diorex
ARTUKBEY

Vatikan'daki Evliya Çelebi Nil Haritası, restorasyonla yeniden canlanıyor

Dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan, Papalığın merkezi olmasının yanı sıra tarihi eserler ve olağanüstü sanat koleksiyonlarıyla da dikkat çekiyor. Bu koleksiyonlardan biri de, 1475 yılında kurulan ve dünyanın en eski kütüphanelerinden biri olan Vatikan Apostolik Kütüphanesi'nde muhafaza edilen Evliya Çelebi'nin Nil Haritası.

  • 13.01.2025 11:06
Vatikan'daki Evliya Çelebi Nil Haritası, restorasyonla yeniden canlanıyor

Dünyanın en küçük ülkesi Vatikan, Papalığın merkezi olmasının yanı sıra, olağanüstü sanat ve mimarlık eserleri ile tarihi metinlerden oluşan devasa, nadide bir koleksiyona da ev sahipliği yapıyor.

Günümüzde en eski kütüphanelerden biri olan, 1475 yılında kurulan Vatikan Apostolik Kütüphanesi, 80 binden fazla tarihi el yazması, bir buçuk milyona yakın basılı antik ve modern kitap ile binlerce gravür ve çizim gibi eserleri muhafaza ediyor.

Kütüphanenin gözde parçalarından biri, 17’nci yüzyılın ünlü seyyahı ve nesir yazarı Derviş Mehmed Zıllî ya da bilinen adıyla Evliya Çelebi’nin Nil Haritası.

250 yılı aşkın süredir Vatikan’da korunan eşsiz harita, kütüphane bünyesinde süregelen restorasyonla yeniden hayat buluyor.

Muhafaza ettikleri haritalar arasında en özel ve en dikkat çekenin bu olduğunu belirten Vatikan Apostolik Kütüphanesi yetkilileri, Nil Haritasının onarım çalışmalarını ilk kez Euronews Türkçe’ye özel olarak açtı.

Uzunluğu 6 metre, yukarıda eni 88 ve aşağıda ise 45 santimetreyi bulan harita, boyunun uzun olmasından dolayı kütüphanenin tarihi restorasyon laboratuvarının yerine, onun hemen üst katındaki bir dairede onarılıyor.

Söz konusu daire, 18’inci yüzyılın ortalarında Nil Haritasını Konstantinopolis’te satın alarak Vatikan’a getiren kütüphanenin sorumlusu Giuseppe Simonio Assemani’nin yaşamış olduğu ev.

Harita, 1750’lerde ve 1950’lerin başında olmak üzere iki kez yüzeysel onarım geçirdi. Eylül’de başlayan ve yaklaşık 4 ayın ardından Ocak ortasında bitmesi planlanan bu restorasyonla ise ilk kez topyekûn ve derin bir çalışma yapılıyor.

Seyahatname’den sonra Evliya Çelebi’ye ait en önemli belge olarak kabul edilen Nil Haritası, müdahaleci değil, koruyucu bir restorasyondan geçiriliyor. Çalışmalarda son aşamaya gelindi ve büyük boyutlu eserler üzerine uzman, Bernini’nin bir eserini de elden geçirmiş olan Manuela Belli son dokunuşları yapıyor.

Kütüphanenin restorasyon merkezinin İspanyol sorumlusu Angela Nuñez Gaitan, Evliya Çelebi'nin dünyada bilinen sadece iki haritasının bulunduğunun bilincinde olduklarını ve bu nedenle haritanın üzerine daha da fazla titrediklerini ifade etti.

“Büyük boyutlu eserleri onarmak çok zor. Bir de kâğıt oldukça yaşayan ve hareketli bir malzeme ve bir anlamda onun özgürlüğünü vermek gerekli. Aynen bu haritada olduğu gibi büyük yırtıkları birleştirmek da güç. Yüzyıllar boyunca daha da genişlemiş bu yırtık. Ancak Manuela büyük bir titizlikle kâğıdı tekrar birleştirerek orijinine dönmesini sağladı.”

Boyutunun büyük olmasından dolayı üç asra yakındır kütüphanede sıkıca yuvarlanarak muhafaza edilmesi de haritanın zarar görmesine yol açan nedenlerden biri olarak görülüyor.

Angela Nuñez Gaitan, bu nedenle restorasyondan sonra daha geniş bir şekilde yuvarlanıp haritanın tekrar yerine konulacağını söyledi.

Gaitan, 1700’lerin ortasındaki restorasyonda, muhtemelen eserin ham tuvalden yapılmış astarının kaldırılmış olduğu, bunun yerine Japon kâğıdından bir astar yapıldığının anlaşıldığını, ancak bunu kaldırmak zorunda kaldıklarını belirtti.

“Bu öylesine yapılmış bir işlem olduğundan biraz sorunluydu ve büyük dalgalar, kıvrımlar oluşmuş harita yüzeyinde. Bu nedenle acil restore edilmesi gerekiyordu. Bir de kütüphanede çok sıkı bir şekilde yuvarlanarak muhafaza edilmiş. Yani oldukça deforme olmuştu. İlk yaptığımız işlem, kâğıdın rahatlaması için bu astarı üstten ayırmak oldu.”

Türklerin talebiyle Venedik'te üretildi

Gaitan, Osmanlı alfabesinden karakterlerle filigran koyulmuş olmasından dolayı harita kâğıdının büyük ihtimalle Türklerin talebiyle Venedik’te üretildiğine dikkat çekti:

“O dönemde kâğıt ticareti böyleydi. Özellikle Venedik’te yaptırılır ve üreticiden filigran koyması da istenirdi. Sonra Türklere satılıyordu. Lifli kâğıtlar bunlar. Modern kâğıtlar artık bitkisel liflerden yapılıyor. Antik kâğıtlar ise koton ve keten gibi bez parçalarından yapılıyordu. Doğrudan çürümeye bırakılmış elbise parçalarının liflerinden bahsediyoruz, ama şimdiki kâğıtlardan çok daha kaliteliydi.”

Restorasyonun en önemli aşamalarından birinin yüzeysel temizlik olduğunu ve artık haritanın daha okunabilir hale getirildiğini dile getiren yetkililer, birçok parçadan oluşan eseri sadece uzunlamasına ikiye bölerek üzerinde çalıştıklarını, bunları sonra tekrar birleştireceklerine dikkat çekti.

Restorasyonun finansmanını Suudi Arabistan üstlendi

Vatikan Apostolik Kütüphanesi’nin Doğu Eserleri Uzmanı Delio Proverbio restorasyon çalışmalarını yakından izliyor.

Yıllardır burada olmasına karşın haritanın ancak 1768’de ilk kez Vatikan kayıtlarına girdiğini anlatan Proverbio, bundan sonra yine uzun yıllar varlığından hiç bahsedilmeyen haritanın değerinin, 1949’da Türkolog Ettore Rossi’nin onu yeniden kütüphanenin bir köşesinde bulması sayesinde anlaşıldığını ifade etti.

Delio Proverbio, Türkolog Ettore Rossi’nin 1950’lerde harita ile Evliya Çelebi arasında ilk kez somut bağlantı kurulmasını sağlaması ve son 20 yılda özellikle Nuran Tezcan ve Robert Dankoff tarafından yapılan araştırmalarla Nil Haritası hakkında artık hemen her şeyi bildiklerini belirtti.

Evliya Çelebi’nin Kahire’den Nil Nehri’nin kaynaklarına doğru 1672-73’te gerçekleştirdiği ve Seyahatnamenin 10’uncu cildindeki tasvirleriyle harita üzerindekilerin örtüştüğünün altını çizen Proverbio, haritanın da bu seyahatten yaklaşık 15 yıl sonra hayata geçirildiğinin tespit edildiğini aktardı.

“Nil Haritası’nın Evliya Çelebi’nin gözetiminde yapıldığını düşünebiliriz. Çünkü bu konuda değişik tezler var, haritanın yapıldığı zaman onun hayatta olup olmadığına dair. Araştırmalar ışığında en iyi tez ise, haritanın o hayattayken ya da onun kesin direktifleri ışığında yapılmış olduğu.”

Yıllardır restorasyonun gerçekleşmesi için maddi kaynak arayışında olduklarını ve medya organları aracılığıyla çeşitli çağrılar yaptıklarını hatırlatan Proverbio, Türkiye ile 2011’de temas halinde olduklarını, ancak bunun ileriye gitmediğini anlatarak şöyle konuştu:

“Bu restorasyon, Diriyah Bienali Vakfı, yani Suudi Arabistan Krallığı Kültür Bakanlığı tarafından finanse edildi ve 20.000 euroya mal oldu. Nil Haritasının durumu bir yerden bir yere götürülmesine müsaade etmiyordu. Nitekim yıllardır bu haritanın onarımının yapılması gerektiğini söylüyorduk. Talipler arasında Katar Milli Kütüphanesi de vardı. Ancak Suudi Arabistan Krallığı Kültür Bakanlığı daha somut davrandı.”

Yetkililer, 600’ye yakın Osmanlı-Türk el yazması koleksiyonunu Vatikan Apostolik Kütüphanesi’nde muhafaza ettiklerini, geçmişte bunlardan bazılarının Haydar Aliyev Vakfı, yani Azerbaycan tarafından 50.000 euro civarında maddi destekle restorasyondan geçirilebildiğini de anlattı. Bu eserlerden birinin Ahmedi’nin İskendernâmesi olduğu belirtildi.

Yılda 6.000'e yakın yerli ve yabancı araştırmacının çalışmalar yaptığı Vatikan Apostolik Kütüphanesi’nin restorasyon laboratuvarında 9 kişi çalışıyor ve sadece kendi bünyelerindeki eserler onarılıyor.

Yetkililer, pek çok antik ve modern dilde eser barındıran kütüphanenin sadece dini değil, edebiyat, felsefe, hukuk, sanat, müzik, beşeri bilimler ve astroloji konuları üzerine de yüzbinlerce belgeye ev sahipliği yapmasının önemine değiniyor.

Editör: Neslihan Özkan

Yorum Yaz