Tutumlu İnovasyon-4: Üreten-Tüketici

Tutumlu
inovasyonun beşinci ilkesi, üreten tüketicilerle ortaklaşa değer oluşturmaktır.
Olafur Eliasson’un tespitine göre Lego’yla oynarken siz tüketici değil,
üreticisinizdir.
Şirketlerin en
proaktif müşterileri olan üreten-tüketiciler;
yeni fikirlerin tespit edilmesinin, doğrulanarak ürün ve hizmetler olarak
geliştirilmesinin ve ticarileştirilmesinin daha hızlı, daha etkili ve daha
ucuza yapılmasını sağlar.
Müşterileri,
işletmenizde yer alan topluluğun bir üyesi olarak görmelisiniz. Markalarını
seven müşteriler onları desteklemekte aktif bir rol oynamayı da istemektedir.
Pek çok şirket ise monolog pazarlama yapmaya ve tüketicilere mesaj itmeye devam
ediyor. Hem de tüketicilerin %90’ının “diyalog kurabileceği” bir markadan
alışveriş yapmayı tercih edeceklerini söylemelerine rağmen.
Aracıları
devreden çıkartan ve küçük üreticileri destekleyen toplu satın alma
platformlarına bir örnek olan La Ruche, 50000
üyenin doğrudan 2500’den fazla çiftçiyle bağlantı kurmasına olanak tanıyor.
Bu ağ, yerel ürün kullanma hassasiyeti olan müşteri kitlesini bir araya
getirerek, onlara yerel üretilmiş, taze, mevsimsel ve çevre dostu yiyecek
erişimi sağlamaktadır.
Yaratıcı Zeka
kitabının yazarı Bruce Nussbaum, müşteri ihtiyaçlarını belirlemeye yönelik
orijinal bir tespitte bulunmuştur:
İnsanlara ne istediklerini sorarsanız, size
10 veya 20 şeyden oluşan bir liste vereceklerdir. Bu liste sabahtan geceye,
günden güne değişecektir. İnsanlara ne hayal ettiklerini sorun, size söyleyecekleri
bir iki şey hiç değişmeyecektir.
Tüketicilerin
%92’si, aile ve arkadaşlarından gelen tavsiyelere reklamlardan daha çok
güveniyor. Lego Grup CEO’su Jorgen Vig Knudstrop, “En büyük olarak değil, en iyi olarak rekabet etmek istedik”
yaklaşımı ile 21. yüzyılda işletmesinin rotasını çizmiştir. Ayrıca
reklamcıların artık müşterileri sadece etkilemesi yeterli değil; aynı zamanda
onlarla diyaloğa girmeleri gerekmektedir.