Karahünkarlar: Mardin’in sessiz tanıkları, darbenin kırılma noktası

KÜLTÜR SANAT

Beyrut’tan Mardin’e dönüşle başlayan ve aşklar, ihanetler ile trajedilerle örülen bir aile destanı: Karahünkarlar. 1940’tan 1980’e uzanan bu zorlu hikâye, bölgenin çalkantılı tarihinde köklerini korumaya çalışan bir ailenin siyasi entrikalar ve toplumsal değişimlerle şekillenen yaşam mücadelesini anlatıyor.

1940’lardan 1980’lere uzanan bu destansı hikaye, Orta Doğu’nun değişen siyasal ve toplumsal dinamikleri içerisinde bir ailenin hayatta kalma ve varlığını sürdürme mücadelesini anlatıyor. Karahünkar ailesinin Beyrut’tan Mardin’e dönüşüyle başlayan serüven, aşklar, ihanetler, trajediler ve politik çatışmalarla dolu bir yolculuğa dönüşüyor.

Barış Şengül’ün yazdığı Hür Esir Yüz Yıllık Fırtına isimli kitapta, İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde, Karahünkar ailesi köklerine dönmeye karar verir. Ailenin reisi Seyda Seyithan Karahünkar ve Maruni Hristiyan eşi Leyla, oğulları Şerwan ve Devran ile birlikte Mardin’e adım atarken, aile büyüklerinin vefatıyla karşılaşırlar. Bu dönüş, sadece fiziksel bir geri dönüş değil, aynı zamanda geçmişin izlerini takip ederek yeni bir gelecek kurma mücadelesidir.

Bir yıl sonra, Karahünkar ailesi Mardin’de feodal düzenin içinde hayatta kalmaya çalışırken, politik bir mücadele verir. Aile, toplumsal baskılar ve sürgün tehdidi altında stratejik kararlar almak zorunda kalır. Şerwan ise bu kaosun ortasında kendi yolunu bulmaya çalışırken, Dr. Zeynep ile karşılaşır. Bu karşılaşma, hem aşkı hem de iktidar mücadelesini derinleştiren bir dönüm noktası olur.

1942: AŞKIN BEDELİ

Şerwan ve Zeynep’in ilişkisi, aile içinde ve dışında yaşanan trajik olaylarla sınanır. Aşiretler arası çatışmalar, şiddet ve entrikalar, çiftin hayatını karmaşık bir hale getirirken, Mardin halkının kaderi de bu mücadelenin bir parçası haline gelir.

On yıl sonra, Karahünkar ailesi huzurlu bir yaşam sürdürmeye çalışırken büyük bir trajediyle karşılaşır. Şerwan’ın İstanbul’a yaptığı bir yolculuk, eşi Zeynep ve çocukları Eşref ile Şeref için felaketle sonuçlanır. Bu trajedi, aileyi derin bir yıkıma sürükler.

Ailenin yeni nesli, Eşref, politik idealizmin ve savaşın içinde kendini bulur. Filistin Kurtuluş Örgütü’ne katılan Eşref, savaşın acımasızlığıyla yüzleşirken, ailesinin geçmişte yaşadığı kayıpların ağırlığını taşır. Savaş, Eşref’in hayatını ve ailesinin geleceğini şekillendiren bir dönemeç olur.

1980: DARBE VE MÜCADELE

12 Eylül darbesinin ardından Karahünkar ailesi, siyasi baskılar ve ihanetlerle yüzleşir. Eşref’in tutuklanması, ailenin yeniden trajediyle karşılaşmasına neden olur. Darbenin getirdiği baskılar, ailenin hayatta kalma mücadelesini doruğa çıkarır.

Karahünkar ailesinin hikâyesi, Orta Doğu’nun çalkantılı tarihi içerisinde ayakta kalma, köklere tutunma ve zorluklara karşı direnme mücadelesinin bir yansımasıdır. Aşk, ihanet, trajedi ve politik çatışmalarla örülü bu hikaye, bir ailenin kaderini ve bölgenin tarihsel dinamiklerini gözler önüne seriyor. Karahünkarların destanı, sadece bir aile hikayesi değil, aynı zamanda Orta Doğu’nun değişen kimliğinin ve insanlık tarihinin bir parçasıdır.