Yarım Kalan Bir Hayat: Abdullah İbrahim / Haseki -4

KÖŞE YAZISI

       Babam İdlip’teki abimin birliğine gitmiş, annemin Şam’da ameliyat edildiğini uydurarak abim için izin talebinde bulunmuş ve ilk etapta bu izni alamamıştı. Ama babam pes etmemiş ve ameliyatlı bir annenin oğlunu görme isteğini nasıl ret edersiniz söylemleriyle ısrarının şiddetini arttırdıktan sonra, Şam’a gidilip dönülmek üzere iki günlük bir izni almaya muvaffak olmuştu. İzin sadece iki gündü ve bu izin kâğıdında verilen istikamet Şam’dı ve bu istikametin dışında yakalanmaları durumunda…

          Düşünmek bile istemiyorum!

         Abimi yanına alan babam, Haseki istikameti ile yola düşüyor. Ama bu kez, tehlikenin boyutları çok büyük. O da bunun farkında ama ne olursa olsun abimi eve getirmeyi kafasına koymuş bir kere.

        Telbise mıntıkasında bir köy. Köyün girişi Esed güçlerince kontrol ediliyor. Köyün içi ise Özgür Suriye Ordusu’nun hâkimiyetinde. Eve ulaşabilmek için de kullanılabilecek başka bir yol yok. Varsa da babam bilmiyor. Anlayacağınız köyün girişindeki kontrol noktasının mutlak suretle geçilmesi lazım. Zira abimin izin kâğıdına bakıldığı anda sonuç;

         Allah korusun ki belli…

         Kontrol noktasına yaklaşırken hız kesiyor babam. Ve tam yaklaştığı anda gaza yüklenerek önündeki barikatı aşıyor ve aştığı andan itibaren kurşun yağmuru başlıyor. Araç, aldığı isabetlerle kontrolden çıkıp birkaç yüz metre ötedeki bir ağaçlıkta stop ediyor. Ve artık her şey bitti denilen anda ağaçların arasından Esed güçlerine ateş başlıyor. Özgür Suriye Ordusu’na mensup olan askerlerin bu ateşiyle başlayan çatışmanın tam ortasında kalmalarına rağmen, hem babam ve hem abim hiçbir yara almadan kurtuluyorlar. Bir süre sonra Esed güçleri bulundukları kontrol noktasını terk edip kaçıyor ve çatışma öylece sona eriyor.