Yarım Kalan Bir Hayat: Abdullah İbrahim / Haseki -6

KÖŞE YAZISI

        Birkaç saatlik sevinç şokunun ardından hayatın gerçeklerine döndük tekrar. Her iki abimin de artık Haseki’de kalamayacağını, zira her an için yakalanmaları riskinin olabileceğini düşünmeye başladık. İşte bu aynı günün gecesinde iki abimi de yanına alan babam, onlar için çok daha güvenli olabilecek Derbesiye’nin yolunu tuttu. Abilerimi Derbesiye’ye bırakan babam, aynı gece eve dönerek belki aylardan sonra ilk kez rahat bir uykuyla sabaha uyandı.

       Abilerim emniyetteydi artık. Derbesiye ile telefonda konuşurken bile abilerimden söz etmiyor, şifreli sözlerle durumlarını soruyorduk. Bu durum da tam iki ay sürdü. İki ay sonra aldığımız bir haber, Suriye’deki yaşantımızın tamamen son bulduğunu gösteriyordu. Haber, babam ve her iki abimin ölüm fermanı haberiydi. Yakalandıkları yerde öldürüleceklerdi. Suriye’deki ekmeğimiz, suyumuz bitmişti artık.

       Aldığımız haberin bir resmiyet kazanmasını beklemeyen babam, ilk iş olarak sahip olduğu pasaportla gidebileceğimiz tek adres olan Türkiye’ye geçiş yaptı. Babamın ardından Derbesiye’deki abilerim kaçak yollarla Ceylanpınar tarafına geçiş yaptılar. Babam abilerimi burada karşılayıp Ceylanpınar’da yaşayan teyzemlere yerleştirdikten sonra tekrar Haseki’ye döndü. Babam, ailesini kurtarma uğruna her türlü fedakârlığı yapıyordu. Hayata yolculuğumuzu başlatan babam, bu yolculuğu sağ salim bitirme adına yapılması gereken her şeyi yapıyor ve yönetiyordu. Sıra bana ve bir diğer abime gelmişti. Yine babamın yönetimi dâhilinde abimle beraber Ceylanpınar tarafından sınırı geçerek Türk Askerlerine teslim olduk. Askerler bizi teslim aldıktan sonra hastaneye götürerek sağlık kontrolünden geçirdiler. Mevcut durumumuzu tercüman yoluyla anlatarak Ceylanpınar’daki teyzemin kocasının ismini verdik. Bir süre sonra bulunduğumuz yere gelen eniştemiz, bizi tanıdığını teyit etti. Bu teyidin ardından geceyi geçirmek üzere Ceylanpınar’daki kampa götürüldük ve geceyi burada geçirdik. Ertesi gün kampa gelen teyzemin kocası, bizleri buradan alarak dışarı çıkardı. Burada gizlenen abilerimi de gördükten sonra ve yine babamın talimatıyla Kızıltepe’ye geldik. Görevimiz, burada ev ve iş tutarak ailemize kalacak bir ortam yaratmaktı. Burada yaşayan bir dayım vardı ve elbette ki onun da yardımını alacaktık. Kızıltepe’deki günlerimiz boş boş geçiyordu. Ne ev bulabilmiş ve ne de bir iş tutabilmiştik. Ama dayımın aklına uyarak babamı arayıp ev ve işin tamam olduğunu söyledik. Amacımız, bütün ailemizin bir an önce buraya gelmesiydi tabi ki.