Tuz kokmak üzere!
Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinden herhangi birine gitmişliğim yok henüz. Ama oralarla ilgili olarak merak ettiğim bir çok şeyi değerli ağabeylerimden dinlemişliğim var. Demokrasi, ekonomi ve insana verilen değer açısından dinlediklerimin tamamında öne çıkan en önemli farkları ise asla israfta bulunmamaları oldu hep.
Demokrasiden israf etmiyorlar!..
Ekonomiden israf etmiyorlar!..
Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her türlü insani temel hak ve hürriyetler kapsamı ile insana verilen değer ele alındığında ülkemizdeki demokrasiden yapılan israfın ne derecede olduğunu görmek mümkün.
Barınma ve beslenmeyi bir tarafa bırakalım da kamu hizmeti sunan binalara duyulan ihtiyaçların giderilmesi kapsamı ile ülkemizdeki mevcut durumu ele aldığımızda ise ekonomiden yapılan israfları görmek mümkün.
Mensubu olduğumuz yüce dinimizin israfı haram kıldığını düşündüğümde ise milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Avrupa ile ilgili olarak söylediklerini hatırlıyorum.
Şöyle demişti Akif; “Bir işleri var dinimiz kadar sağlam.”
Değerli okurlarım, ülkemizde yapılan israfların tamamını yazmak için binlerce sayfaya ihtiyaç duyulur ancak beni bu satırları yazmak zorunda bırakan asıl konuya gelmek istiyorum şimdi. Milletçe bir çok alanda müsrifiz belki ama milletin müsrifliğini çeşitli eğitim proğramlarıyla gidermek mümkündür. Ancak müsriflik devlet tarafından söz konusu olduğunda ise ortaya çıkan sonuç tam anlamıyla bir facia oluyor. Tıpkı yaşadığım ilçedeki kamu binalarının hoyratça israf edildiği gibi.
Kızıltepe şehir stadyumunda yığınla para harcanarak inşa edilen ve madde bağımlısı çocukların rehabilitesi için kullanılması planlanan bina, tam iki yıl hiç kullanılmadı.
Çatom binası olarak kullanılırken boşaltılan bina uzun bir süre boyunca madde bağımlısı çocukların mekanı haline geldi.
Şimdi de iki yıldan beri terk edilmiş olan, 70 yataklı eski devlet hastanesi, uyuşturucu kullanıcılarının, madde bağımlılarının mekanı olmuş durumda.
Kaymakamlık lojmanına 10 metre mesafede bulunan devasa bina, iki yıldan beri hoyratça israf edilmiş durumdadır. Bu israfın sorumluluğu elbette ki devlettedir. Devlet, burnunun dibindeki devasa binanın düştüğü halleri görmeyecek kadar kör olmamalıdır. Meslek yüksek okulu için bina aranırken, ilçede yığınla okula ihtiyaç duyulurken böylesine bir binanın atıl duruma düşmesine seyirci kalmanın vebali sorumlu olup da sorumsuz davranan devlet temsilcilerinin üzerindedir.
Mardin genelinde ve bu yıl itibarı ile polisimizin ele geçirdiği uyuşturucu miktarındaki rekor artışlar, kullanıcıların sayısında kırılan rekorlardır aslında. Ve maalesef ki bu rekorların kırılmasına bir anlamda vesile olan bu binalar, devlet eliyle yapılan israfların somut bir göstergesi olarak orta yerde durmaktadır.
Bu binaların tamamının inşa edildikleri amaca uygun olarak kullanılmasıyla ilgili duyarlılığımdan dolayıdır ki mevcut durum kanıma dokunuyor! Vatandaş kendi parasını israf eder etmez bu ayrı konu ama vatandaşın vergileriyle inşa edilen devasa binaların israf edilip, üstelik de toplumun ruh sağlığını bozacak eylemlere göz göre göre mekan edilmesini kabul edemiyorum.
Yazık!
Kokmuş ete katılması gereken tuz da kokmak üzere!
Tuzun kokmasına engel olmak, duyarlılığını beklediğim STK’ların yetkilileri harekete geçirmesiyle mümkün olacaktır.
Saygılarımla…