Trabzonsporlu Salih’in İsyanı Hepimizin İsyanıdır
Birileri bana futbolla ilgili yazı
yazacaksın dese inanın hadi oradan der geçerdim. Böyle bir şeyi rüyamda görsem
hayra dahi yormazdım. Bunun nedeni futbolu önemsiz bir şey olarak gördüğümden
değil, benim futbola hiçbir şekilde ilgi duymamamdır.
***
Evet, futbolla pek bir ilgim ve alakam
olduğunu söyleyemem. Çok eski zamanlarda milli takımımızın yabancılarla yaptığı
ve televizyon olan bir yerde topluca izlenen kimi maçların dışında maç
izlediğimi de hatırlamam. O zamanlar yendiğimizde değil az gol yediğimizde
sevindiğimizi hayal meyal hatırlarım ayrıca.
Lig maçlarını da hiç izlemem. Öyle ki izlemekten keyif almadığım gibi
sıkıldığımı da söylersem yanlan olmuş olmaz. Çelişki gibi olacak ama tuttuğum
bir takım var. Fenerbahçe.
Bilinçli, tercihli bir takım tutma değil
bu kesinlikle. Küçüklükten kalma bir şey. Belki büyüklerimizden, belki de küçük
yaşlarda mahalle bakkalından almış olduğumuz plastik toplarla sokak aralarında
yaptığımız maçlardaki eşleştirmelerden kalan bir şey kim bilir.
Tuttuğum takım maçı kaybettiğinde öyle
kederlendiğimi de hatırlamam, kazandığında acayip acayip sevinç gösterileri
yaptığımı da.
Aslında şöyle bir geriye dönüp
baktığımda hafızamda dramatik bir olay olarak duran bir futbol anım var.
1996 yılının Mayıs ayında Trabzonspor’un
son derece başarılı ve 2 puan önde lider olarak götürdüğü ligde Trabzon’da
oynanan maçta Fenerbahçe 2-1 galip gelmiş ve Trabzon kesin gözüyle bakılan
şampiyonluğu kaybetmişti. Uzun dönemdir ilk defa bu kadar yaklaşılmış
şampiyonluk son anda kayıp gitmişti. Hangi takımı tutar tutsun vicdan sahibi
herkes o günlerde bu durumu üzüntüyle karşılamıştı. Zaten Trabzonspor o
sezondan sonra bir türlü toparlanamadı. Maçla ilgili olmamam ve Fenerbahçe
takımını tutmama rağmen o maçı hatırladıkça hala üzülürüm.
***
Yıllar sonra uzun yıllar unutamayacağım
bir futbol görüntüsüne daha şahit oldum yine. Başrolde yine Trabzonspor var.
Geçtiğimiz hafta oynanan Galatasaray-Trabzonspor maçında hakemin yönetimine
isyan edip hakemin elinden kırmızı kartı alan ve hakeme kırmızı kart gösteren
Trabzonsporlu Salih’in o tarihi görüntüsü.
Evet, bir isyandır Salih’in yaptığı.
Hesapsız, plansız, insan olan herkesin
yaşayabileceği bir ruh halinin sonucu olarak ortaya çıkan insani bir eylemdir
Salih’in tepkisi.
Salih bu tepkiyi önceden planlamadığı
gibi sonunu da düşünmemiştir. Zira beyinden değil yürekten gelen bir hareketti
Salih’in hareketi.
Kim ne derse desin Trabzonsporlu Salih
artık bir halk kahramanıdır.
Yüzlerce televizyon kanalının,
gazetelerin, sayısızı spor programının, binlerce spor yorumcusunun, sabahlara
dek devam eden spor programlarının, kavgaların, tartışmaların yapamadığını
yaptı Salih.
Salih tarihe geçtiği o hareketiyle bir
devri kapattığı gibi, milyonlarca sporseverin de duygularına tercüman olmuştur.
Sadece Trabzonspor’un değil bütün takımların sessiz isyanı olmuştur.
Salih’in bu hareketinin spor
yasalarındaki yeri nedir, Salih’le ilgili nasıl bir hukuki durum olur bilemem.
Sonuç ne olursa olsun herkes gibi Salih de sonuca saygı gösterecektir. Ama
eminim ki herkes kendisinden bir şeyler bulmuştur Salih’in bu isyanında.
Trabzonsporlu Salih’in isyanı
milyonların isyanıdır.
Trabzonsporlu Salih’in isyanı hepimizin
isyanıdır.