diorex
dedas

Uludere Prestij Operasyonu muydu?

Uludere Prestij Operasyonu muydu?

Bu Cuma (28 Aralık 2012), Uludere’de 34 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan acı olayın 1. yıldönümüne girmiş olacağız. Kalemi veya mikrofonu eline alan birçok insan “bombaların kimin emriyle atıldığını” ,“istihbaratı kimin verdiğini”, “öldürme emrinin kimden geldiğini” soracak. Olayı örtbas etme..! Katil çık ortaya..! Pankartları altında belki de gösteriler düzenlenecek. Herkes, kendi mevziinde pozisyon alacak, kendi cephesinden olayı görmeye, yorumlamaya çalışacak. Biri saldıracak, diğeri savunacak.. Ya da biri susacak, diğeri üstlen bunu artık diye ısrar edecek. Kimileri için sonuç bahane ama bel altı siyaset için bulunmaz bir fırsat daha olacak. Cılız bir “sehven oldu” söylemi dışında, olayın ustaca tezgahlandığında hakim çoğunluk hemfikir olacak ama, siyaseten hücum fırsatını kullanmak isteyenler, “Usta”dan kastın hükümet olduğunu ısrarla tekrarlayacak. Her nedense kendilerini siyaseten savunma refleksiyle hareket etmek zorunda hissedenler ise olayın aydınlatılmasını veya halkın beklediği açıklamayı geciktirmiş olacak. Hele kimileri kaçakçılığın cumhuriyet tarihiyle yaşıt olduğunu unutacak ve hızını alamayıp “Onlar, haindi” sözünü tekrar edecek ve Uludere’de yaşanan vahim olayın 1. Yıldönümünde polemik, gün boyu devam edecek

---------------------------------------

Bu Cuma (28 Aralık 2012), Suriye açıklarında düş(ürül)en askeri uçak kadar bizim de düştüğümüz sendrom yeniden yaşanacak. “Ben vurmadım, yok sen vurdun. Sen vurmadın, yok ben vurdum. Teknik arıza sonucu düştü, hayır Suriye düşürdü. Suriye’nin böyle bir teknolojisi veya cesareti yok vuramaz, ne demek vuramaz bal gibi biz vurduk. Düştü, düşmedi düşürüldü. Vuruldu, hayır yakınından geçen füze infilak edince dengesini kaybetti. Olsa olsa sen vurdun, öyle mi ben mi vurdum? Tamam öyleyse ben vurdum. Sana inanmam, peki kim vurdu?” Kimse, bir uçağın masa başından enter tuşu nasıl düşürülebileceğini merak etmeyecek, yıllardır dağ taş bombalayan uçakların isabet oranı sorgulanmayacak, insansız hava uçaklarının her nedense şu ana kadar, bu denli hızlı ve kesin bilgi akışı sağlayamadıkları konuşulmayacak, ücreti devletin istihbaratından karşılanmak üzere fi zamanında bol miktarda yabancı istihbarat elemanının devletin istihbaratında istihdam edilip edilmediği konusu araştırılmayacak, iktidar ve muhalefetiyle, yanlış istihbarat veren kaynağın ve bu kaynağa aracılık eden dahili ortakların üzerine gidelim denmeyecek, dahası elin teknolojisi ve uçak kod ve yazılımları ile gerdeğe girmenin sonuçlarından ders çıkartmak istemeyecek, polemik gün boyu sürecek

---------------------------------------

Bu Cuma (28 Aralık 2012), iyice açılan mesafenin uçuruma dönüşmesini fırsat bilen herkes birbirini suçlayacak, kimsenin aklına 30 yıldır uyuşturucu çarkının şeytan üçgeninde nasıl döndüğü gelmeyecek, vatan haini dediklerinin getirdiğini vatan hamisinin geçmesine izin verdiği, Vatan hamisinin geçmesine izin verdiğini ise vatan severin taşıdığı çark, görmezden gelinecek, bazı şehirlerin bir tarafından diğer tarafına yapılan karşılıklı silah atışlarının,  TBMM’de olağanüstü uzatmaları görüşülürken yol üstü bu şehirleri uyuşturucu güvenli taşıma alanına dahil etmek için bir mesaj olarak yapılıp yapılmadığını araştırmayacak, masum, katil, kaçakçı, hain, MİT, Erdoğan, Asker, PKK, kapitalist, komünist, İslamcı edebiyatı alıp yürüyecek, kimsenin aklına uyuşturucu kadar etkili ve Uludere'deki vahim hadise öncesi yoğunlaşan “prestij” operasyonları gelmeyecek. Kaçak sigara operasyonları sonucu birilerinin “prestij” kaybından ciddi zarara uğradığı düşünülmeyecek, “Neden Roboski” diye sormayacak, rutin olarak her seferinde yüzden fazla katırla yapılan seferler yerine 40 kişilik küçük bir grubun tercih edilme nedenini düşünmeyecek, iyice sıkılaştırılan kaçak sigara geçişlerine yol bulmak için bu masumların özenle seçildiğini hesaba katmayacak, kendi halinde ve üstelik askerin bilgisi dâhilinde geçimini sağlayan köylülerin, uyuşturucu ve sigara baronları ile işbirliğine zorlanmalarına rağmen direnip kendi halinde geçimlerini sağlamaya çalıştıkları için kurban edildikleri düşüncesi kaale bile alınmayacak, 2007 den bu yana devam eden operasyonlarla ciddi “prestij” kaybına uğrayanların “hem biz hala varız” şeklinde bu prestijlerini tekrar kazanmak, hem de gelirlerindeki azalmanın önüne geçmek için olay sonrasında, psikolojik olarak gevşetilen vaziyetin ardından bir taşla iki kuş vurduklarına dair düşünce komplo teorisi gibi gelecek ve birilerinin kuyruğuna basıp başını ağrıtmaktansa, karşılıklı siyasi suçlamalar ve anlamsız savunmalar yapmak suretiyle polemik gün boyu sürecek

---------------------------------------

Bu Cuma (28 Aralık 2012), polemik dinlemek istemeyen her samimi vatandaş olayın çözümü için hem iktidar, hem bütün muhalefetin ortak hareket etmelerini ve “Bu vahim hadisede kesinlikle karanlık bir el var. Uluslararası kirli çıkarlarını devam ettirmek isteyen bu el, sivil vatandaşı bazen polis, bazen örgüt elemanı zannedip katliamlar yapmaya devam etmekte. Tüm operasyonlara rağmen bu karanlık el tam manasıyla kırılamamıştır. Bu vahim olayda hepimizin vicdani ve ahlaki sorumluluğumuzun olduğunun farkındayız ve mağdur ailelerden özür diler, olayın derin faillerinin en kısa zamanda ortaya çıkartılması için tüm içtenliğimizle işbirliği yapacağımızı ifade ederiz.” Şeklinde ortak açıklama yapmalarını bekleyecek. Doğusu ve batısı ile birbirimize yüklenmek, karşılıklı suçlamalarda bulunmak ve çözüme yardımcı olmayan polemiklerle boş yere vakit kaybetmek yerine, el ele verip “biz nerde hata yapıyoruz? Bundan sonra hangi tuzaklara düşmemeliyiz?” sorusuna cevap bulmak için iyi bir fırsat olacak.

Sağlıcakla kalın

USTAD  25.12.2012

Yorumlar

Image
urfa
28.12.2012 / 12:04

Prestij oyunu mu değil mi bilmem ama Playstation oyunu gibi

Image
selam
27.12.2012 / 22:15

selam ibin xaliti..<br>yazılarını okuyorum.nede olsa ibin xalitisin.

Image
Şakin POYRAZ
27.12.2012 / 09:08

Evet ustam bu dünyaya yaşamak için geldiysek herkesin kendisine bu soruyu sorması lazım." BİZ NEREDE HATA YAPIYORUZ"

Yorum Yaz