diorex

Üniversite Tercihi Yaparken-1

Üniversite Tercihi Yaparken-1

Lisans Yerleştirme Sınavları sona erdi ve rekor bir sürede sonuçlar açıklandı. Tercih zamanı başladı. Aslında lise yıllarında hemen herkesin gönlünde gitmek istediği üniversite ve olmak istediği meslek yatmaktadır. Sınav sonucuna göre de revize edilerek tercih sıralamasına göre hedefe bir adım yaklaşılır.

            Tercih yapacak öğrencilere tavsiye niteliğinde bazı noktaları belirtmek istiyorum. Öncelikle karakter yapınızı iyi bilin, kendinizi tanıyın. Aldığım puana yazık olmasın düşüncesinden kurtulmalısınız. Tercih yalnızca bir üniversite olmamaktadır. Bazen şehir tercihine kurban giden eğitim yaşantıları vardır. Tercih yaparken, kendinizi merkeze oturtarak; aldığınız puan, toplum hayatına faydalı ve mutlu olacağınıza – sadece maddi değil manevi- inandığınız meslek, şehir, kültür yapınız, aileniz, ailenizin maddi durumu, üniversitede olmak istediğiniz sosyal çevre, ulaşım kolaylıkları -ailenize yakınlık veya uzaklık-, bir yıl beklemeniz halinde kazanım veya kayıplarınızı başlangıçta düşünmelisiniz.

            Kendinizi tanımayı ve meslek gerekliliklerini bilmeyi beraber ele almalısınız. Günümüzde sağlık sektöründekiler çok eleştirilmektedirler. Sosyal ilişkilerinin yetersizliği, hasta ile iletişimlerinin yakın olmaması gibi. Ama tıp eğitiminin ne denli zor ve emek istediği, tıp eğitimi sonunda Uzmanlık sınavı, sonrasındaki asistanlık süreci bilinmemektedir.  Şu gerçek ki kime sorsanız kendi mesleğinin zorluğundan bahseder. Ama çoğunluğu aynı şartlarda tekrar tercih imkanı olsa yine aynı mesleği seçer. Yüksek puan almak büyükşehir (İstanbul, Ankara, vb) tercih etmeyi, sevmediğiniz yalnızca dışarıdan bakıldığında maddi imkanları iyi olduğu algısına sahip meslek seçmeyi gerektirmez. Ailenizin ve kendi kişilik yapınızı da düşünerek belki de ailenizin bulunduğu şehirde okumak sizin için daha hayırlı olabilir. Yine niceleri var ki ülkemizde ailesinden veya doğduğu şehirden ilk kez üniversite eğitimi için ayrılıp, sonrasında gittiği şehirde uyum sağlayamayıp, ailesinin yanına dönen.

            Başka bir perspektif ile bakacak olursak ise, büyükşehirde, kendi doğduğu ve büyüdüğü şehirden başka bir yere üniversite eğitimine gitmenin çok önemli kazanımları vardır. Ev aramak, ev kirasını ödemek, elektrik, su ve doğalgaz aboneliği yaptırmak, faturalarını ödemek gibi sorumluluklar almak, giysilerini yıkamak, asmak ve ütülemek; kısacası artık kendini geçindirir ve idare eder hale gelmek. Büyükşehirlerde birçok kültürden insan ile beraber olmak ve şehir imkanlarından yararlanıp kendini geliştirerek birikimler arttırılabilir.

Sadece kazandığı bölümden mezun olarak iş imkanı elde etmek artık oldukça zorlaşmış, hatta bazı bölüm ve üniversiteler için imkansız hale gelmiştir. Okuduğunuz bölüm ne olursa olsun, İngiliz dilini bir ders olmaktan çıkarıp bir meslek gerekliliği olarak görmediğimiz ve bu durumu da doğal hale getirmediğimiz sürece hızla rekabetin arttığı günümüzde hemen her alanda İngilizce gerekliliğini ne kadar arkamıza atsak da hep önümüze gelecektir. Bunun için de üniversite eğitiminde dil sorunu -evet bir sorundur bizim ülkemizde her ne kadar doğallıktan bahsetsek de- halletmek gerekir. Sonrasında tazeliğini koruyarak dili yaşatmalıyız.

Bu temel konuları belirttikten sonra diğer hususları (toplum hayatına faydalı ve mutlu olmak, aile, arkadaşlık ve bir yıl daha beklemek) bir sonraki yazıda değerlendireceğim.

Yorumlar

Image
sermet
08.07.2013 / 17:59

hocam çok doğru bir konuyu doğru bir zamanda yazdığınız için allah razı olsun. gençlerimiz yanlış tercihlerin kurbanı olmuş. buna göz göre göre seyirci kalmamalıyız. tercih yapacak arkadaşlarımız boğulacaksam büyük şehirlerde veyahut büyük denizlerde buğulayım fikrini bir tarafa bırakmalıdır. kültürüyle örtüşen şehirlerde doğru tercihle kültürüne katkıda bulunmalıdır.

Yorum Yaz