Tiyatro Sahnesinde Yaşananlar

KÖŞE YAZISI

Tiyatro Sahnesinde Yaşananlar

Kutsal , ulusal veya dünya olarak kabul edilen veya sonradan sahiplenilen günler ve haftalar o kadar çok ki artık birkaçının çakışması bile yaşanmaktadır.

İstediğiniz ve/veya dert ettiğiniz bir gün veya haftayı sahiplenmek isterseniz bulamazsınız.

Kendimize ait bir günümüzü bırakın bir anımız bile kalmadı.

Bugünü “Hiçbir Günü Kutlamama Günü” olarak ilan  ediyorum,  çünkü bugün “Tiyatrolar Günü” Patenti  ben de. Bu yazı da kanıtı olsun.

Bugünü sadece bugün değil , her gün kutlayabiliriz. Netice de herkes bu evrende birbirinden pek te farklı olmayan birer “OYUNCU”dur.  Sadece rollerimiz değişik…

Bazılarımız tatlı bazılarımız kaçak katlı, bazılarımız tuzlu bazılarımız düşük omuzlu, bazılarımız ekşi bazılarımız oktay, bazılarımız acı bazılarımız ise ne yazık ki yağcıdır.

Bazılarımız aheste bazılarımız sahte, bazılarımız çabuk bazılarımız kabuk, bazılarımız yorulmaz bazılarımız vurdumduymaz, bazılarımız duygulu bazılarımız kendini zanneder ulu, bazılarımız çalışkan bazılarımız vuruşkan, bazılarımız Temel bazılarımız tembel, bazılarımız işkolik bazılarımız işgüzar,  bazılarımız Çanakkale geçilmez bazılarımız ise maalesef kendini bilmezdir.

Bazılarımız ufak bazılarımız sigara yeridir mutfak, bazılarımız uzun bazılarımız çorbada yok ki tuzun, bazılarımız yalan bazılarımız yılan, bazılarımız aslan bazılarımız gel bize yaslan, bazılarımız kuş bazılarımız baykuş, bazılarımız döşek bazılarımız eşek, bazılarımız labut bazılarımız gubut, bazılarımız kani bazılarımız ise maalesef ki canidir.

Bazılarımız anne bazılarımız bana dokunmayan yılan bin yaşasın veya banane, bazılarımız baba bazılarımız kaba, bazılarımız dede bazılarımız gelelim sadede, bazılarımız nine bazılarımız en ufak bir şey de gidelim sine-i millete veya millet-i sine, bazılarımız abi bazılarımız gabi, bazılarımız abla bazılarımız izmarit dolu tabla, bazılarımız bebek bazılarımız köpek, bazılarımız çocuk bazılarımız gıcık, bazılarımız hala bazılarımız sıla, bazılarımız amca bazılarımız öyle düşünüyorum ki veya  zannımca, bazılarımız dayı bazılarımız kabadayı, bazılarımız teyze bazılarımız taze, bazılarımız hayat bazılarımız ise maalesef ki bayattır.

Bazılarımız sevecen bazılarımız ya sevecen ya da terkedecen!,  bazılarımız canayakın bazılarımız Allah’a yakın, bazılarımız sevimli bazılarımız evlenme programındaki Arif Verimli, bazılarımız tam bir metanet bazılarımız Allah’a emanet, bazılarımız saf bazılarımız üç tas has hoşaf, bazılarımız vicdanlı bazılarımız eti sever çok kanlı, bazılarımız hasta bazılarımız yasta, bazılarımız sevdalı bazılarımız dış kapının dış mandalı, bazılarımız nur bazılarımız maalesef ki ikiyüzlüyüz.

Bazılarımız baş bazılarımız saç baş yolduran, bazılarımız el bazılarımız kirli el, bazılarımız göz bazılarımız kör parmağın gözüne, bazılarımız süpürge bazılarımız takma kirpik, bazılarımız sırma bazılarımız sonradan ektirilmiş saç ,bazılarımız ayak bazılarımız ayak takımı, bazılarımız mide bazılarımız mide değil sanki bir cadde, bazılarımız barsak bazılarımız sesimizi duyan olur mu? bağırsak, bazılarımız kalp bazılarımız herşeye takar kırk kulp, bazılarımız kulak bazılarımız “çocukken geçirmemiş kabakulak”, bazılarımız burun bazılarımız külliyen sorun, bazılarımız yanak bazılarımız herkese tutar çanak, bazılarımız dudak bazılarımız dudak uçuklatan, bazılarımız diş bazılarımız çiş, bazılarımız dil çok azımız adil, bazılarımız bacak bazılarımızdan kaçılır köşe bucak, bazılarımız kol bazılarımız hazırol, bazılarımız parmak bazılarımız parmaklıklar ardında, bazılarımız kıl bazılarımız Çelakıl, en acıklısı da bazılarımız  tırnak oje -yıllardır bir tiyatro eleştirmeni yazar ve şair olarak gördüğüm şey-bazılarımız ise maalesef ki sadece ve sadece tiyatro sahnesinde kullanılan birer objedir...