Ulusal Kongreden Ulusal Birlik Çıkmalı

KÖŞE YAZISI

Federal Kürdistan’ın başkenti Hewlêr namı diğer Erbil kentinde daha önce yapılan Kürt Ulusal Kongresinin hazırlık toplantısının sonuç bildirgesinde çıkan karar gereği 24 Ağustos’ta yine aynı kentte gerçek anlamda Ulusal Kongre toplanacak.


Federal Kürdistan’ın başkenti Hewlêr namı diğer Erbil kentinde daha önce yapılan Kürt Ulusal Kongresinin hazırlık toplantısının sonuç bildirgesinde çıkan karar gereği 24 Ağustos’ta yine aynı kentte gerçek anlamda Ulusal Kongre toplanacak. Edinilen bilgilere göre, kongrede tüm Kürtleri temsil edecek delegeler belirlenecek ve en önemlisi bütün Kürtler için bağlayıcı politikaların yer alacağı, bütün Kürt parti ve oluşumların bugüne kadar ki politikalarını derinden etkileyeceği ortak bir metin ortaya çıkacaktır; eğer süreci engelleyecek veya sabote edecek öyle veya böyle bir “Yol kazası” yaşanmazsa…

Bütün dünyanın gözü bu tarihte, bu kentte ve bu kentten çıkacak bir deklerasyonda olacaktır. Başta Türkiye, İran, Suriye ve Merkezi Irak Hükümetinin pür dikkat kesileceği yer bu Kürt coğrafyası olacaktır. Bunun yanı sıra başta ABD olmak üzere diğer batılı ülkelerin tamamı yine buraya odaklanacaktır. Zira Ortadoğu’da siyasi haritaların yeniden şekillenebileceği ve  de Kürt halkını demografik, coğrafik, kültürel ve siyasi açılardan birlikteliğinin temelinin yeniden atılacağı bir yol haritasının ilk adımı Hewlêr’de, 24 Ağustos’da atılacaktır. Başka bir ifadeyle Qazi Muhammed’in, Qasımlo’nun Mahmut Berzenci’nin, Mustafa Berzani’nin, Şêx Said’in, Seyid Rıza’nın…hayalleri gerçekleşmek üzere. İyimserliği bir kenara bırakırsak, şimdiden böylesi tarihi bir gün Ortadoğu halklarına, Kürt halkına, Kürt ulusal beraberlik ve birliğine, bölgesel barışa ve halkların kardeşliğine neden olacak umuduyla kutlu olsun, diyorum.

Ulusal Kongrenin toplanması için ortaya konulan çaba ve girişimler yeni değildir. Hiç kuşku yok ki tarihsel bir geçmişi de vardır böyle bir sürecin. Ölümsüz ve efsanevi Kürt Ulusal önderlerinden Mele Mustafa Berzani’nin konuyla ilgili olarak çaba ve girişimleri olduğu görülecektir, tarih sayfaları karıştırılırsa.

Yaşadığımız şu modern zamanlarda hatırlanacaktır ki PKK Lideri Abdullah Öcalan, KDP Lideri Mesut Berzani ve YNK Lideri Celal Talabani başta olmak üzere birçok lider ve şahsiyetin bu konuda çağrı ve girişimleri biliniyor. Fakat bugüne kadar netice alınamamıştı. Güneyli Kürtler, doğru bir politika izleyerek statü sahibi olurken PKK de boş durmayarak hem askeri mücadeleyi yoğunlaştırdı hem de KUM gibi PKDW gibi ulusal nitelikli oluşumların kurulmasını gerçekleştirdi. Fakat gelinen noktada bu gibi statü ve oluşumların Kürt Halkına uluslar arası ölçekte, ulusal birlik ve ulusal tanınma anlamında kayda değer bir kazanım sağlamamıştır ki bu kez yukarıda adı geçen Kürt liderleri yine çağrı ve girişimlere başlamak ihtiyacını duydular. Nitekim Ulusal Kongre için yapılan hazırlık toplantısında hazırlanan metin her üç liderin adı zikredilerek okundu. Hiç kuşku bu başlangıç Kürt parti ve örgütleri arasında tesis edilmesi gereken güven duygusu için yararlı olmuştur ve bu, Kürtler arasında sevinç ve memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak..

Evet ancak geçmişe bakıldığı zaman Kürtler arasında kaygılar en az umut kadar varlığını için için koruyor. Bu kaygılar parti ve örgütlerimizden kaynaklı ideolojik iktidar hırsından doğar. Her parti siyaseten iktidar olmak ister ve bu arzuyla yola girer. Ancak bu iktidar olma isteği demokratik yöntemlerle olmalı. Hele söz konusu Kürt halkı olunca hiçbir parti veya lider örgütsel iktidarını ve ideolojik odaklı siyasi anlayışını Kürt halkının iktidarından daha üstün görmemeli. Hiçbir çevre bu anlamda dayatıcı olmamalıdır.

Diğer önemli bir nokta Ulusal Kongrenin çatısı altında bir araya gelen delegasyonun vereceği karar belirleyici olmalıdır. Yukarıda da kısaca vurgulandığı gibi, ortaya çıkarılacak Kürt Ulusal Politik metni her parti ve her çevre için bağlayıcı olmalıdır. Sözgelimi PKK’nin, KDP’nin, YNK’nin, GORAN’ın… ideolojik, politik ve askeri tavır ve duruşları kongrenin vereceği kararlarla anlam bulmalıdır. Ya da PKK kongrenin kararlarını tanımayıp kendi örgütsel duruşunu sergilememeli; aynı şekilde KDP de gerek ulusal gerekse uluslar arası ilişkilerde partisel duruş ortaya koymamalı. Bu şekilde olursa süreç içerisinde Kürt Ulusal Birliği sağlanacaktır ve arkasından da uluslar arası tanınma gerçekleşecektir.

 

 İade-i İtibar Şart..

Kongreden bir yüzleşme kararı da beklentilerimiz arasındadır. Bu ne demektir? Bu şu demektir:

Çeşitli zamanlarda çeşitli Kürt partilerinde mücadele ederken yanlışlıkla veya haksız yere öldürülmüş, saflardan ayrılmalarına mecbur edilmiş, küstürülmüş ya da olaylara yaklaşma biçimlerindeki farklılıklardan dolayı örgütsel çizgiden ayrılmaya vesile olunmuş Kürt siyasetçi ve aydınlarından özür dilenmeli; onlara da bir çağrıda bulunularak itibarları iade edilmeli. Ümit ediyorum ki böylesi bir çıkış Kürt Ulusal Kongreyi daha da büyütecektir.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumu mutlaka Kongrenin göz ardı edemeyeceği bir durumdur. Onun özgürlüğüne kavuşabilmesi için PKK dışında bir partinin kongre gündemine öneri getirmesini doğru buluyorum. Böylesi bir çıkış Kürt partileri arasında güven tesisi adına çok önemlidir; şayet böyle bir öneri PKK çevresinden gelirse “PKK yine dayatıyor” şaibesi ortaya çıkabilir, güven zedelemesi yaşanabilir.

Bilinmelidir ki hangi siyasi anlayış veya çevre ‘iktidar sekterizmi’ açısından yaklaşır, bu tarihi günün ruhuna aykırı olacak şekilde davranır, ulusal birliği bozacak biçimde tavır ortaya ortaya koyarsa Kürt halkının gözünde itibar kaybedecektir! Tarih birliği bozanları affetmeyecektir!(www.kiziltepepost.com)