Yenilenmek
Ünlü İslam alimi İmam Şafii meşhur divanının bir dizesinde ‘su mecrasında akmaz durgunlaşırsa yosun tutar’ diyor.
Hayatını anlamlandırma amacını taşıyan birey de değişim ve dönüşüm halindeki zamana ve zamanın değişen şartlarına göre kendini revize etmez yenilemezse eski kalıp modası geçmişlik talihsizliğinden kendini asla kurtaramaz.
Nitekim İmamı Şafinin engin düşüncesini o günün sınırlı zamanın kalıplarına sıkıştırmayıp ta bugünlere taşıyan tek gerçek de bu olsa gerek.
Mezhepler tarihi kitaplarına baktığımızda iki Şafii portresini görmüş olacağız. Her iki portrede dinin asli kaynaklarından taviz vermeden zamanın idrakine dinin özünü taşıma teşebbüsü müşahede edilecektir. Örnek, Kadim (Bağdatta vermiş olduğu fetvalar) fetvalarının bir tanesinde ‘başı açık erkeklerin şahitliğinin kabul olunmayacağını söyleyen Şafii, Cedid (Mısırda verdiği fetvar) da ise bunun tam aksini iddia etmektedir. Bu fetva değişikliğinin nedeni sorulunca kendisine cevaben, Bağdat ahalisi başı açık birini gördüklerinde Haza mecnunun (Bu delidir) derlerken, Mısırda az kala başı örtülü erkeklere Haza mecnunun derler. Var olan vakıa bu iken ve değişen örf ve gelenek de dinin temel referanslarına aykırı değilken, zamanında öyle demişim diye dini mübinın hayat tasavvurunu geri bırakamam.
Hakeza, hangi fikir veya inanç olursa olsun kendi kaynaklarının gölgesinde zamanın tedavülü bağlamında kendini yenileyemediği sürece gericilik yaftasından yakasını kurtaramaz. Yukarıdaki dizenin sahibi kendini yenilediğindendir tarihe mal oluşu, hiç eskimeyişi. Zira bilinçli bir yenilenme; kendine gelme, kendini sorgulama ve her şeye yeniden başlamak demektir aslında. İslami bir tasavvur olarak yenilenme; değişen zamanın ruhuna vakıf olarak, zamanda kendini yeni bir oluşla ortaya koymanın bir başka ifadesidir. Aslında yenilenme, yeniden iman etmenin, var olan imanı tecdide tabi tutmanın adıdır. Nitekim şu ayeti kerime muhatap kitlesi özelde islamın ilk temel yapı taşları olup adeta bir iman hazinesini andıran ashabı kiram olmalarına rağmen, imanlarını yenilemeye daveti emir kipiyle davet edişi manidardır. ‘‘ Ey iman edenler! Allaha, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin.’’ (Nisa,136)
İslam’la yenilenmek, var olan imanı gözden geçirmek ve yenileyerek devamlılığını sağlamak demektir.
Yenilenmek, silkelenmek, titremek, öğrenmek, bilip tanımak, düşünüp taşınmak, irade ve aklımızı kullanmasını bilmek, olaylar karşısında kendimizi yeniden konumlandırmak, sahip olduğumuz dini ve kültürel inancımızla yüzleşme cesaretini göstermek ve değerlerimizi yeniden ‘değer’lendirmektir.
Yenilenmek, dindarlığımızı kuran ve sünnet perspektifinden sorgulamaya tabi tutmaktır. Kadim milli kültürümüzden dine ithal edilip diniymiş gibi kutsanan gelenekleri din manzumelerinden ayıklamaktır.
At hayranlığını, kurt sevdasını( Müslüman Türklerde) güneş, yıldız ateşperestliği (Müslüman Kürtlerde) kutsayan algı yanlışlığından dini muhtevayı arındırarak saf ve fıtrat dini olan İslam’la yeniden kimliklenmektir.
Yenilenmek, evrensellik idealine sahip olan İslam dinini belli bir çağa hapsetmemektir. Onu asıl ruhuyla, fıtratını bozmadan çağlar ötesine taşımaktır.
Aslında yenilenmek yıpranan benliği fıtrata davettir.
Zamanla yaşamak, zamanda var olmak, asrın idrakine islamı söyletmek için yenilenmek, yeniden iman etmek kurani bir vecibedir.