Yerel Seçimlere Giderken…

Eskiden dört
yılda bir yapılan genel seçimler daha çok önemseniyordu çünkü bu seçimlerle
meclis yenilenir, başbakan ve yeni kabineler belirlenirdi. Dünya genelinde
yerel seçimlere önem verilmediği için belediye başkanları ve belediye
meclislerinin pek önemleri de yoktu. Bu yaklaşım, totaliter siyasi anlayıştan
kaynaklanıyordu. Zamanla yerelde demokratik güçlerin kendilerini fark
ettirmeleriyle beraber yerel siyaset kavramı da ortaya çıktı ve giderek kapsamı
genişledi.
Yerel güçlerin
siyaset sahnelerine çıkması ve söz sahibi olmasıyla beraber demokrasiye giden
yolda mevcut olan engellerin peş peşe bertaraf olmalarını getirdi. Dünyada
meydana gelen bu durumun etkileri Türkiye’de de hissedilmeye başlandı. Bir
anlamda yerel siyasi güçlerin kendilerini ifade etmeleri demokrasinin
göstergesi haline geldi. Türkiye gibi dinamik bir ülkede çok geçmeden yerel
siyasetin bu çerçevede önemi fark edilmeye başlandı.
Ortadoğu
gibi sıcak bir coğrafyada yer alan Türkiye’nin yapısını oluşturan unsurların
çok farklı olması yerel siyasetin güçlenmesi adına önemli bir potansiyel
oluşturmaktadır. Türkiye’nin bu potansiyeli
ona ‘Demokratik Potansiyelli Ülke’ özelliğini vermektedir ki bu durum
nesnel bir gerçekliktir. Ama Türkiye’deki sıkıntı bu potansiyelin özüne uygun
işlenmemesinden kaynaklanmıştır özellikle cumhuriyet tarihi boyunca. Örneğin
Türkiye’nin çok etnili bir yapı arzetmesi esasen dezavantaj değil avantaj olmaktadır; ancak devleti
yönetenlerin yıllarca gösterdiği becerisizlikler ülkenin demokratik
ilerleyişini zaman zaman sekteye uğratmıştır.
Türkiye son
yıllarda bu gücünün farkına vardı. Buna göre demokratik projeler üreterek yerel
unsurların siyaset sahnelerine çıkmasının önün açacak siyasi adımlar attı.
Örneğin 2013-2014 yıllarında Kürt sorununu barışçıl metotlarla çözmek için
devlet geleneksel politikalarının dışına çıkmaya başladı. Bütün yerel güçlerin
katılımı bu sürece dahil edilmeye çalışıldı. STK’lar ve aydınlar birer özne
olarak aktif hale geldi. Bu bağlamda ülkede yerel basın canlandı denilebilir.
Ama ne yazık ki bu süreç de sekteye uğradı ve sona erdi. Fakat bu süreç ülkeye
önemli bir deneyim kazandırdı.
31 Mart 2019 Yerel
Seçimleri
Türkiye şu
anda 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan yerel seçimlere hazırlanıyor.
Başkanlık sistemine ‘Cumhur İttifakı’ ile geçen Türkiye, bu önemli eşiğin
ardından ilk defa yerel bir seçim yaşayacaktır. İktidar da muhalefet de
yapılacak olan bu seçimleri ‘kritik’ olarak nitelemektedir. Öyleki MHP lideri
Devlet bahçeli bu seçimi ‘Cumhur İttifakı’nın meşruiyetinin bir göstergesi
olacağını ileri sürdü. Bahçeli’nin bu açıklamasından sonra hem AK Parti hem de
CHP seçime ayrı bir önem atfeden açıklamalarda bulundular. Hali hazırda bu
seçimlere partiler ittifak yapmadan hazırlanmaktadır.
Güneydoğu
illerinin bir kısmında bu seçimler yine beklendiği gibi AK Parti ile HDP
arasında yaşanacak bir rekabette geçecektir. Eski formundan uzak olan HDP’nin
önemli bir başarı ortaya koyacağı şüpheli; zira yıpranmış ve son dönem
politikalarının benimsenmediği bir HDP gerçeği söz konusu. Rakibinin bu
durumunu bilen iktidar partisi de bölgede çok formda değil. İl ve ilçe
teşkilatlarının ortaya koydukları çalışma genel merkezi memnun eden bir
verimden uzak gözükmektedir. Aynı şeyi ilimiz Mardin için de ileri sürmek
yanlış olmaz diye düşünüyoruz.
Seçime giden
süreçte il başkanının ve ardından il yönetiminin istifaları Mardin’de bir
sıkıntının yaşandığı ve sıkıntılı geçecek bir sürecin yaşanacağını
göstermektedir. Eskiden Büyükşehir adayı kim olacak, ilçe belediye başkanlarının
adayları kimler olacak gibi sorular sorulurken şimdi il başkanı kim olacak,
yeni yönetim ne zaman belirlenecek gibi sorular sorulmaktadır. Hatta en
önemlisi mevcut başkan ve yönetimi neden istifa etti veya istifa mı ettirildi
diye kuşku uyandıran sorular da ortaya atılmaktadır.
Biz Mardin
halkı olarak yeni il başkanı kim veya büyükşehir adayı kim olacak sorulardan
ziyade icraatın başına gelecek olandan hizmet bekliyoruz. Dürüstçe bir çalışma
talep ediyoruz. Bunu, siyasi anlayış farkı gütmeden ortaya koyuyoruz. Yerelde
halka hizmet esas olmalı ideoloji ve dar anlayışlı siyasi yaklaşımlar terk
edilmelidir.
2019 Mart
seçimlerinin huzur içinde geçmesi ve hizmet odaklı bir anlayışla halka
gidilmesi dileğiyle…
Saygılar…