Ve Paket Açıldıııı
Bir saatten fazla süren açıklamanın süre olarak yüzde yetmişi boş laflardan oluşan bir girişle dolduruldu. Atatürk ve Menderes vurgusu iki defa yapıldı. İlk olmadığı son da olmayacağı söylenirken yine darbecilik ve mağduriyet hatırlatıldı. Uzun uzun…
Gizli tutuluyor falan laflarından sonra anlaşıldı ki neredeyse bütün paket medyaya aktarılmış. Açıklanan maddeler için “yetmez ama evet” denileceği dahi söylendi ve öyle de olacak gibi duruyor.
Kışanak’ın günlerdir “paket boş çıkacak” kehaneti galiba karşılık bulmayacak. Öncelikli maddeler Kürt sorunu ile ilgili. Bunlardan ilki ana dilde eğitimdi artık özel okullar ana dilde eğitim verebilecek. Devlet okullarında ana dilde eğitim gerçekçi düşünecek olursak pek sağlıklı olmaz. Bunun için sizi Taha Akyol’un geçen hafta sonunda kaleme aldığı yazıya sevk ediyorum.
Seçim barajının %5’e çekilmesi seçenekler arasında, bana göre dar bölge geniş yatak muhabbetleri yapılacağına mevcut sistemle ve %5 barajıyla devam edilmesi en makul çözüm olur. Zaten bunun sorun olduğu parti BDP’dir. BDP’nin de oy bandı yüzde yediye yakın, böylece parti olarak ve 30-35 arası milletvekili ile meclise girebilecek. AKP’nin baraj düşüklüğünden korkmaması gerek ki bu durum sağ seçmeni AKP’ye daha çok bağlar.
Toplantı ve gösteri kanunuyla ‘bir daha tomalar biber gazları olmasın’ temennisinde bulunacağım ama bu kadar da uçmak istemiyorum. Baksanıza anlı şanlı “milli biber gazımız” yolda. Avrupa satmasa satmasın canım…Peh…
Kamu personelinin kılık kıyafeti ile ilgili, baş örtüsü serbestisinde oydaşma sağlanmalı ve serbest kıyafetin çok daha fazla tartışmalar üreteceği bilinmelidir. Memura siyaset yolunun açılması Türkiye’nin şu anki demokratik anlayış seviyesine birkaç beden bol gelir. Zaten şimdi siyasi tartışmalarla birbirimize dirsek vuruyoruz. Bu açıktan parti üyeliğiyle olursa galiba birbirimizi yeriz.
Andımızın kaldırılması gayet makul bir adımdır.
Başbakan’ı dinlerken alkışlamaktan kendimi alamadığım madde ise Mor Gabriel Manastırı’nın, sahibi olan Süryanilere resmen verilmesiydi. Bu apaçık bir hukuk ihlaliydi ve inşallah halloldu, diyebiliriz. Midyat’taki Süryani arkadaşlara derhal haber verdim ve “gözünüz aydın” dedim.
Dini özgürlükler konusunda, Başbakan’ın dediğinden (bireysel ayine kadar özgürlük, dediydi) anlaşılıyor ki Cemevleri ibadethane statüsü alır.
Şimdiii, hepimizin sakin, itidalle ve fevri davranmadan bunları tartışması, ortak aklı ortaya çıkarması gerekiyor. Bunun için tek bir ön madde öneriyorum: DEMOKRASİ, HUKUK ve İNSAN HAKLARI EKSENİNDE OLMAK KAYDİYLE…