ergul
diorex

Per Petterson kimdir? Per Petterson kitapları ve sözleri

Yazar Per Petterson hayatı araştırılıyor. Peki Per Petterson kimdir? Per Petterson aslen nerelidir? Per Petterson ne zaman, nerede doğdu? Per Petterson hayatta mı? İşte Per Petterson hayatı...

  • 19.07.2022 06:00
Per Petterson kimdir? Per Petterson kitapları ve sözleri
Yazar Per Petterson edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Per Petterson hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Per Petterson hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Per Petterson hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1952

Doğum Yeri: Oslo

Per Petterson kimdir?

1952'de Oslo'da dünyaya geldi. Kütüphanecilik eğitimi alan Petterson, tüm zamanını yazarlığa vakfetmeden önce bir süre kitapçılık, çevirmenlik ve edebiyat eleştirmenliği yaptı. 1987'de öykülerden oluşan ilk eseri Aske i munnen, sand i skoa yayımlandı. Daha sonra yazdığı Ekkoland (1989), Det er greit for meg (1992), Til Sibir (1996), I kjølvannet (2000) adlı eserleriyle Norveç'in en iyi romancıları arasına girdi. At Çalmaya Gidiyoruz ile büyük bir çıkış yapan yazar hem Norveç Kitapçılar Ödülü'nü hem de Norveç Edebiyat Eleştirmenleri Ödülü'nü aldı. Eser İngilizceye çevrildikten sonra dünya çapında ün kazandı. 2004'te Månen over Porten adlı bir deneme kitabı yayımlayan Petterson'un Lanet Olsun Zaman Nehrine adlı romanı Kuzey Ülkeleri Konseyi'nin edebiyat ödülüne layık görüldü.

Per Petterson Kitapları - Eserleri

  • At Çalmaya Gidiyoruz
  • Lanet Olsun Zaman Nehrine
  • Reddediyorum
  • Benim Durumumdaki Erkekler
  • Ardından

Per Petterson Alıntıları - Sözleri

  • Vicdan tekerlek, hatta daire testere gibidir. Keskin dişlileriyle döner durur, canımızı delicesine yakar. Eğer çok kötü bir şey yaparsan etrafı kan götürür, ancak yaptığın kötülükler artınca testerenin dişleri körelmeye başlar, ruhun hissizleşir, hiç bir şey koymaz sana (Reddediyorum)
  • İnsanın yalnızken mi yoksa yanında tanıklar varken mi döktüğü gözyaşları ağlamak sayılırdı? (Benim Durumumdaki Erkekler)
  • Anılar için teşekkürler, umut için teşekkürler, buruk ıstırap hediyesi için teşekkürler. (Lanet Olsun Zaman Nehrine)
  • Uzun, çok uzun zamandır sıkışmış olan göğsüme usul usul boşluk pompalıyorum, içimdeki sessizlik etrafımı saran sessizlikle uyum sağlayana dek. Sırtımı çam iğnelerine vererek tekrar uzanıyorum ve buz gibi soğuk havayı solumak iyi geliyor. Ağaç gövdelerinin arasından, tamamen açık ve yıldızlarla dolu gökyüzüne bakıyorum ve o yavaşça dönüyor, tüm dünya yavaşça dönüyor ve muazzam bir boşluk oluyor. Sessizlik her yerde, yıldızlarla benim aramda hiçbir şey yok ve bir şey düşünmeye çalıştığım zaman, hiçbir şey düşünmüyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve kendime gülümsüyorum (Ardından)
  • Etrafımdaki herkes, bütün erkekler, bütün kadınlar benden daha iyi biliyorlardı her şeyi. Ben çok az biliyordum. Yine de gri ışıkta istasyona yürümekten ve onlarla kuşatılmış olmaktan daha fazla istediğim hiçbir şey yoktu. (Lanet Olsun Zaman Nehrine)
  • Vicdan ile tekerlek arasında doğrudan bir benzerlik olduğuna inanıyor musun? Nasıl yani? Şöyle, vicdan bir tekerlek hatta daire testere gibidir, keskin dişlileriyle ruhumuzda döner durur, canımızı delicesine yakar, eğer çok kötü birşey yaparsan etrafı kan götürür, ancak yaptığın kötülükler arttıkça testerenin dişleri körelmeye başlar, ruhun hissizleşir ve sonunda hiçbir şey koymaz sana, öyle biri olmuşsundur. Nasıl biri? Feci şeyler yapan ancak bunun farkında bile olmayan biri. (Reddediyorum)
  • Saclarımı bir kez daha karıştırırken gözlerini kısarak, dudağında o çok hoşuma giden yarım gülümsemesiyle bana baktı. (At Çalmaya Gidiyoruz)
  • Ölü bir köpek düzlükteki bir evden, boş bir odadaki tek bir sandalyeden bile daha ıssız. (Lanet Olsun Zaman Nehrine)
  • İçkiden art arda yudumlar alıyor ve bu dünyada sadece içmek için yaşıyormuşum gibi yutuyordum (Ardından)
  • Ondan kaçıyordum çünkü hayatım hakkında söyleyeceklerini duymak istemiyordum. (Lanet Olsun Zaman Nehrine)
  • “Elinde bir kitapla koltuğuna gömülür, her şeyden kopardın, yanına gelip kolunu çekiştirerek sana ne okuduğunu sorduğumda ilk önce benim kim olduğumu çıkaramamış gibi bakardın, sonra gözlerinde ciddi bakışlarla Dickens derdin, o zamanlar ben Dickens okumanın başka kitaplar okumaya benzemediğini düşünürdüm; belki de bu biraz alışılmadık bir şeydi, herkesin yaptığı bir şey değildi, bana öyle gelirdi en azından.” (At Çalmaya Gidiyoruz)
  • “'Kendi yaşamöykümün kahramanı ben mi olacağım, yoksa bu yeri başka birisi mi ele geçirecek, bu sayfalarda göreceğiz bunu.'“ (At Çalmaya Gidiyoruz)
  • Artık zamanın benim için ne kadar önemli olduğunu hissediyorum. Daha hızlı ya da yavaş geçsin diye değil, yalnızca zaman olsun diye; içinde yaşadığım, fiziksel olaylar ve etkinliklerle bölebildiğim bir şey olarak benim için belirginleşsin ve farkına varmadan geçip gitmesin diye. (At Çalmaya Gidiyoruz)
  • Beyaz bir sehbanın üzerinde, uzak bir ülkeden gelmiş bir kasenin içinde iki Norveç elması ve kalın bir İsveç kitabı (Ardından)
  • Bazen gerçekten iyi olan tek şey ağaç tepelerindeki rüzgar olurdu (Ardından)
  • "Sanki beni birilerine verip kurtulmak istiyordu." (Benim Durumumdaki Erkekler)
  • "Yarından korkmaya başlamıştım ansızın. Bugünden çok daha boş bir gün olacağını biliyordum. Ben ve yazı makinem. Bugün her şeye rağmen hayatın içine karışmıştım, yarın yerçekiminin dışına itilecektim yeniden. Ya da itilmeye izin verecektim. Havada salınıp uzaklaşacaktım. Bugünden yarına geçiş için uyku dışında bir köprü göremiyordum, o da zaten şüpheli bir köprüydü." (Benim Durumumdaki Erkekler)
  • Ateş olmak istemiştim ama ateşimde alevden fazla kül vardı artık. (Benim Durumumdaki Erkekler)
  • Çok hayalci bir insandı, zamanının çoğunu kendi düşüncelerinin içinde kaybolarak geçirirdi. (At Çalmaya Gidiyoruz)
  • Evet nefes alabiliyorum alamasaydım ölürdüm, ama içime hava doldurmuyorum, anlıyor musun? (Benim Durumumdaki Erkekler)

Yorum Yaz