Van Depremi, BDP ve Barış
‘Her şerde bir hayır vardır’ diye bir söz vardır. Toplum olarak Yalova depreminden sonra en büyük depremini Van’da yaşadık. Kuşkusuz deprem bir doğal felaket olduğu kadar bir toplumsal faciadır da. Bu deprem öyle bir zamanda geldi ki ülkede yaşayan herkes bir anda kenetleniverdi. Nasıl mı?...
Kandil’e yapılan hava hareketleri sonucu yaşamını yitiren PKK’liler, arkadaşlarının intikamını almak üzere Hakkari’nin Çukurca ilçesi ve civarındaki karakollara sekiz koldan yaptıkları saldırı sonucu 24 askerin ölümü ile bir o kadarının yaralanmasının ardından meydana gelen Van depremi bir anda ülke gündemini değiştirerek toplumsal kenetlenme ve dayanışmayı beraberinde getirdi. Bu dayanışma ve kenetlenme siyasi partilerinin genel başkanlarının tutumlarını kısa sürede etkileyiverdi.
Muhalefet partilerinin liderleri son yaptıkları açıklamalar sağduyuya işaret etmektedir. Elbette ki yapılan yardımlarla ilgili teknik konularda muhalefet partilerinin uyarı ve yapıcı eleştirileri olacaktır, olmalıdır da. Hatta hükümetin buna ihtiyacı da vardır.
Bana göre, en tutarlı tavır BDP’den geldi. BDP adına Hasip Kaplan yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında verdiği gensoruyu geri çektiklerini açıkladı. Gerekçe ise makul:Van’da yaşanan deprem dolayısıyla böylesine acı yaşanan bir süreçte meclisin gereksiz yere meşgul edilmek istenmemesi. Doğrusu da budur. BDP’yi izlediği bu tutarlı politika sayesinde alkışlıyorum, alkışlamak gerekir. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise yapılan yardımlarla ilgili olarak herkese teşekkür ederek ‘Yapılan yardımlarda kardeş kokusu ve selamı var’ diye konuştu. Bir alkış da Sayın Demirtaş’a.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de depremle ilgili olarak bazı kendini bilmez kişi ve çevrelerin yaptıkları açıklamaları şiddetle kınayarak böyle yaklaşımları gösterenleri ‘densiz ve soysuzca’ nitelemesi alkışı hak eden bir başka tutarlı siyasi yaklaşım. Bahçeli’nin bu sözleri barış adına bir yüceliği de ifade etmektedir. Biz de Sayın Bahçeli’yi ortaya koyduğu bu tavırdan ötürü alkışlıyoruz.
Diğer alkışı da CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu hakkediyor. Hem bölgeye giderek depremzedelerin acısını onlarla paylaşan hem de Başbakan Erdoğan hakkında vermeye hazırlandıkları gensoruyu rafa kaldıran, dar siyasi muhalefet çizgisinden bir anlık da olsa uzaklaşmayı başaran Kılıçdaroğlu ve ekibini alkışlıyoruz.
Ama gelelim asıl alkışa..
Asıl alkışımız kalıcı olmalıdır. Ümit ediyoruz ki Van depreminin yaraları kısa sürede sarılacaktır. Ölenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bu noktadan sonra hayat kuşkusuz devam edecektir. Siyasiler Ankara’ya döneceklerdir. Biz toplum olarak hem iktidar partisinden hem de mecliste grubu bulunan partiler başta olmak üzere tüm siyasi ve sosyal çevreler, deprem süreci boyunca gösterdikleri yapıcı tutum ve sağduyuyu memleketin diğer meselelerinin çözümü için ortaya koymalarını bekliyoruz. Ne zaman ki insanlarımızın ve gençlerimizin ölmemeleri için siyasi komplekslerinizi bir kenara bırakıp çözüm bulursanız o zaman kalıcı alkışı hakkedeceksiniz!…
Bir alkış da bu doğal felaket dolayısıyla ağzından çıkardıkları lokmayı depremzede kardeşine gönderen vatandaşa…
Bir de alkışı ilçemiz Kızıltepe’de duyarlılık gösteren insanlarımıza ve kaymakamlık, belediye ve STK’lara tutmak gerekiyor…
Herkese bu anlamda teşekkür etmek istiyorum kendi adıma.