Yazık!

KÖŞE YAZISI

Yazık ki ne yazık!

          Korkunç paralar ve müthiş emeklerle Bank Asya ligi’ne gelen ve bu ligde mücadele ederken bizlerde Süper Lig heyecanını yaratmaya başlayan Mardinsporumuzun bugün düştüğü hallere ağlıyorum artık. Ve eminim ki içinde bir dirhem Mardin sevdası olan her Mardinli de düşülen bu duruma ağlıyordur.

          Süper lige yükselme hesapları yaptığımız o en iyi günlerimizde Mardinsporumuza destek olma adına kulağımıza gelen ve fitne kokan dedikodular için “Mardinspor İçin Ben mi Biz mi?” başlığıyla kaleme aldığım makaleyi siz okurlarıma sunarkenki amacım dedikoduları bir tarafa bırakıp süper lig için el birliği yaratmaya yönelikti. O günlerdeki heyecanım ile bu gün için geldiğimiz noktanın yarattığı üzüntü ne kadar ters ve ne kadar tuhaf değil mi. Ben, el birliği ile biz olup gözbebeğimiz takımımızı süper lige taşıma sevdasıyla yazılar yazarken maalesef ki elimizin tersini birlik yapıp takımımızın bu hallere düşmesini sağlamışız.

          Yazık!

          Yazık ki ne yazık!

          Süper lig hesapları yaparken Sayın Süleyman Bölünmez’in görevi bırakmasından sonra düştüğümüz ikinci ligde de sahipsizlik sürerken “Şeref Tribünü Boş” başlığıyla kaleme aldığım yazıda kendimce uyarılar yapmış ve gözbebeğimiz olan takımımızın kimsesizlik sorununa parmak basmaya çalışmıştım.

          Olmadı!

          Yazdığım yazılar, maalesef ki takımımıza sahip olması gerekenlerin sahip olma dürtülerini uyandırmaya yetmedi. Ne siyasetçisi ne mülki idaresi ve ne de sözüm ona Mardinimizin ekonomik olarak önde gidenlerinden bir ses, bir nefes çıkmadı. Hiç kimse gözbebeğimiz olan takımımızı uyandırma adına bir can suyu verme zahmetine girmedi.

          Yazık!

          Yazık ki ne yazık!

          Daha birkaç hafta önce futbolcu yokluğundan dolayı maça on kişiyle çıkmaya başlayan takımımızın bu durumu için “Yuh Olsun” başlığıyla yazmış olduğum makalede mevcut tehlikenin üzerine parmak basmış ve başta Sayın Muammer Güler olmak üzere siyasilerimizin yanı sıra mülki idaremizi de duyarlılığa davet etmiştim. Zira Kadir Üründü’nün, ekonomik gücü olanları harekete geçirebilecek bir sinerjisi yok belki ama Sayın Muammer Güler’in bir işaretiyle neler yapılabileceğini, sayın valimizin bir davetiyle neler olabileceğini herkes tahmin edebilir. Bu köşeden yapmış olduğum davet maalesef ki adresini bulmadı.               

          Kim ne derse desin Sayın Süleyman Bölünmez’le beraber en iyi zamanlarını yaşayan Mardinsporumuzun bugün için geldiği nokta Sayın Bölünmez’in yokluğuyla beraber yaşanan kimsesizliğin bir sonucudur. Sayın Bölünmez’in ardından Bank Asya liginde tutunamayıp ikinci lige düşen takımımız, maalesef ki bu ligde de maçlara çıkamayacak duruma geldi ve henüz sezon bitmeden federasyon tarafından üçüncü lige düşürüldü. Bu durum tüm Mardinliler için çok büyük bir ayıp ve alınlara sürülen kara lekeden başka bir şey değildir. Her Mardinli de kendi ölçüsünde bu ayıptan nasibini almıştır. Elinden bir şeyler geldiği halde mevcut duruma duyarsız kalanların payına ayıpların en büyüğü yakışırken gönül bağının sağlamlığından ve sahada takımını can havliyle desteklemekten başka yapacak bir şeyleri olmayanların payına da bu ayıptan dolayı utanmak düşmüştür.

          Ayıp, siyasilerindir!

          Ayıp, Mardin adına karar verebilecek makamları işgal edenlerindir!

          Ayıp, Mardinimizin ekmeğiyle büyük ekonomik güç sağlayanlarındır!

          Sevgisinin dışında verecek bir şeyi olmayan Mardinlilere ise bu ayıptan utanmayanların yerine utanmak kalmıştır. Şampiyonlukların çok ama çok zor, küme düşmelerinse çok   ama çok kolay olduğu bu arenada Sayın Süleyman Bölünmez’in devasa katkılarıyla geldiğimiz noktayı bir daha yakalayabilme şansımız artık hayal olsa gerek.

          Ama keşke;

          Sayın Bölünmez’in harcadığı devasa paralar, isim yapmış yıldız futbolculara değil de bu günkü durumdan utanan genç çocuklarımız için alt yapılara harcansaydı. En azından, bu çocuklarımız büyük fedakarlıklar göstererek takımımızı ligde tutabilme azmini gösteriyor olacaklardı.