Pia Mater - Serkan Karaismailoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Pia Mater kimin eseri? Pia Mater kitabının yazarı kimdir? Pia Mater konusu ve anafikri nedir? Pia Mater kitabı ne anlatıyor? Pia Mater PDF indirme linki var mı? Pia Mater kitabının yazarı Serkan Karaismailoğlu kimdir? İşte Pia Mater kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Serkan Karaismailoğlu
Yayın Evi: Elma Yayınevi
İSBN: 9786059367509
Sayfa Sayısı: 424
Pia Mater Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
PİA MATER, bir roman ancak bildiğimiz romanlardan çok farklı. Yazarın tanımlaması ile o bir Nöro-Roman. Bir sinirbilimci olan Serkan Karaismailoğlu daha önce yayımlanmış olan Kadın Beyni Erkek Beyni ve Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum adlı kitaplarından sonra ilk defa bir roman denemesiyle okuyucunun karşısına çıkıyor. Ancak bu kitabında da gene bilim var. Bildiğimiz roman kurgusunun içine ustalıkla yerleştirilen bu bilimsel veriler, roman kahramanlarının eşliğinde bir hikâyeye dönüşüyor.
Macera, bilim ve heyecanlı bir kitap okumak istiyorsanız PİA MATER tam size göre. Elma Yayınevi bir ilki daha buluşturuyor okuruyla; Serkan Karaismailoğlu ve Nöro-Roman…
Nöro-Roman: Sinirbilimsel gerçeklerin, belli bir kurgu ve hayali karakterler eşliğinde okuyucuya sunulduğu bir roman türüdür.
Adam bir türlü anlamıyordu. Beyin üzerine onlarca kitap ve araştırma okumuştu. Bu konuda kendisini önemli bir şekilde geliştirmişti ama gene de anlayamıyordu. Nasıl olur da bir başka insanı bu kadar net içinde hissedebilirdi ki. Onu gördüğü her an, sahip olduğunu sandığı bütün organlarının aslında ne kadar bağımsız ve başına buyruk olduklarını bir kez daha algılıyordu. Yıllardır beraber yaşadığı kalbi artık başkası için atıyordu, beyni desen çoktan olay yerini terk etmişti. Kendi hücreleri bile dinlemiyordu adamı. Bir insanın hücresi neden bir başkası için kendi vücuduna ihanet ederdi ki... Ama adam bir şeyden çok emindi. Tüm hücrelerinin kendisini terk edeceğini de bilse, onu gördüğü tek bir anı bile dünyada hiçbir şeye değişmezdi.
Pia Mater Alıntıları - Sözleri
- dünyada aynı kitabı okumuş olan iki insan yoktur ..
- "Ne yani; böylesi korkunç bir dünyanın, bir de cehennemi mi var?"
- "Hayatını vazgeçtiklerin belirler. Bu yüzden bir karar alırken neyi seçtiğinden ziyade, nelerden vazgeçtiğini çok iyi sorgula."
- "Ne yani; böylesi korkunç bir dünyanın, bir de cehennemi mi var?" - Umberto Eco
- ¶¶ Ne yani; böylesi korkunç bir dünyanın, bir de cehennemi mi var? ¶¶
- Yıllar sonra öğrendim ki; bağırıp çağırmana gerek yok! Sesini duymak isteyene, bir fısıltı bile yeter.
- "Onsuz yaşamayı düşünemediğin birine, nasıl veda edersin?" My Blueberry Nights (film)"
- ¶¶ Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz. ¶¶
- Çünkü aşk sorgulatmaz. Sadece çarpar.
Pia Mater İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Alıntıların tamamı başka yazarlara ait!!: Kitabı okudum. Geldim merakla kitapla ilgili incelemeleri, alıntıları da okudum. kitabın neresi bu kadar sevildi çok merak ediyorum. Tesla, Meryam, İlias ve mafya babası çocuk. Kendimi zorladım ama yok. Sevilecek gibi değil. Nöroroman da bana göre tamamen ticari bir tanım. Kitapta duyup şaşıracağınız herhangi bir “nöro” bilgi yok. Köpekler insanlardan şu kadar kat fazla koku alır.. yumurta içerden çatlarsa hayat başlar ama dışardan çatlarsa ölüm olur.. vs. Bunlar klişe değil de ne? Kitap akıcı tamam, kolay okunuyor. Ama ne yeni bir şey söylüyor, ne de yeni bir bakış açısı katıyor. Bir de arkadaşlar lütfen yazarın, diğer yazarlardan alıntıladığı şeyleri sanki o yazmış gibi burda alıntı olarak paylaşmayın. Alıntıların nerdeyse tamamı bu yazara değil, farklı yazarlara ait. Zaten ben burda yazara değil, size kızıyorum. Bu kitabı koca ülkede bestseller yaptığınız için ve ünlü yazarların sözlerini bu kitaba ait gibi paylaşıp okuyucuyu yanlış yönlendirdiğiniz için. (Ceren Kilmen)
ince zar(waauuw): ¶¶Bir Afrika kabilesinde şöyle bir söz vardır: “Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar.”¶¶ "İlerle" demişti adam. "Sakın arkanı döneyim deme. Sadece İlerle." Arkanı döndüğün an her şeyin bitip hiçliğin başladığı an olacaktır. " Giriş efsane değil mi sizce de? :)) yazar/i14520 bu işi çok iyi yaptığından artık zerre şüphem yok. Kendisini ilk kitap/kitap--38525 kitabıyla tanıdım ve bu denli bir anlatım, üslub, yer yer kurgu sisteminin işleyişi, aktarılan bilgilerin masalsı hali argümanların şaşırtıcı tekniği okuyucu alıp götürüyor cidden. Kitabın ikincisi olan kitap/kitap--229261 'i ise okumak için fazla beklemeyeceğim. Pia Mater. Yazarın tanımıyla bir Nöro Roman. Yine onun tanımıyla, sinirbilimsel gerçeklerin, belli bir kurgu ve hayali karakterler eşliğinde okura sunulduğu roman türü. Yazar romanı yazma amacı hakkındaki soruya tek cümleyle cevap veriyor: “Limbiğe dokunmak istedim... " Hikâye bir yana “İşlevsel” denilebilir Pia Mater için. Pek çok bilgi, hikâye akışının içinde son derece anlaşılır bir dille aktarılmış. Öğretiyor Serkan Karaismailoğlu. Bir yandan hikâye anlatırken diğer yandan öğretmek için takdire değer bir çaba gösteriyor. Üstelik her bilimsel tespitten söz edişinde kaynak gösteriyor. Ancak yazarın ilk kitabında düştüğü bir not var. Bütün bilimsel gerçeklere “şimdilik” kaydıyla yaklaşıyor. Söz konusu bilim olduğunda değişmezlikten söz etmek mümkün değil. Bu bakımdan yazar, bazı konulara farklı bakış açıları getiriyor yani bir nevi kesinliğe bağlamaktan kaçınıyor. Yine de kesin olarak kabul görecek pek çok saptamayla karşı karşıya kalıyoruz. Müziğin insan beyni üzerindeki etkisi bunlardan biri… Yazar bu etkinin evrensel olduğunu ifade edip araştırma sonuçlarıyla tespitini destekliyor. Müzik dinleme esnasında beynimizde olup bitenleri şöyle özetliyor: “Beyin görüntüleme üzerine yapılan yeni çalışmaların bizimle paylaştığı sonuçlar inanılmaz aslında. Normalde beyin görüntüleme sırasında bir iş yaptığında, beyninde o işi yapmakla sorumlu bölgeyi renkli bir şekilde görürüz. Aktif bölge dışında beynin geri kalan büyük kısmı karanlık görünür. Sadece müzik dinleyenlerin beyninden elde edilen görüntüleri kesinlikle görmen lazım. Beyinde birbirleriyle alakası olmayan birçok bölge aynı anda aktifleşiyor ve karşımıza rengârenk bir beyin görüntüsü çıkıyor. Sanki nöronların, beyninin içinde senden habersiz devasa bir parti veriyorlarmış gibi. Diğer taraftan bir de senin yaptığın gibi bir enstrüman çalma durumu söz konusuysa işte o zaman beyin tam bir karnaval alanına dönüyor. Niye biliyor musun? Çünkü bir müzik aleti çalmak işitsel, görsel, duysal ve motor korteksin hep beraber çalıştığı oldukça etkili bir egzersizdir. Haftada sadece bir saat enstrüman çalmanın bile birkaç ay sonunda beynin hafıza, işitme ve motor işlevlerinden sorumlu bölgelerinde büyüme ve aktivite artışı sağladığını biliyoruz.” Bir başka konu solaklık. Solaklar diğer insanlara göre daha zeki olabilir mi? Böyle bir kabul var ancak bir başka görüş de zekâ açısından avantajlı olanların evrimsel olarak çoğaldığını, ne var ki solaklık oranının ilkel insanların yaşadığı dönemde de, içinde bulunduğumuz dönemde de aynı oranda görüldüğünü ileri sürüyor. Bu konuda çarpıcı bir tespitse bebeklerin ultrason görüntülerine bakarak doğduktan sonra solak olup olmayacağının anlaşılabilme ihtimali. Bebeklerin anne karnında parmağını emdiği biliniyor. Bebek hangi elinin parmağını emiyorsa o tarafı baskın olarak kullanacağı belirtiliyor. Aslına bakılırsa bir tarafın baskın olması insana has değil, doğadaki tüm canlılarda görülüyor. “Beklenti Etkisi ya da Kendini Gerçekleştiren Kehanet…” Bir kısım okurların aşina olduğu kavramlar bunlar. “Sen bir şeye inandığında bu durum farkında olmasan bile davranışlarına yansır ve çevrendekileri de etkileyebilir. Mesela falında sevdiğin kişi ile büyük bir kavga edeceğin söylensin. Sen bu söyleme inandığında artık tüm davranışların bu şekilde gelişir. Acaba sana olan sevgisi mi bitti, yoksa başka biri mi var derken her olaydan anlam çıkarma kaygın sonunda bir şekilde kavgaya neden olacaktır zaten. Aslında bununla ilgili en iyi örnek; Matrix filminde Neo’nun Kâhin ile ilk tanıştığı andır. Filmi hatırlar mısınız bilmiyorum, konuşmanın bir yerinde Kâhin, Neo’ya “Vazo için endişelenme” der. Neo “Ne vazosu” diye etrafına bakınırken aynı anda yanında bulunan vazoya çarpar ve yere düşürür. Neo merak içinde Kâhin’e bunu nasıl bilebildiğini sorar. İşte orada Kâhin’in verdiği cevap tüm durumu özetler aslında. “Acaba ben ‘Vazo için endişelenme’ demeseydim yine de vazoyu kırar mıydın?”Tekrardan izlemek istediniz değil mi? :)) Dopamin kimi insanda konforla açığa çıkar kimi insanda yiyecekle. Kimisindeyse dopamin bilginin ta kendisidir. Bilgiyle mutlu olanlar bu kitabı mutlaka okumalı diyerek kitaptan birkaç alıntıyla bitirmek istiyorum. “Dünyadaki evliliklerin küçük bir kısmı zorla yaptırılan evliliklerdi. Geri kalan çok büyük bir kısmı ise birbirlerini sevdiklerini sanan insanların yaptıklarıydı. Daha doğrusu, seveceği insanı bulamadığında, korkudan, bulduğu insanı sevmeye çalışanlar. Hoşlanma hissini aşk sananlar.” ”Aslında vücudumuzda her duygu bir nörotransmitter salgılıyordu. Bu nörotransmitterin de doğrudan ya da dolaylı olarak feromonlarımıza etkisi vardı. Yani heyecanlanan bir insanla, korkan bir insanın kokusu aynı değildi. Heyecanın da kendisine ait bir kokusu vardı, korkunun da.” “Ama bildiğim ve emin olduğum tek bir şey var. O da insan denen acımasız canlının doğadaki güzel olan her şeye nefreti. Ben böylesine büyük bir vahşet görmedim biliyor musun? Sırf güzel gözüktüğü için bir çiçeği çok rahat koparabilir insan. Onu kopararak öldürmüş olma fikri o kadar uzaktır ki ona. Umurunda bile değildir. Doğanın en güzel yerlerine kendi gri taş bloklarını döşer. Çünkü insan denen canlı sorumsuzdur. Güzellikleri tek tek yok etmeye bayılır.” “İnsan var oldukça, müzik varlığını sürdürmek zorunda. Evrenin kendisi bir şarkı söylüyor ve tüm galaksiler bu şarkıyla birbirleri etrafında çılgınca dans ediyorlar. Tıpkı elektronların atomun çekirdeği etrafında dans etmesi gibi.” ¶¶“Onca yıl boyunca öğrendiği en önemli şey; karşında eğer ağlayan bir kadın varsa – asla ağzını açma, belirli bir miktarda hüzünlü hisset ve kafanı hafif bir açıda eğerek onu onayla – davranışıydı. "¶¶ Okur kalın... (Ayfer)
Pia Mater PDF indirme linki var mı?
Serkan Karaismailoğlu - Pia Mater kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Pia Mater PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Serkan Karaismailoğlu Kimdir?
Lisans eğitimini 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Biyoloji bölümünde tamamladı. 2009 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim dalından yüksek lisans derecesini almış olup halen aynı yerde doktora eğitimine devam etmektedir ve araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır.
Sinirbilim alanında, beyin cinsiyeti (kadın beyni – erkek beyni)
başta olmak üzere çeşitli konularda çalışmalarına devam etmektedir. 2009 yılında ulusal fizyoloji kongresinde en iyi genç araştırmacı ödülünü almıştır. Bir tane uluslararası kitap bölümü olmak üzere çeşitli ulusal ve uluslararası dergilerde makaleleri bulunmaktadır. Sinirbilimin son bulguları ışığında, yaşamımızı doğrudan etkileyen birçok konuda, ilgilenen herkesi; anlaşılabilir, tartışılabilir, uygulanabilir ve en önemlisi de olabildiğince eğlenceli bir şekilde bilgilendirmeyi amaçlayan
“Ortapia” projesinin kurucusu ve yürütücüsüdür.
Youtube platformundaki Ortapia Serkan Karaismailoğlu kimdir? sorusuna ''Kendisi çok küçükken eve gelen kadın komşuların annesine sorduğu “bugün beyin için ne yaptın?” sorusunu tümüyle yanlış anlayıp (meğerse annemin babam için yaptığı yemeği soruyorlarmış) her gün beyin ile ilgili yeni bir bilgi öğrenme çabasıyla büyümüş ama halen çocuk olan bir yetişkindir. Her şeyi yapmaya çalışıp, hiçbir şeyi yapamamış olmanın verdiği hüzün ve hazla yaşamaktadır. Doktorasını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı’nda “beyin cinsiyeti” üzerine üzerine yapmış olup halen aynı kurumda çalışmaya devam etmektedir.
“Kadın Beyni Erkek Beyni” adlı kitabı 2015 yılında çıkmıştır.
Ortapia projesinin kurucusudur.
2016 yılında TÜBİTAK desteği kapsamında “fizyopia” adlı teknokent şirketini kurmuştur.'' diyerek cevap veriyor.
Serkan Karaismailoğlu Kitapları - Eserleri
- Kadın Beyni - Erkek Beyni
- Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
- Pia Mater
- Arachnoid Mater
- Dura Mater
Serkan Karaismailoğlu Alıntıları - Sözleri
- ¶¶ Bazılarımız dayanmanın bizi güçlü kıldığını zanneder. Ama bazen bizi güçlü yapan bırakmaktır. - Hermann Hesse ¶¶ (Dura Mater)
- "Onsuz yaşamayı düşünemediğin birine, nasıl veda edersin?" My Blueberry Nights (film)" (Pia Mater)
- “Hayat bir yolculuktur. Mutlu olmadığınız duraklarda fazla oyalanmayın.” (Arachnoid Mater)
- Bazen kendini, Şahin marka arabanın arka camına yazılmış Dante'den bir dörtlük gibi hissedersin. Ya hissettiğin yanlıştır ya da olduğun yer. (Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum)
- “Işık herkesi parlak gösterir. Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsanız ona karanlığın en siyah olduğu anda bakın.” (Dura Mater)
- “ Bilinmeyen tek şey; ölüm sayacının kaçtan itibaren geriye doğru saymaya başladığıydı.” (Arachnoid Mater)
- Adenozin ya da herhangi bir molekül, beyinde etki gösterebilmek için reseptör dediğimiz yapılara bağlanmak zorundadır.Uyanık olduğumuz dönemde,adenozin beynimizde birikmeye başlar ve belirli bir düzeye ulaşınca beyindeki ilgili reseptörlere bağlanır. Bu bağlanma sonucunda kendinizi yorgun ve uykulu hissedersiniz. Eğer uyursanız adenozin yoğunluğu azalır ve kendinizi dinç hissedersiniz. Peki bu sistemde kahve nasıl etki göstermektedir? Kahvenin içerisinde bulunan kafein yapısal olarak adenozine çok benzer. Beyne gelen kafein molekülü adenozinle yarışarak adenozinin başlanacağı reseptörlere bağlanır. Adenozin buralara bağlanamadığı için etki gösteremez ve siz de uykulu ve yorgun hissetmezsiniz. (Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum)
- Gariptir insanoğlu, aynı espriye defalarca gülmez ama aynı acıya defalarca ağlar… (Arachnoid Mater)
- Duygularım anestezi altında. Her şeyi görüyorum, her şeyi işitiyorum, ama artık hiçbir şey hissetmiyorum. (Arachnoid Mater)
- ¶¶ Bir bakıyorsun "hayatta yapmam" dediğin şeyin başrolündesin. - Paul Auster ¶¶ (Dura Mater)
- İçinde milyarlarca mikroorganizma var ve sen yalnız hissediyorsun. (Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum)
- İnsan beynini diğer organlardan ayıran en önemli özelliği de buydu zaten: Zaman ve mekândan bağımsız dilediği yere yolculuk edebilme özgürlüğü. (Arachnoid Mater)
- ¶¶ Belki de dünya, başka bir gezegenin cehennemidir. ¶¶ (Dura Mater)
- Erkekler kadınların söylediği şeyleri düşünürken,kadınlar erkeklerin söylemediği şeyleri düşünür . (Kadın Beyni - Erkek Beyni)
- "Hayatını vazgeçtiklerin belirler. Bu yüzden bir karar alırken neyi seçtiğinden ziyade, nelerden vazgeçtiğini çok iyi sorgula." (Pia Mater)
- ¶¶ Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz. ¶¶ (Pia Mater)
- ¶¶ Masal tadında insanlar tanıdım, bir varmış bir yokmuşlardı. ¶¶ (Kadın Beyni - Erkek Beyni)
- “Bir fikre eylem eşlik etmiyorsa, o fikir ancak beyinde işgal ettiği hücre kadar büyüyebilir.” (Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum)
- ¶¶ Ne zaman bir kitap açıp okusan bir ağaç gülümser ölümden sonra yaşam olduğunu bilen. ¶¶ (Kadın Beyni - Erkek Beyni)
- "Mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop ise önemsizliğini..." | Manly P. Hall (Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum)