkının Direnişi İşgal Rejimini Yenilgiye Uğrattı"

Meshref, Gazze halkının direnişteki rolüne dikkat çekerek, “HAMAS’ın en büyük silahı, ne roketleri ne de tünelleridir. Asıl gücü, Gazze halkının sarsılmaz direnişidir. Eğer Gazze halkı HAMAS’ın yanında olmasaydı, işgal rejimi ve ABD çoktan direnişi çökertmiş olurdu. Ancak halk, bombardımanlara, açlığa, susuzluğa rağmen direnmeye devam ediyor. Bu, işgal rejimi için en büyük yenilgilerden biridir. Çünkü işgal rejimi, halkın iradesini kırmakta başarısız oldu.” dedi.

Meshref, savaşın sadece askeri bir mesele olmadığını, aynı zamanda psikolojik ve sosyal bir savaş olduğunu belirterek, “İşgal rejimi, Gazze halkının teslim olacağını düşündü, ama tam tersi oldu. Direniş, sadece HAMAS’tan ibaret değil, Gazze’deki her evde, her sokakta, her yürekte devam ediyor. İşgal rejimi, bu gerçeği kabul etmek zorunda kalacak.” ifadelerini kullandı.

"Aksa Tufanı Ortadoğu’nun Kaderini Değiştirdi"

Aksa Tufanı’nın yalnızca Gazze’yi değil, bölgedeki diğer ülkeleri de etkilediğini belirten Meshref, “Bu operasyon, İran’dan Lübnan’a, Yemen’den Suriye’ye kadar geniş bir etki alanı yarattı. Direniş ekseni güç kazandı. Lübnan’daki Hizbullah, Yemen’deki Husiler, Irak’taki direniş grupları işgal rejimine karşı daha agresif bir tutum sergilemeye başladı. ABD ve Batı, bu sürecin farkında ve bu yüzden işgal rejimine olan desteği artırıyor. Ancak bu destek, sahadaki gerçekleri değiştirmiyor.” dedi.

"Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak"

Meshref, HAMAS’ın direnişinin işgal rejiminin tüm planlarını bozduğunu vurgulayarak, “İşgal rejimi, Gazze’yi işgal etmeyi, HAMAS’ı yok etmeyi ve Aksa Tufanı’nı bir an önce bitirmeyi planladı. Ancak tüm bu hedeflerde başarısız oldu. Ne Gazze’yi kontrol altına alabildi ne de HAMAS’ı yok edebildi. Bu savaş, işgal rejimi için tam anlamıyla bir kâbusa dönüştü. Ortadoğu artık eski Ortadoğu değil. Direnişin gücü arttı, işgal rejiminin caydırıcılığı çöktü ve bölge halkları, emperyalist projelere karşı daha bilinçli hale geldi.” ifadelerini kullandı.

Meshref, son olarak, “İşgal rejimi ve destekçileri için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gelecek, halkların direniş gücüne bağlı olacak.” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Beşir Şavur

Yorum Yaz