Toprağı Giyinip Yeniden Doğmak ...

KÖŞE YAZISI

                 ÇİÇEK AÇMADAN MEYVE VERMEK

On binlerce polem rüzgarla,çay-dere ve şelale çığlığıyla sürüklendi doğasından.Süslü kuş kanatları ve güzelim böceklerle taşındı,gömüldü,ıslandı ve çimlendi.

Toprağı giyinirken yeniden doğdu;boy verdi,dallanıp budaklandı.

Tehlikelere ve saldırılara karşı savunmak için incedeeen!... inceye sabırla kabuk bağladı.

Darbeleri aldığı yerlerden savunmasını güçlü kıldı.

Çiçek açmadan meyve verdiğine hiç kimse tanık olmadı.

Güneşe bakıp hep alkışladı yapraklarıyla dile geldi.'' Buradayım!.. Yerimde duramıyor baharı bekliyorum.'' Dedi.

Yangından,baltadan,ağaçkakandan,keçiden,erozyondan,sıcaktan/soğuktan ve cellattan korunurken kendini savunmak kolay olmasa gerek.

Baharlar hep heyecan yaşatır 'sellere dönüşür mü?' diye.

Yonca ve *Jojoba gibi yıllarca yol alır derinliklerde.Toprağı yarıp soluklanmak güçlenmek 'sevgiliye' kavuşmak için.

Yol alırken ışığa,yüküyle dönen hareketli karınca kolonileriyle vedalaşır ard arda sessizce toprağı incitmeden.

Topraktaki cemre düşene kadar donar kılcallarıyla.Çözülür birden gövdeyi sarsar,silkinerek toprağa basar,dallarını kımıldatır ve:

'' Hey!..sizler neden uzaklardasınız?'' 

Ya da geriden gelenlere '' Bahar gelirken sizler hala kışta mı çuvalladınız?'' diye seslenir sitem ederek.

Yerelimizde özellikle Mardin'in Arap,Ermeni,Süryani,Kürt ve Mezopotamya'nın kadim halklarının doğaya ve coğrafi iklim şartlarına,mevsimlerin etkilediği hafızaya bakar 'baharı beklerken' kulaklar çınlar :

'' Hayf a'leykın nés Mérdin.

  It-kulun şitétne Kenun u-Ikveynun lekin,

  Intın şitétkın Izbat u-Adar.

  Iklépkin ımdeşşerin,

  U-ıhcarkın ımrabbatin.''

( Yazıklar! olsun size Mardin halkı.

  Kış mevsiminizin Aralık-Ocak olduğunu söylersiniz ancak,

  Kışınız Şubat-Mart.

  Köpekleriniz salınmış,

  Taşlarınız yere çakılmış.)

Günümüzde yaşayan ''Mama Makbule'' diye tanınan yaşı doksan altıyı bulan canlı/sivil tarihimizin 'inci değerindeki hafızasında' yer edinen öyküyü rahmetli ''Ğelé Ğeyro Matıni'den'' de dinleme şansına sahip olmuştum :

Mardin'de kış mevsiminin yanlış duyumlardan ötürü Aralık-Ocak ayları olduğunu duyan besici köylü,hayvan pazarında satmak için birkaç koyun/koçu yola çıkarırken tam da Yeniyol'un,Saracoğlu Mahallesi mevkiine ulaşırken (ki o tarihlerde Saracoğlu Mahallesi yoktu.) sokak köpeklerinin saldırısına uğrar.Kendini savunmak için yerden taş almaya kalkışırken taşların yerde buz tutup koparılamadığının farkına varır ve sitemini yapar.

İki bilge insanın bu sitemde ayrıştıkları sadece küfürlü sözler olduğudur.

İşte tam da böylesi özdeyişler hatırda tutuldukça kayıt altına alındıkça anadilin tadımı daha başka 'ıslatır' uzak kalanı.Yeni kalıcı geleceklere çimlenerek,olgunlaşarak,renk renk çiçekler açarak meyvelerini esirgemeyecektir.

''Yeniden Doğuş'' tan * Hassit Merené Festivallerine derim.

                                                                  ========================

* JOJOBA :Toprak erozyonuna karşı köklerini kurak iklimlerde 7-8 m.derinliklere salan,sentetik petrol,makine yağı hatta sıvı yemeklik yağları elde edilen stratejik değerde geleceği olan bir bitki çeşidi.Anavatanı Arizona'nın kurak çölleri ve her çeşit iklimde ilk ekilişinde 6-7 yılda ürün vermeye başlayan harika bir bitki. 

* HASSİT MERENé :Mardin Kalesi'nin her yılın baharında halklarının birlikte festival havasında uyanışını sembolize eden  Meryem'in uyanışı ya da doğanın uyanışı diye halk arasında hep özlemle anılan yaşamın bir parçası idi.