Ya Yeni Anayasa, ya yeni seçim!
Yazıya attığım başlık bir şeylere işaret ediyor mu? bilmem ama, benim içimde çok şeylere işaret ederek bir hareketlilik uyandırıyor.Kasım Seçimleri dahil olmak üzere millet Siyasi Partilere daha önce yapılan (2010-2015-2015) 2-3 seçimde de ilk yapmalarını istedikleri şeyin “Yeni Anayasa “ olmasına karşı sonsuz kredi verdiler.Krediyi iyi kullanmayanları icraya vererek tahsil ettikleri krediyi geri aldı.Dolayısıyla 1 Kasım seçimlerinden sonra oluşan Meclis teşekkülü ile pekala seçmen,“Yeni bir Anayasa” yapılabileceğini işaret etti.Kaçak güreşmenin,yalpalamanın ve sağa sola kaçmanın cezasının ağır olacağının mesajını açıkça verdi.Bu mesajı en iyi Siyasi Partiler okumak zorundadırlar.
Yeni bir Anayasa yapmak,12 Eylül Rejiminin yasasıyla yönetilmenin bir utanç durumu olduğunu, “Bütün Partileri-Vekilleri-karşı çıkanları” ikna edecek,rahatlatacak ve “Yeni bir Anayasa değişikliğiyle ülkenin sonunu gelmeyeceğini,yıkılmayacağımızı ve güzel gelecek konusunda açıklayıcı,rahatlatıcı bir açıklamayı kim ne zaman yapacak doğrusu merakla ve hasretle bekliyoruz…..
1 Kasım sonrası teşekkül eden Meclis profili yeni bir Anayasa yapabilecek kapasite ve özelliğe sahip olduğu herkesçe görülmektedir. Yapmazlarsa…..masadan kaçarlarsa…sağa sola yalpalama yaparlarsa…diyorum işte…
Geçen hafta 7 Şubat (Paralel Devlet Yapılanması,Persilvanya vs.) nin MİT’e (Milli İstihbarat Teşkilatına) “Operasyonunun dördüncü seneyi devriyesiydi.Daha değişik bir ifadeyle MİT üzerinden darbe teşebbüsü ile, Başbakan’ı ve Hükümeti ameliyat masasına yatırıp o masada rehin alma operasyonu olarak nitelendirilmişti.O dönemde kimler çıkmadı ki ortaya.Bazılarının kripto elemanlarıyla saldırılar devam ederken, Brütüsler,Bülent ve Fuat Avnilerin maskelerini indirirken, yalın kılıç gibi ortaya çıkıyorlardı.
Ey Yeni Meclis…
Bazı ittifaklar Anayasa yapım sürecini sabote etmek için her türlü malaneti yapacaklarını biliniz.Bu gözü dönmüş ittifakçılar;; Elbette halkın yararına bir anayasanın yapılmasına karşı çıkacak, yapılmaması için elinden gelen her türlü oyunu sergileyeceklerdir.
Türkiye öncesinde olduğu gibi “Dediğim dedik,çaldığım düdük, kırmızı çizgiler birer tabudur,tartışılmaz,teklif dahi edilemez” düşüncesine ve 7 Şubat 2012’deki düşünce ve karakterine sahip olanlarla yeni bir anayasa yapması imkansızdır.şayet bir değişim olduysa ve bazı şeylerden ibret alındıysa ne ala.
Şöyle bir anlık 2010 yılına bir gidiş yapalım.===Hatırlayın=== Halk oylamasında anayasanın bazı maddeleri oylandı.Oylamada “Hayır” kampanyası yürütenlerin sonunu seçmen inandırıcı bulmadığı gibi “hayırcılardan” hiçbir kimse de çıkıp “biz hayır demekle hata etmişiz” diyerek bir öz eleştiri bile yapmadı.Seçim meydanlarında ve yapılan propagandalarda “ 12 Eylül cuntasının yargılanamayacağını dahi ileri sürdüler.Öyle mi oldu? Tabi ki, hayır.Cuntacılar ,yargılandı, hapse mahkum edildi, üyelerinin ünvanları ellerinden alındı.En önemlisi Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınmasıyla pek çok mağduriyet giderildi.Bazılarının kumpaslarıyla hapse atılanların çoğu hürriyetlerine kavuştular.”Hayırcılar bunları bile görmedi”
===Yine Hatırlayın=== 12 Haziran 2011 seçimleriyle oluşan 24. Dönem TBMM’de yeni bir anayasa yapmak için bütün partilerin eşit üyeyle temsil edildiği bir Anayasa Komisyonu oluşturulmuştu.Bu Komisyon 60 madde üzerinde mutabık kaldı.İktidar, bu maddeleri TBMM’ye getirerek yasalaşmasını istedi. “ İşin kötü ve ilginç tarafı şu: 12 Eylül darbe Anayasasından en fazla muzdarip olan,etkilenen,şikayetçi olan,bu kılıfın ülkeye ve topluma çok çok dar geldiğini ima edip söyleyen ve tereddütsüz değiştirilmesi gereklidir diyen (HAYIRCILAR)(Muhalefet)” koro halinde yine “hayır” demişti.Gerekçeleri de çok ilginçti.”Ya hep, ya hiç” anlayışıydı.Bu anlayış , kendini boğan bir anlayıştır ve bu ülkeyi değil ileriye ancak gerilere götürür.
2010’daki halk oylamasından sonra görüldü ki, yamalı anayasa olmuyor.Çünkü 12 eylül anayasasını yapan zihniyet sakat bir zihniyetti ve ne kadar yamalanırsa yamalansın iyi bir sonuca varılamayacaktır, aksine meseleler daha da içinden çıkılmaz hale geleceği aşikardı.Yasakçılık üzerine kurulmuş 12 Eylül zihniyet Anayasası, toplumsal hastalıkların da nedeni ve bu hastalıkların ilerlemesinin tek kanıtı olduğu kesindir.Bu durumdan faydalanıp kendilerine pay çıkarmaya çalışanlar, birilerinin kışkırtmalarıyla “kırmızı çizgileri bahane edenler,hayırcılar ve öz savunma-öz yönetim vs….”istemezük Bileşenlerinden oluşacak yeni bir çatı oluşturmanın anlamı yoktur.Karşı Blok oluşturmanın,kırmızı çizgilerle hat çizerek yeni oluşturulabilecek Anayasa çalışmalarında ipe un sermenin hiç mi hiç gereği yoktur.” Bu olumsuz fikirlerinin tuzaklarına düşerek ülkenin getirildiği son durumu hepimiz görmeliyiz.Bu fitneleri, Türkiye toplumunu oluşturan bu mozaiklikten teşekkül etmiş güzel toplumun içine sokanlar…Ülkenin Yeni bir Anayasa ile güçlenmesini elbette istemeyeceklerdir.
Şunu hepimiz gördük: “Çatı”, Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçimi, “Blok” ta 1 Kasım 2015 seçimleri sonucunda çöktü.Seçmene ve topluma kulak vermek zorundasınız,mazbataları alıp Meclise giderek dokunulmazlık zırhını alınca gözleriniz gerçeği görmeği, kulaklarınız doğruyu duymayı unutmaya hakkı yoktur.
Sonuç olarak: 1 Kasım’da yenilenen seçimle millet duruma hakim oldu ve “hayırcıları” tasfiye etme yolunu seçti.Herkes saygı gösterdi-gösterecek.TBMM 26. Dönem çalışmalarında da ilk gündem “Çünkü lazım-çünkü millet istiyor” yeni anayasa çalışmalarıdır.Yine komisyon kuruldu.Meclis’te temsil edilen partiler, üçer (3) temsilci verdiler.Büyük ihtimalle 61. Maddeden devam edeceklerdir.Komisyonun ilk başlangıcı ,selamlama-kaynaşma ve bütünleşme güzel görüntülere sahne oldu.Bu Meclis “Yeni bir Anayasa” yapabilecek görüntüye ve güce sahiptir.Ortak bileşenlerde buluşulursa çok kısa zamanda çok büyük işler yapabilecek görünümündedir.Yokkkkkkkkk….”oylamayı “oylama” ya dönüştürme yolu seçilirse,kırmızı çizgiler bahane edilerek yine ipe un serme yoluna gidilirse,ideolojik düşüncelerle yaklaşım sergilenirse….Darmış,sıkıyormuş,çözüm üretmiyormuş vs. söylemlerin yalan olduğu bir kez daha topluma dayattırılırsa…….
Kuvvetle muhtemel, Kasım 2019’u görmeden “Ya Anayasa – Ya Seçim” diyecek olan bu millet yeni Anayasayı kendisi yapma yoluna gidecektir.Bu da kısa zaman içerisinde “Yeni bir seçime” hazır olun diyorum demektir. Yeni seçim olması durumunda ise eğer toplum önceki düşüncede devam ederse....CHP’den zaten beklenen aynı olacağı gibi, MHP ve HDP’nin çok olumsuz bir seçim tablosuyla karşılaşacakları kesindir.
Şahsım olarak hala mevcut TBMM’den ve oluşturulan “Anayasa Komisyonu”ndan umudumu kesmiş değilim ve bir şeyler başarabileceğine inanıyorum.Hadi hayırlısı, bakalım önümüzdeki günler bize neleri gösterecek.
ÖZEL NOT: Mevcut Hükümette Başbakan Yardımcısı olan sayın Prof.Dr Numan KURTULMUŞ’tan bu Anayasa çalışmaları süresinde çok şeyler beklediğimi ifade etmek isterim.Daha öncesinden tanıdığım ve Ak Parti’ye katılmadan “Has Parti” Genel Başkanı konumunda iken, çok ses getirip kabul gören “Ey Meclisteki Partiler, KAVGAYI BIRAKIN ANAYASAYI YAPIN” sloganını ülkenin her tarafına yayan kişi olarak…..Bu duruma çok efor sarfetmesini özellikle bekliyoruz.
osmy47@gmail.com