Yeni Bir Yüzyıl
Müslüman Arap halklarının zalim yöneticilere karşı verdikleri mücadele 21. yüzyıla şekil verecektir.
İslam coğrafyasında bulunan devletlerin sömürgecilikten kurtulmalarını müteakiben batı güdümünde halkların başına bela edilen zalim yöneticiler atandı. Dışı halktan, içleri zalimlerden yana idarecilerdi bunlar. Sömürge güçlerinin yapamadığını bu sözde liderler haklarına yaptılar. Irak'ta Saddam Hüseyin, Libya'da Kaddafi, Mısır'da Cemal Abdunnasır ve devamında Hüsnü Mübarek, Ürdün'de Kral Abdullah, Yemen'de Salih bin Abdullah, Somali'de Siyad Berri, Tunus'ta Zeynelabidin bin Ali, Fas'ta Kral Muhammed, Suudi Arabistan'da Suud ailesi, Suriye'de Hafız Esed, isimlerini saydığımız ve daha sayamadığımız bir sürü lider ülkelerinin kalkınması ve ilerlemesi için herhangi bir atılım hamlesi yapmadılar. Ülkerini ileri götürecek, refaha ulaştıracak bir tutum içerisine de girmediler. Vatandaşlarına temel hak ve özgürlükleri de vermediler. Peki, bu zalim idareciler ülkelerine ne kattılar.
Evet, bu liderler Batılı silah tüccarlarından aldıkları silahları haklarına karşı kullanmaktan başka hiçbir iş yapmadılar. Saddam Hüseyin Halepçe'de, Hafız Esed Hama'da binlerce insanı katletti. Tunus'ta Kral halkın başörtüsü ile sokağa çıkmasını yasakladı. Somali'de Siyad Berri inançlarını yaşamaya çalışan insanlarla mücadele etti. Suud ailesi kendilerine karşı olanlara acımasızca davrandı. Libya'da Kaddafi denilen piskopat kendince "Yeşil Kitap"ı yazıp Kuran'ı okuyun ama Yeşil Kitap'la amel edin diyecek kadar aşağılık oldu. Bizde de durum pek farklı değildi. Batılıların şapkası için İskilipli Atıf Hoca ve binlercesi öldürüldü. Etnik kökeni farklı olanlara köle muamelesi yapıldı. Durum bundan daha da vahim. Bu olaylar bize yansıyan olaylardan bir kaçı sadece. Duymadıklarımız, sahipleri ile mezara giden sırları varın siz düşünün.
Halklarını zorbalıkla susturmaya çalışan zalim yöneticilerin tümü neredeyse birbirine benzemekte. Bu zalim yöneticiler, aynı kişiler tarafından atanmışlar sanki. Sindirme yöntemleri aynı, mücadele ettikleri değerler aynı. Bu zalim idareciler halklarına kan ve gözyaşını reva gördüler. Koltuklarını koruma uğruna, Batılı güçlere yaranmak için halklarının kanını dökmekten geri durmadılar. Sonuç ortada, ileriye doğru atılmış en ufak bir adım yok. Tüketime dayanan, tarım ve hayvancılıkla geçinmeye çalışan kocaman topluluklar... Mevsim normal gitmeyince de ortaya çıkan açlık ve sefaletler... Geride sindirilmiş, onuru kırılmış, açlıkla ve zorbalıkla terbiye edilmiş, umudu kırılmış yığınlar bıraktılar.
Ve Tunus'ta bir gencin kendisini yakmasıyla başlayan bir ateş... Bu ateş, insanları özlerine götürecek bir ateş... Bu ateş, halkları özgürlüğe ulaştıracak bir ateş... Bu ateş, zalim idarecileri hak ettikleri yere götürecek bir ateşti. Halklar bu ateşle geleceklerini şekillendireceklerdi.
Şimdi sırada Esed var. Ateşte kül olmamak için var gücüyle çabalamakta. Direnişe devam eden Suriye halkı, korku eşiğini çoktan aşmış durumda. Halk ölümden korkmuyor artık. Kaybedecekleri bir şeyleri yok. Beşar Esed ise meşruiyetini, babasının yaptığı gibi silahta aramakta. Özgürlük ateşi ile kül olan diğer zalimler de silah kullandılar. Kullandıkları silahlar, halkların özgürlüğe kavuşmalarına engel olamadı. Sadece zalimlerin sonlarını hazırlamada süreci hızlandırdı. Zulüm zirveye eriştikten sonra alaşağı olacak. Esed gidici artık. Halk galip gelecek.
Bu coğrafyada, masa başında hazırlanan projelere yer kalmadı. Herkes projelerini gözden geçirmek zorunda kalacak. Halktan yana, halkın iradesinin hakim olduğu, halkın değerlerinin önemsendiği, sömürünün her çeşidinin biteceği "Yeni Bir Yüzyıl" başlamak üzere İslam coğrafyasında.