dedas
diorex

Vakıflar ve Günümüz

İslam Medeniyetinin temel taşlarından biri olan vakıflar eğitim, sağlık, sosyal yardım, diyanet, bayındırlık gibi alanlarda bugüne kadar hizmet verdiler. Yolları, çarşıları, hanları, hamamları, çeşmeleri yapan vakıflar hemen her mahallede kurulmuştu.

Vakıflar ve Günümüz

Bir mülkün kıyamete kadar Alllah’ın mülkü olarak tescil edilmesi anlamına gelen vakıf,  belirli bir hayır hizmeti yapmak için bir özel ya da tüzel kişilik sahip olduğu her hangi bir menkul ya da gayrimenkulü ifade eder.  

İslam Toplumundaki uygulamaları ile vakıflar adeta İslâm Medeniyetinin sembolü haline gelmişler.

Hatırlarsanız Hz İbrahim (as) zamanında kurulmuş ve kendisini ziyaret edenlere ve yoldan geçenlere sofrasını açarak ilk Vakıf kurmuş.

Peygamberimiz zamanında ise ilk Vakıf hicretten sonra önce kendi hurmalıklarını ve sonra da Medine Çarşısı’nı ümmete vakfetmesiyle vakıf müessesesi başlamış oldu.

İslam tarihi bilhassa, Selçuklu ve Osmanlı devletleri dönemi, vakıf medeniyetimizin zirve yaptığı eşi bulunmaz, zarafet, muhabbet ve hizmet örnekleri ile doludur. Hatta bu uygulamaları İslam ekonomik sistem anlayışının sosyal güvenlik kurumları vakıflardır diye adlandırabiliriz.

Mesela yaz sıcağı, dilinizi damağınıza yapıştırmış.

“Şöyle buz gibi bir su olsaydı”

diye içinizden geçirirken, bir bardak uzanıyor elinize. 

Suyu kana kana içiyorsunuz,

içiniz ferahlıyor. 

Ya da tam tersi... 

Hava kışın ayazı. 

Mescide gittiniz. 

Şadırvanda abdest alacaksınız ama buz gibi su içinizi titretiyor. 

Tam o anda elinde ibrik yanınızda bir genç bitiyor.

“Buyurun Beyefendi” diyor.

“Abdestinizi sıcak suyla alın”

Şaşırıyorsunuz. 

Sonra gencin yakasındaki karta ilişiyor gözünüz:

“Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı Görevlisi!” yazıyor.

Teşekkür etmek ve eline üç-beş kuruş tutuşturmak için bardağı uzatan gence dönüyorsunuz. 

Ama O parayı kabul etmiyor. 

Daha da şaşırıyor ve “Sen de kimsin?” diyorsunuz. 

“Ben, Yaz Günleri Soğuk Su Dağıtma Vakfı Görevlisiyim” diyor genç..!

 

Bitmedi, çok fakirsiniz.

Evlilik çağına gelmiş bir kızınız var. 

Ama çeyizi bile yok. 

Bir gün akşam karanlığı çökmek üzereyken, kapınız çalıyor. 

Kapıda iki bayan; ellerinde paket paket danteller, el işlemeleri, çeyizlik havlular, saten örtüler.

Gözünüz yaşlı, sesiniz titrek soruyorsunuz;

“Siz de kimsiniz?”

“Biz” diyorlar.

“Fakir Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı‘ndan geliyoruz”

Şaka gibi geliyor ama inanın bunların hepsi gerçek.

Hem de bundan 500 yıl önce bu topraklarda yaşanıyordu.

Nereden mi biliyorum? 

Vakıflar Genel Müdürlüğü, harika bir çalışma yapmış.

Osmanlı‘da kurulan vakıfların listesini çıkarmış.

İnsan okudukça çarpılıyor, tüyleri diken diken oluyor.

“Yarabbi bu nasıl büyük bir medeniyettir, nasıl üstün bir meziyettir” demekten kendini alamıyor. 

Kimisi 15. yüzyılda kurulmuş, kimisi 16. yüzyılda.

 

İşte Osmanlı’da kurulan vakıflardan birkaçı 

1. Güzel Yazı Öğretme Vakfı, 

2. Sokak Hayvanlarına Ekmek Verme Vakfı, 

3. Hastalara Evinde Bakma Vakfı, 

4. Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı, 

5. Duvar Yazılarını Silme Vakfı, 

6. Kadın Sığınma Evi Vakfı, 

7. Sıcak Pide Dağıtma Vakfı, 

8. Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtma Vakfı, 

9. Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı, 

10.Sıcakta Sebillere Kar Koyma Vakfı, 

11.Yol Güvenliğini Sağlama Vakfı, 

12.Helalleşme Vakfı, 

13.Hristiyan Esirleri Kurtarma Vakfı, 

14.İlkokul Hocalarına Tütünü Yasaklama Vakfı, 

15.Yoksul Mahkumlara Harçlık Verme Vakfı, 

16.Güvercin hane Yaptırma Vakfı, 

17.Leylekleri Koruma Vakfı, 

18.Dara Düşenlerin Vergisini Ödeme Vakfı, 

19.İflas Eden Tüccarlara Yardım Vakfı, 

20.İlmi Kitapları Bağışlama Vakfı, 

21.Şehit ve Sahabe Türbelerini Tamir Etme Vakfı, 

22.Şehir Estetiğini Koruma Vakfı, 

23.Hayvanlara Mera Açma Vakfı.

 

Daha onlarcası var. 

Ama hepsini yazmaya imkan yok. 

Ancak şimdi siz karar verin;

500 yıl önceki Osmanlı mı ileri, yoksa bugün çağdaşım diye kan ve gözyaşı ile beslenenler mi?

Umudumuz ve temennimiz bu tür vakıfların ülkemizde bu şekilde hizmet vermesidir, Ozaman bu vatan maddi ve manevi saadetler içinde gül ve gülistana dönecektir inşallah.

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz