Yanlışları Halkla Paylaşmanın Zamanı
Mardin
Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Ahmet Türk, tutuklu bulunduğu Elazığ
cezaevinde tahliye edildi. Türk’ün cezaevi sürecini biraz hatırlayacak olursak;
İçişleri
Bakanlığınca 17 Kasım'da görevden uzaklaştırılan ve Mardin Cumhuriyet
Başsavcılığınca yürütülen terör soruşturması çerçevesinde tutuklanan Ahmet
Türk'ün avukatları tutuksuz yargılanması için Mardin Nöbetçi Sulh Ceza
Hakimliğine başvurdu.
Talebi
değerlendiren Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Türk'ün yurt dışı yasağı ve adli
kontrol kararıyla 3 Şubat’ta serbest bırakılmasını kararlaştırdı.
Ahmet
Türk daha önce Mardin İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince
21 Kasım 2016'da gözaltına alınan Türk, savcılıktaki sorgusunun ardından
tutuklanması talebiyle çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince
tutuklanmıştı.
MHP
genel Başkanı Devlet Bahçeli 12 Ocak’ta yaptığı açıklamada Ahmet Türk’ün tutukluluk
durumuna ilişkin şu açıklamayı yapmıştı:
“Meclise
geldiğimiz zaman elimizi sıkan bir şahıs Ahmet Türk. 74 yaşındaki Ahmet Türk'ün
rahatsızlığı ileri aşamadaysa tedavisine fırsat verecek şekilde tutuksuz
yargılanması sağlanmalı.”
Devlet
Bahçeli’nin bu açıklamasının ardından önce Ahmet Türk, Silivri’den Elazığ’a
nakli gerçekleştirildi ve ardından sağlık durumuna ilişkin gerekli adımlar
atılmaya başlandı, hatırlanacağı üzere de 3 Şubat’ta tahliyesine karar verildi.
Türk: Kelepçe Takılmadı
Ahmet
Türk, tutuklu iken hastaneye götürüldüğü zaman jandarma erleri arasında sanki
elleri kelepçeliymiş gibi bir fotoğraf karesi yayınlandı sosyal medyada. Algı
yaratmak suretiyle halktan gerçekleri saklayan zihniyetin aktörleri yine
sahneye çıktı ve sosyal medyada fotomontajlamak suretiyle Ahmet Türk’ün
bulunduğu fotoğrafı paylaşmakla kalmadı, bir dizi tepki içerikli yazılar da
yazıldı. Ne yazık ki buna bazı siyasi parti genel başkanlarının açıklamaları da
dahil oldu. Çok geçmeden Elazığ Valiliği konuya açıklık getirecek açıklama
yaptı:
“Ahmet
Türk'e cezaevinden alınıp sağlık kuruluşundaki işlemlerinin bitirilmesine
müteakip cezaevine teslim edilmesine kadar hiçbir aşamada kelepçe
takılmamıştır."
İşin
perde arkasını ya da gerçeği Ahmet Türk tahliye edildikten sonra anlattı:
"Beni
mahkemeye de hastaneye de götürdüler. Tabii hastaneye giderken, askerler çok
nazik davrandılar. Hastaneye giderken kelepçe takılmadı. İki jandarma koluma
girdi. Yerler buzlu olduğu için ben de önüme bakıyordum. Ondan dolayı böyle bir
fotoğraf ortaya çıktı. Dürüstçe konuşmak lâzım. Bana karşı zorlayıcı bir
yaklaşımları olmadı. Tam tersine çok insani bir yaklaşım sergilediler. Beni
götüren ekip, görevini yapıyordu. İnsani bir yaklaşım sergilediler. Bir
sıkıntım olmadı. Kelepçe de takılmadı. Sonra da Adli Tıp'a gittiğimizde kimse
koluma bile girmedi. Ben onlarla şakalaşıyordum, beni bıraksanız da kaçmam diye
şakalaştım. Onlar da bana kaçmayacağımı bildiklerini, birinin bana saldırmaması
için, bir şey olduğunda onlar zor duruma düşeceklerin söylediler."
Bu
açıklamasıyla Ahmet Türk, yalan yere algı yaratmak isteyen kişi ve çevrelere
adeta bir ders verdi. Kürt halkının yanlış algılar üzerine geliştirilmek
istenen politikalara ihtiyacı yoktur.
Tahliye
edilen Ahmet Türk, kendi durumuyla ilgilenen “Tutuklandıktan sonra, sağdan sola
kadar, her insan büyük bir duyarlılık gösterdi. İdeolojik bir tartışmaya
girmeden. Türkiye'deki en sağcı, en solcu, vicdan sahibi herkes tutuklanmama
karşı tepkilerini ortaya koydular. Tahliye edilmem konusunda kamuoyunda yoğun
bir baskı oluştu. Bu konuda emeği olan herkese teşekkürlerimi iletiyorum."
Dedikten sonra özellikle Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli’ye şükranlarını ifade
etti.
Ahmet
Türk ayrıca özeleştiri anlamına gelebilecek birkaç cümle daha sarfetti. O da
şuydu:
“Biz de eksik ve yanlışlarımızı ortaya
koymalıyız. Ama devlet de gerçekten kucaklayıcı bir anlayışı ciddi bir
şekilde ortaya koymalıdır."
Evet
Sayın Türk eksik ve yanlışları ortaya koyacak olanlar, Kürtler adına politika
yapanlardır yani sizlersiniz. Devletin kucaklaşmasını beklemeden eksik ve
yanlışlar ortaya konmaya başlanmalıdır. Örneğin son süreçte Kürt halkının
yaşadığı “hendek ve barikat” süreci hala bütün bilinmezliği ile ortada duruyor.
Bu süreç, Kürtlerde “umudu kırılmış” bir kesim yaratmış durumda. Kendi payınıza
düşen açıklamayı kamuoyu sizden bekliyor. Umarız ve dileriz uygun bir zamanda
böyle bir adımı atarsınız; zira siz Kürt siyasi hareketinde tüm zamanlarda
başkanlık görevini yapmış önemli bir aktörsınız. Barış umudu olarak halkın
sizden beklentileri vardır.
Dileriz
tahliyeniz ve özgürlüğünüz daha geniş çapta özgürlüklere de vesile olur.
Evinize Hoşgeldiniz Sayın Başkan.
Saygıyla.