Üç Kuruşa Beş Köfte!..

KÖŞE YAZISI

             Bir seçim arifesine daha girdiğimiz bu günlerde yaşanan hareketlilik adeta baş döndürmeye başladı. Milletvekili olabilmek için yapılan müracaatlara ve bu müracaatçıları tanımaya yetişemez olduk neredeyse... Ülke genelinde yaşanan bu yoğunluğu, olduğu gibi Mardin’de de görmek mümkün.

               Türkiye Büyük Millet Meclisine girebilmek için yapılan müracaat sayısının çokluğu, elbetteki sevindirici bir durum. Hangi partiden olursa olsun milletvekilliğini talep edenlerin yüzde doksan dokuzunda iyi bir ekonomik altyapı olduğunu düşünürsek, müracaatların çokluğundan işlerin iyi gittiği sonucunu çıkarabiliriz.

    Mardin’den  meclise gidecek olan altı kişilik kontenjan için yapılan müracaat sayısının neredeyse iki yüz kişiyi bulması, ilimizdeki ekonomik göstergelerin geçmişe oranla çok daha iyi durumda olduğunun bir habercisi olması hasebiyle de önem arz etmektedir. İşin bu tarafından bakıldığında aday adayı sayısının onbinleri bulması dileğimizdi. Anlayacağınız, altı kişilik personel alımı yapacak olan bir devlet kurumuna, onbinleri bulan müracaat sayısını ne kadar azaltabilir ve milletvekilliğine yapılan müracaat sayısını da ne kadar arttırabilirsek o kadar iyi…

              İşin ekonomik altyapısıyla ilgili olarak kafamda oluşan bu şablon tamam da konu işin fikirsel ve donanımsal yeterliliğine geldiğine maalesef ki mevcut tabloda iştah açıcı bir durum pek görülmüyor.

    Milletvekili olabilmek için yapılan müracaatların partilere dağılımına bakılırsa eğer, partilerin bu anlamda bir basamak olarak algılandığı açıkça görülür. Fikri ya da zikri ne olursa olsun, yani dünya görüşü örtüşsün ya da örtüşmesin önemli değil. Önemli olan tek şey, meclise kapak atabilmenin en sağlam yolu nereden geçiyorsa, işte önce oraya gitmek ve ordakilerin hazırlayacağı listeye girebilmek. Yanlış anlaşılmasın, bu sözleri elbetteki aday adaylarının tamamı için söylemiyorum. Ama müracaat geneline baktığımda bu durumun daha hakim olduğunu görüyorum. Ve tabiri caizse, mevcut durum “Üç kuruşa beş köfte” deyimini hatırlatıyor bana.

              Üç kuruşa beş köfte sözlerini zikretmemin temel nedeninde ise halk arasında dolaşan ve meslek gereği delik olan kulağıma gelen konuşmalar var.

     Özellikle iktidar partisinden müracaat eden aday adaylarının birkaç kesiti için halkın arasında geçen konuşmaları paylaşmak istiyorum şimdi; 

              “Gerek merkezde ve gerekse taşrada sahip oldukları koltuklarının devrilebileceğinden korkan üst düzey bürokratlar, üç milyar karşılığında aday adayı olarak iktidar partisinin taraftarı olduklarını tescillemiş oluyorlar.

               Devletle taahhüt işleri yapanlar, yine üç milyar karşılığında aday adayı olup taraftarlıklarını tescillemiş oluyorlar.

               Aday adaylığına seçilmek bunlar için pek önemli değil. Önemli olan şey, seçim sonrasında sağlamlaştırılacak koltuklar ve yine seçim sonrasında açılacak olan bütün kapılarda yürütülecek işlerdir!...

               Yani aday adaylarının profilinde ‘üç kuruşa beş köfte’ isteyenleri görmek mümkün.”

               Değerli okurlarım, bunlar benim sözlerim değil. Bunlar halk arasında oluşan kanaatin bir sonucu olarak evlerde, kahvehanelerde ve özetle sokaklarda konuşulan şeylerdir.

               Vatandaşlarımızın yapmış olduğu tespitlerin doğruluğu ya da yanlışlığını siz okurlarımın yorumuna bırakırken partilerin de bu duruma dikkat etmek zorunda olduklarını düşünüyorum.

               Sonuç olarak yeni girdiğimiz seçim sürecinin hoşgörü ve huzur içinde geçmesi, seçimlerin ülkemiz, bölgemiz ve insanımız adına hayırlara vesile olması dileğiyle saygılar sunuyorum.