diorex

Ümmü’l-Qura’dan Selamlar

Ümmü’l-Qura’dan Selamlar

Allah’ın misafireri olan yolcular arasına girmeyi Rabb nasib eyledi. Ayırca, Allah’ın misafilerine hizmet etmek içindi bu kutsal beldeye gelmek... Hem misafir olmak hem de misafirlere hizmet etmek... Umre için Mekke’de Kabe’nin karşısındayım. Eller semada, dualar kalplerden dillere dökülmekte; tüm insanlığa, alem-i İslam’a,  anne-babaya, akrabaya, tüm dost ve arkadaşlara, özel ve genel dua isteyen herkese...

“Ümmü’l Qura”; şehirlerin anası, Mekke’den selam olsun.

Mekke, Hz. İbrahim’in daveti üzere yeni misafirlerini bir daha ağırlama telaşesinde. Ümmü’l  Qura, sadece hac aylarında değil, senenin her mevsiminde, leyl ve’n-nehar (gece-gündüz) hep yoğun ve tıklım tıklımdır. Mekke’nin telaşesi hiç bitmez. Yeryüzünde uyumayan, ışığı hiç sönmeyen tek şehirdir Mekke. Milyonlarca insanın duasına tanık olan, kalpten dile dökülen telbiylerlerle hiç susmayan, ikramda bulunan, ve bunlarla hiç yorulmayan,  durup dinlenmek bilmeyen, hep koşuşturan, misafirlerini de kendi ritmine katan bir beldedir şehirlerin anası Ümmü’l-Qura.

Umredeyiz... Umre; kelimesi “imar” anlamına gelmektedir. Kalbi imar etmek için, dili imar etmek için, tüm ruhumuzu tamir etmek için niyet ettim Umre’ye...

Tavaftayım; küp bir mekan etrafında Hacerü’l Esvedi kalp hizama alarak saat yönün tersine bir döngüdeyim... kulunum, kulun olmaya geldim bu dünyaya diyerek dua ediyorum, istiyorum da istiyorum isteyin dediğin için duadayım beytinde Allahım.

            Allah: “Orada apaçık ayetler ve İbrahim'in makamı vardır.” diye beyan ediyor. Mekanı İbrahim’i ziyaret etmek nasib olmuştu. Şimdi makamı İbrahim’deyim (a.s.). Hz. İbrahim’in hayatı tüm Mekke’de olmakla beraber hasseten Harem-i şerifte... Cebrail (as) ile gezdiğinde Arafat’ta oluşan izler; hac zamanı bütün Müslümanların vakfe yaptıkları mekanda da mevcut. Ayrıca Cemerat yani şeytanın Hz. İbrahim’in verdiği sözü tutmaması konusunda yoluna çıkarak engelleme girişimlerinin boşa çıktığı ve taşlandığı yerler de Hz. İbrahim’in izleri ve hatıraları ile doludur. Hz. İbrahim bu mekânlarda adım adım gezmiş mübarek ayaklarını bu topraklara doyasıya basmış ve kıyamete kadar silinmeyecek izler bırakmıştır.

Mekke Hz. İbrahim’in kabul olan duasıdır... Ey İbrahim (a.s) ve Muhammed (s.a.v) kokulu Mekke! Kabe sizler kokuyorsunuz. Mekke sizler kokuyor... Ey Rabb! Sen nelere kadirsin, senin kudretin üstünde bir kudret olamdığına bir daha şahidim. Peygamberlerinin hikaylerini dinlemek, sende yorulmak, sende uykusuz kalmak, sende gurbette olmak, sende yalvarmak ne güzel, bunlar bu kadar başka hiç kimse için yapılabilinemez.

      “Lebbeyk  Allahümme lebbeyk” diyerek senin haremine girmek, ihram ile yep yeni  pak ve temiz bir elbise ile, huşu ile tavaf etiğimiz Kabe’ne yüz sürmek,  cennetin bir parçası siyah taşınıa selam vermek, Hacer gibi Mes’a ‘da koşuşturmak ne güzel!...Ne güzel senin gök kubben altında gecelemek...

Evet, Hz. İbrahim mekanından Hz. İbrahim’in makmına kavuşturan Rabbe, bu seferi nasib eyleyen Allah’a sonsuz hamd-u senalar olsun...

Mekke’de, Ümmü’l Qura’da; yani şehirlerin anasındayım.

Kabe’nin yanından bütün İbrahim ve Muhammed âşıklarına selam olsun!

Selam olsun sizlere Mekke’den, buralara selam vermeniz için dua ediyoruz.

Yorum Yaz