Türkiye İçindeki Virüsü Kusuyor

Türkiye İçindeki Virüsü Kusuyor
15 Temmuz Darbe Girişiminin üzerinden günler geçtikçe, yeni gelişmeler ortaya çıktıkça, bu darbeyi , darbecileri,halkı,destekçilerini ve neler yapılıyor-neler yapılmalı konularında daha sağlıklı fikirler üretilebiliyoruz. Bu Darbe, sadece Türkiye’de değil dünyada bile örneği ve benzeri görülmemiş bir teşebbüs olarak beyinlere ve hafızalara yerleşti. Şöyle ki; Darbenin aktörleri “Dur yapma, yanlış yoldasın, yanlış yapıyorsun, sen Mehmetçik’sin, ” diye uyaran vatandaşlarına kurşun sıkabiliyor, öldürebiliyor ve her türlü şiddeti meşru görüyordu.
Eski Türkiye’de bir çok şeye sesini çıkarmayan, kerhen de olsa saygı gösteren bir yapı varken, Yeni Türkiye’de “Darbeye ve askerlere karşı çıkılabiliyor, Tankların,Helikopterlerin ve silahların önüne geçilebiyor. Yeni Türkiye de “Menderes benim babam diyebiliyor,Özgürlük Nöbeti aylarca tutulabiliyor.”
15 Temmuz Darbesi, aslında bir yönüyle terör hareketidir.Çünkü, bu terör hareketinde teröristler uçak,tank,kobra ve çeşitli silahlar kaçırarak darbe yapmaya çalışmışlardır.Kendi ülkelerinin Cumhurbaşkanı’na suikast girişimine tevessül etmişlerdir.Peki neden teröristler diyorum? Çünkü bunlar “Kaçırdıkları silahlarla, uçaklarla başka ülkelere saldırı düzenleyerek, kendi ülkelerinin savaşa girmesine sebep olabilirlerdi.” Bu girişim ile kısacası, tarifi imkansız bir durum yaşadı Türkiye….Şöyle ki,
Halk liderler meydanlara çıkmadan, darbenin başladığı yerde, darbeyi bitirmeye gitti ve bitirdi.Türkiye de,Halk ve Millet öyle acayip bir duruma yöneldi ki darbe girişimiyle, “Tekbirler, ezanlar,kucaklaşmalar ve birlik sloganlarıyla birbirlerine destek olup teselli eder oldu.” Bu çok farklı bir durum aslında.Başka bir ülkede yaşanmış olsaydı bu darbe, o ülke halkının çoğu psikiyatrilerin kapısından ayrılamazlardı. İşte buda yeni Türkiye’nin farkı olsa gerek…Türk halkının iki genetik yapısı vardır.Birincisi şiddete karşı RED,ikincisi şiddeti uygulayanı cezalandırmadır. Darbeye RED diyerek püskirttü, darbeyi yapanları da İDAM ile cezalandırmak istedi…..
Darbe girişimi sonucunda, FETÖ Terör örgütü, Masonik ve hücre tipi bir yapılanma şekli ile hazırlanarak örgütlenmiş, son ana kadar elemanlarının birbirlerini tanımadığı, üst akıl ile dışarıdan emir alarak ve öğrenilerek hazırlanan bir örgüt yapısına sahip olduğu ortaya çıkmıştır.Yıllarca virüs gibi en kılcal damarlara kadar girmiş olan bu yapı, uzun yıllar saygınlık kazanmış, bu saygınlığı ile ülkeyi ele geçirmeye çalışmakla asıl niyetini göstermiştir.Önümüzdeki günlerde halk olarak, bu derin ve karanlık FETÖ Örgütünün çok derin-karanlık dehlizlerine şahit olabiliriz.Böyle olursa bu sürpriz bir durum olmayacaktır.Darbe girişimi bertaraf edildikten sonra, malum gözaltılar,yakalamalar ve bu yakalananların sorgularıyla farklı mecralara gidilecektir.
Bugün itibarıyla yaklaşık 60 bin kişiye yakın yakalanıp, gözaltındadır.Bu kadar kişi, sivil,asker,polis,yargı mensubu,memur vs. yakalanıp bertaraf edilmesi, bütün kurumlardan bunların taraftarlarını ayıklayarak temizlemesi durumu “ Türkiye içindeki virüsü kusuyor” olarak tarif edebiliriz.Türkiye içindeki mikrobu, zehiri kusmaya çalışıyor.20-30 yıldır her tarafta tüm kurumlara sızmış bir olan FETÖ örgütü, ilk çıkardıkları Sızıntı isimli dergi gibi, en önemli yerlere sızarak yerleşmiş ve hesaplarını 15 Temmuz gecesine saklamışlardır.Bu gece de Türkiye, kendisine yapılan yıkma, ele geçirme girişimine karşı , Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi “İnlerine gireceğiz” titiz bir çalışmayla inlerine giriyor, bu kadar kişiyi yakalayıp,sorguluyor ve ihraç etmekle kendini temizlemeye çalışıyor.
Siyaset ve medya darbe kalkışması sürecinde çok güzel ve başarılı bir sınav vermişlerdir. Türkiye Siyaseti bu darbe girişiminden bir sonuç çıkarmak zorunda. Siyasi Partilerin Milli onuru olan Meclisin bombalanması, aslında hepsine bir saldırı mahiyetindedir.Dolayısıyla bir şekilde bu girişime karşı meydanlara dökülen-toplanan halkın bu birlikteliğini siyaset kurumlarına üslup ve yaklaşımlarına taşımalıdırlar.
Dış ülkelerin yaklaşımlarına ve basınlarına baktığımızda baştan beri resmen “Demokrasi düşmanlığı” yaptıkları görülecektir.Türkiye’ye yön vermeye çalışan,meşruiyetten bahseden ve darbeyi destekleyen yaklaşımlar sergilemişlerdir.Batının Demokrasi anlayışı İslamifobik’tir ve halkın iradesini yok saymaktır. İşin aslına bakılırsa, Türk halkı dünya Demokrasisinin namusunu kurtarmıştır.
15 Temmuz Darbesinin ardından ABD’nin yaklaşımı kabul edilir değildir.Devleti devlet yapan çıkarlarıdır.Bu güne kadar Gülen’i koruyan ve iade etmeye yanaşmayan ABD, farklı bir pozisyon almak zorunda bırakılmalıdır.ABD, Türkiye İle temiz bir sayfa açmak istiyorsa Gülen’i iade etmek zorundadır.Aksi durum toplum zihninde çok farklı algılanacaktır.İade işlemi gerçekleşmez ise Türkiye ilişkileri gözden geçirebilmelidir.
Sonuç:
FETÖ Örgütünün mensuplarını alt-üst demeden, tümü tespit edilmeli, hızlı bir şekilde basın,medya,kamu,akademi,askeriye,emniyet ve yargıdan temizlenmelidir.Persilvanya’daki zat için ABD ile yaşanacak her türlü meseleye hazır olunmalı, dert edilmemeli ve göze alınabilmelidir.Ülke olarak bize , AB-ABD ve NATO lazım değil, bu kahraman halkın birlikteliği yeterlidir.
Her başarının temelinde ciddi bir irade, sabır,sebat ve istikrar vardır.Çözülen iradeler, kararlılıktan yoksun duruşlar, hiçbir zaman sahibini zafere taşıyamamış ve bundan sonra da taşıyamayacaktır.İradelerin çözülmemesi,gönlün yorulmaması ve yapılanların unutulmaması için birer yol mevcuttur.En önem yollardan bir tanesi tarihte yaşanmış ve teşvik edici örnekler insanlık için daima rehber olmuştur.Bu günlerin unutulmaması için …
-Geçmiş tarihe daima bakmak ve 15 Temmuz’u unutmamaktan geçmektedir.
-Köprünün üzerindeki tankların ve askerlerin görüntüsü unutulmamalıdır.
-Halk duruma el attıktan sonra, askerlerin teslim, miğfer ve silahların yere serilişi hafızalarda kalmalıdır.
Varolun….