dedas
diorex

Yeni Dünya Düzeni'nde 'Büyük İsrail Projesi'

Yeni Dünya Düzeni'nde 'Büyük İsrail Projesi'

Diyalog-uzlası, kardeşlik-güçlü Ülke ekseninde ülkemizin bütünlüğü açısından 16 yöl onceki çağrıma Bahçeli'nin konuşması üzerinden dikkat çekmeye çalışan Yazarımız Ahmet Aydın vesilesiyle, orta doğu coğrafyasında yaşanan acıları, derinlemesine düşünme hassasiyeti bağlaminda, birkez daha konuşmak ve yazmak ihtiyacı hasıl oldu. 

Heba geçtiğine inandığım uzun yılların ardından, yasanan sürecin getirisi ve götürüsüne şöyle bir bakalım hep birlikte;
Bu süre zarfinda kendi ekseni etrafında dönmeye mahkum, bir ileri, iki geri işleyen Kürt meselesi özelinde, bilinçli veya bilincsiz ṣoven asimilasyon politikalarının devam eden uygulamalarını gördük.


Bu uygulamaların kim yada kimlerin işine yaradığını yada yarayacağının cevabı da ortadoğu bağlamında daha açık bir sekilde göründüğü artık ortadadır.


Büyük İsrail projesinin en önemli payandaşının Kürtler olduğunu binlerce Suryeli Kürdün İsrail tarafından Lübnan sınırına konuçlandırıldığı Netenyahu'nun azılı siyonist oğlunun mesajlarında görüyoruz.

Ülkemizde yasayan Turk, Kürt, Arap, Çerkez diğer tarafta ortadogu coğrafyasında yaşayan ve aynı inanca sahip tüm halkları kendi varlığına engel ve sorun gören, emperyalist ve siyonist yapılar, durmadan çalışıyor ve acımasız uygulamalarıyla yol almaya devam ediyorlar.
Bu yapılar ülkemizde yaşanan kısırdöngülerden faydalanarak, kaybettiğimiz en büyük hazine olan zamanı ve ortamı, lehlerine profesyonelce kullanıyorlar.


Kendi kendimize yarattığımız  çıkmazlardan oluşan boşlukları kullanan bu yapılar, insani tüm değerleri de ayaklar altına alan saldırılarla, hedeflerine adım adım ulaşıyorlar.
Çıkmazların kaynağıve olusan boşlukların temel sebeplerden biri de, Ülkemizde kendini siyasi gücün üzerinde gören, yani hancı - yolcu mantığıyla ülkenin tek sahibi kendisini bilen oligarşik bürokratik yapımız olmuştur.


Bu yapı değişen ve dönüşen dünya koşullarına bir türlu kendini uyarlayamadı. Aksine her türlü gelişim ve dönüşümün önünü tıkayan söz konusu bürokratik yapı oldu.
Piyasa koşullarını bilmeden ve öğrenmeye ihtiyaç duymadan, yorum ve inisiyatifi, sürecin tıkaması olarak kullanan bürokrasi, özel sektörde hata yapma riskini tum kazanımlarıyla ödeyen üreticilerin önünü, basit kırtasiyecilik mantığıyla sürekli tıkadı.


Her türlü hata yapma lüksünü, halkın sırtından ödeyen bürokratların içinde, kişisel ikbal için değil, ülkenin menfaatlerini gözeten ve inisiyatif alan bir takım isimsiz kahraman bürokratlarda olduğu gibi cesaretli ve erdemli idarecilerimiz de maalesef hep azınlikta kaldı.

İnisiyatif almayan, üretmeyi eleştiri korkusuyla riskin kaynagi gören, kırtasiyecilikten başka iş yapmayan, yaşadığımız birçok acının merkezinde olan, soz konusu burokratik yapımız, kendini yaşanan bu acıların dışında görmeyi ve gostermeyi, marifet bilerek, ülkemizi nitelikli tehlikelerle de karşı karşıya bırakmıştır.


İşte tam da hikayenin başladığı yer burası.
Irak'ta Suriye'de Afganistan'da İran'da Yemen'de Mısır'da Filistin'de Lübnan'da ve her geçen gün bize de yaklaşan ateş, faşizmin kaynagi içimizdeki üstünlük anlayışı oldu. Bu ateş hepimizi yakmadan birliğimizi adalet anlayışıyla, zaman kaybına mahal bırakmadan yeniden inşa etmeliyiz.
Bu birlik, saltanatın yeniden insa anlayışı değil; saygı duyan paylaşan, aidiyet duygusunu kalplere işleyen bir birlik anlayışı olmalıdır.
Uygarlık yolunun diyalogdan, diyaloğun da kirli eller ve kirli oyunları bozacağını bilerek, baskasını beklemeden, herkes üstüne düşeni yapmalıdır.
Bu diyalog 16 yıl önce gerçekleşmiş olsa ülke olarak bu süre zarafinda bu kadar ağır ekonomik ve siyasi bedeller ödenmez ve Filistin başta olmak üzere birçok yerde bu kadar acıyada müsade edilmezdi.
Sözün bittiği yerdeyiz. Sırtımıza azık olarak umudu yüklenmiş hep birlikte yürüme dileğiyle.

Editör: Furkan Üründü

Yorumlar

Image
Ziyaretçi
30.10.2024 / 15:52

Kalemine sağlık.

Yorum Yaz