diorex
Turkcella

Osman Karatay kimdir? Osman Karatay kitapları ve sözleri

Akademisyen, Yazar, Çevirmen, Editör Osman Karatay hayatı araştırılıyor. Peki Osman Karatay kimdir? Osman Karatay aslen nerelidir? Osman Karatay ne zaman, nerede doğdu? Osman Karatay hayatta mı? İşte Osman Karatay hayatı...

  • 15.12.2022 23:00
Osman Karatay kimdir? Osman Karatay kitapları ve sözleri
Akademisyen, Yazar, Çevirmen, Editör Osman Karatay edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Osman Karatay hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Osman Karatay hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Osman Karatay hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1971

Doğum Yeri: Çorum, Türkiye

Osman Karatay kimdir?

1971 yılında Çorum'da doğdu. Çorum İnönü İlkokulu, Çorum Atatürk Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü (1995) mezunu. Yüksek lisansını Gazi Üniversitesi SBE Ortaçağ Tarihi dalında 'Bosna Krallığı: Bağımsızlıktan Osmanlı Fethine Kadar Bosna' adlı çalışmasıyla (2002) yaptı. Doktorasını yine aynı bölümde 'Maveraünnehir Bulgarları Hakkındaki Rivayetlerin Tahlili' konulu çalışmasıyla yaptı. Üniversite yıllarında iken 1993-1995 arasında Yeni Hafta ve onu takip eden Gündüz gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Sosyo-ekonomik konularda fikir yazıları yazdı. 1995 yılında CHA temsilcisi olarak Saraybosna’ya gitti ve üç yıl orada kaldı. Bu arada Sırbistan, Hırvatistan, Sancak ve Kosova gibi yerlere araştırma gezileri yaptı. Dönüşünde Türk Tarih Kurumu’nun Türkiye’nin Sosyal ve Kültürel Tarihi (TÜSOKTAR) projesinde çalıştı. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin kuruluşunda yer aldı ve 1999 -2000 yıllarında burada Balkan Araştırmaları Masası başkanlığı yaptı. Daha sonra Yeni Türkiye Yayın Merkezi tarafından yürütülen Türkler adlı projeyi yönetti. Dünyada Türkler hakkındaki en büyük çalışma olan toplam 37 ciltlik aynı adlı eserin ortaya çıkışında en fazla katkıyı yapanlardan biri oldu. Ayrıca bu esere iki bölüm yazdı. 2002 sonlarında Ankara’da KaraM yayınevini kurdu ve kısa bir süre sonra Çorum’a taşındı. Yayınevini bir Karadeniz Araştırmaları Merkezi hüviyeti kazanacak şekilde geliştirerek, 2004 yılı başında Karadeniz Araştırmaları adlı üç aylık akademik bir dergi yayınlamaya başladı. 2005 yılında ise Dr. Bilgehan A. Gökdağ ile birlikte 'Balkanlar El Kitabı' adlı büyük bir yayın projesine girdi. Halen KaraM’da bağımsız araştırma çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Osman Karatay Kitapları - Eserleri

  • Türklerin Kökeni
  • Mürdüm
  • Türklerin İslamı Kabulü
  • İlk Oğuzlar Köken, Türeyiş ve Erken Tarihleri Üzerine Çalışmalar
  • İran ile Turan
  • Doğu Avrupa Türk Tarihi
  • Hazarlar
  • Bulgarlar
  • Macarlar-Kökler ve Türkler
  • Ural-Altay Kuramı
  • Bey ile Büyücü
  • Hırvat Ulusunun Oluşumu
  • İlk Oğuzlar
  • Kosova, Kanlı Ova
  • Ba'de Harabi'l Bosna
  • Bey ile Büyücü
  • Bosna-Hersek Barış Süreci

Osman Karatay Alıntıları - Sözleri

  • Karluklar bile Talas’tan sonra Müslüman olmadılarsa bunu genelleyip bütün Türklere teşmil etmek, tarihteki gerçeklerle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Kaderin çok garip bir cilvesidir, karluklar bundan iki buçuk asır sonra Talas için Müslümanlarla iki defa savaşacaklardır. (Türklerin İslamı Kabulü)
  • Hun devleti yıkılsa da, zamanında güçlü German kabilelerini hallaç pamuğu gibi savurduğundan, ondan sonra Orta Avrupa'daki meydan ilkel Slav kabilelerine kaldı. (Bulgarlar)
  • Elegeş yazıtında şöyle geçer: "Kürt el kan alp urungu altunlıg keşiğin batılım.." (Kürt eli hanı Alp Urungu altın okluğumu bağladım...). Orkun, Eski Türk yazıtları, s.590-591. (İran ile Turan)
  • Timur'un Altın Orda üzerine gerçekleştirdiği ikinci seferden önce Toktamış'ın Osmanlı ve Memlüklerle ittifak kurmaya çalıştığı bilinmektedir. Nitekim Ağustos 1394'te adı geçen ülkelerin elçileri Dımaşk'da bir görüşme yapmışlardır. Timur karşıtı koalisyonun mevcudiyetinden, Arap kaynaklan ile Altın Orda hanlarının Osmanlı sultanlarına yazdıkları mektuplar bahsetmektedir. Ancak Timur'un diplomatik başarısı, tarafların Timur tehlikesini yeterince ciddiye almamaları, müttefikler arasındaki güvensizlik gibi hususlar, başta Toktamış'ın ardından da ittifakın diğer üyelerin Timur'a yenilmelerinin başlıca sebepleriydi. (Doğu Avrupa Türk Tarihi)
  • Kağanın tahta çıkışıyla ilgili merasim aynen Göktürklerdeki gibidir. Yukarıdaki kaynaklar ve diğer birkaçı bunu ayrıntıyla anlatır. Biz içlerinden İstahri'nin tasvirini nakledelim: "Hakanı tahta çıkarmak istedikleri zaman onu getirip iplikle boynunu sıkarlar. Canı çıkmaya yaklaşınca "Ne kadar müddet hakanlık yapmak istersin?" diye sorarlar. O da "Şu kadar sene." der. Bu müddet dolmadan ölürse ne âlâ. Aksi halde söylediği seneye varınca öldürürler. (Hazarlar)
  • Bugün Türklük yedi bağımsız devlet ile temsil ediliyor: Türkiye, Kıbrıs, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan. Bunun dışında 11 özerk cumhuriyet Türk nüfus adına kurulu olduğu gibi ( Karakalpakistan, Tataristan, Çuvaşistan, Başkırdistan, Karaçay-Çerkes, Kabardin-Balkar, Tıva, Altay, Hakas, Saha/Yakutistan, Doğu Türkistan/Sincan),özerk bölgeler ve özerkliği bulunmayan ama belli bölgelerde yoğunlaşmış olarak yaşayan irili ufaklı çok sayıda Türk topluluğu da vardır. (Türklerin Kökeni)
  • Hazar devleti aslında Göktürk devletinden başka bir şey değil. Onun devamı niteliğindeki kendisi. (Hazarlar)
  • Türkiye dünyadaki Türk nüfusunun yaklaşık üçte birini barındırmaktadır. (Türklerin Kökeni)
  • Vazgeçebilir ol hepsinden, her şeyden, kendinden. İnsanı bazen bir kere hatırlamak değiştirir, bazen on kere unutmak. (Mürdüm)
  • Tarih yapmaktan yazmaya vakit bulamadığımız kesinlikle doğru değil; doğru olan şey bulduğumuz vakitlerde tarih yazmadığımız. (Bulgarlar)
  • "Bir dönem Orta Asya'da Bulgarcanın konuşulduğunu söyleyen Togan, çeşitli kaynaklarda bunun izlerinin kaldığını söyler, ancak açıklama yapmaz." (Bulgarlar)
  • Kürt kelimesine açık bir telaffuzla Yenisey yazıtlarında rastlanmaktadır. İç Asya'da bir Türk budunun ismi Kürt'tür. (İran ile Turan)
  • "O yıl Türgişlere doğru Altay dağlarını aşarak (ve) İrtiş Irmağı'nı geçerek yürüdüm. Türgiş halkını uykuda bastım. Türgiş kağanının ordusu ateş (ve) bora gibi (üzerimize) geldi. Bolçu'da savaştık. (Türgişlerin) kağanını, yabgusunu (ve) şadını orada öldürdüm, devletini orada zapt ettim." (İlk Oğuzlar Köken, Türeyiş ve Erken Tarihleri Üzerine Çalışmalar)
  • Erenlerin kerametleriyle “kafir” muhataplarını etkilemesi gibi bir şeyin de Türkler nezdinde hayranlık uyandıracak bir yol olduğunu düşünemeyiz. Türklerin kendi din adamları olan kamlar zaten derunî kimselerdi; onlar sürekli “keramet” gösteriyorlardı ve hatta yada taşı ile yağmur yağdırılması örneğinde olduğu gibi, yaptıklarıyla Arapları etkiliyor veya dehşete düşürüyorlardı. (Türklerin İslamı Kabulü)
  • "Medeniyetin Mezopotamya'dan, son yirmi yıldır Amerikalılar tarafından sürekli bombalanan topraklardan başlayan ve Kaliforniya sahillerine ulaşan yolculuğunda bugün itibariyle sona gelinmiştir. Sadece yolculuğun tarihi bitmiştir, tarihin kendisi değil." İran ile Turan. (İran ile Turan)
  • Türklerde kağanlık için bilgelik bir şart olarak sun ulur ve kağanların iftiharla kullandıkları lakaplar ve sanlar arasında 'bilge' kelimesi en öndedir. (Hazarlar)
  • "On-Ok oğullarına ve yabancılara kadar (herkes) bunları görüp öğrenin." "On-Ok oğullarına ve (onlara tabi) yabancılara kadar (herkes) bunu görün (ve) öğrenin. Tabi halklar " bizim ötekilerimiz'dir, ancak kendisinden Türgiş birliğinin çıktığı On Ok halkı "bizimkiler" dir, çünkü "Türgiş hakanı (kendi) Türk'ümüz, (kendi) halkımız idi." (İlk Oğuzlar Köken, Türeyiş ve Erken Tarihleri Üzerine Çalışmalar)
  • Niebuhr'un ileri sürmüş olduğu nazariye gitgide daha çok taraftar bularak, mesele çok yönlü olarak incelenmiştir. Bu araştırmacılar arasında yer alan pek çok meşhur tarihçi, filolog ve arkeolog yaptığı çalışmalarda görüşlerini değişik şekillerde açıklamışlardır. Bunlar arasında meşhur çivi yazısı mütehassısı Mordtmann, Saka tigrakhauda ve Saka haumavarga'nın Türklüğünü çivi yazılı metinlere dayanarak ispatlamaya çalışmıştır". Filolojik malzemeleri Türkçe kelimelerle karşılaştıran Kuun da, "Artık belgelerin bolluğu İskitlerin kolektif adının farklı Türk soylarını içerdiğini açıkça gösteriyor demekle İskitlerin Türklüğünü kabul etmektedir" (Doğu Avrupa Türk Tarihi)
  • Verimli topraklarda nüfus daima kalabalık olur; verimsiz yerlerde tarihin hiçbir döneminde belli bir seviyeyi aşmaz. (İran ile Turan)
  • Bilimsel ilerlemeler dünyada kimsenin bilmediği şeyleri söyleyenlerin eliyle gerçekleşir. Öbür türlüsü skolastik bilgi ve yaklaşımdır. Bir görüşü bilim dışılıkla suçlamak değil, bilim dışılığını göstermek gerekir. (Macarlar-Kökler ve Türkler)

Yorum Yaz