Ustam ve Ben
Elif Şafak'ın son romanlarından “Ustam
ve Ben” romanından alıntıları aktaracağım bu yazıda herkes kendisi için bir
şeyler bulabilecektir.
Kitaptan alıntılara geçmeden önce kitap
hakkında biraz bilgilendirmelerde bulunmak istiyorum. Mimar Sinan’ın inişli
çıkışlı yaşantısı, çırağı Cihan’ın hayat kesintisinden mükemmel bir edebi dille
anlatılıyor. Kitabı her elime aldığımda ortalama 50-60 sayfa okumadan
bırakamadım. Ve hep sonra ne oldu acaba soruları zihnimde idi.
Yazar, M.Sinan portresine çok çalışmayı
ve sadece işine odaklanmayı oturtmuş. Günümüz hastalıkları olan kibir,
dedikodu, haset ve dalkavukluk konularını da ustaca romanında işlemiş.
Alıntıları konu konu irdeleyelim.
Dalkavukluk:
- Etrafını her dediklerine
"evet" diyen dalkavuklarla dolduranlar, fikrini dürüstçe söyleyen
adamı hain zanneder.
- Bugün kapına köpek olan, yarın seni de
ısırıp başkasına yaltaklanırdı.
-Şu hayatta kimseye hayır
getirmeyeceğinden emin olduğu üç şey vardır: Ruhunu iblise satan adam;
güzelliğiyle böbürlenen kadın ve sabahı bekleyemeyecek kadar acil olan haber.
Dedikodu:
- Yüzümüze karşı sessiz ve itaatkârdırlar,
arkamızı döner dönmez dedikoduya başlıyorlardı.
- Şayet tembellik ve dedikodu denen iki
kanat olmasa şeytan asla bu kadar yüksekten uçamazdı.
Rekabet ve düşmanlık:
- Bir adam sana ne kadar yakınsa, senden
nefret etme ihtimali o kadar fazla.
- Ne acayip, değil mi? Bize benzer
gayeler taşıyanlar en tehlikeli düşmanlarımız oluyor.
- Eş rütbeli iki insan arasında en zor
hazmedilen şey, birinin terfi edip diğerinin edememesidir.
- Şeytan kulağımıza fısıldar:
"Neden daha fazlasını istemiyorsun?"
- Herkes biteviye pazarlık halindeydi
Yaradan'la.
Çalışkanlık:
-Şayet bir işi başarmak istiyorsan, onu
neden bir başkasının değil, senin yapman gerektiğine kainatı ikna etmen lazım.
Bunun da tek yolu çalışmaktır.
-Ehl-i hüner, üç kaynaktan beslenirdi:
kitaplar, insanlar, yollar.
- İşlemeyen demir pas, kullanılmayan ahşap
küf, çalışmayan insan zan besler. (Mimar Sinan).
Çalışma prensibi:
- Yaptığın işi gönlünde hissedersen,
ırmaklar çağlar içinde.
- Eserinden ziyadesiyle memnun olursan
öğrenmeyi kesersin.
- Geçmişini sırtında taşıyan adam tez
tükenir, yol gidemez.
- Yaptığımız iş bize döner. İyi işler
yapalım ki, şu aleme bir hayrımız olsun.
- Birileri sana küfredip hakaretler
yağdırdı. Damarına bastı. Hiddetlenip döver misin? Şayet yapmazsan, o zaman
adamsın. Demek ki ne yaptığımızdan ziyade, yapmadıklarımız tıynetimizi
gösterir.
Son söz:
- "Vücut sarayını Rab inşa eder,
anahtarını bize teslim eder" (Mimar Sinan)