Tinê Nıs Kilo Lahmê, belê şahmê

Mardin çevresinde yaşamış bir ağa ve kasabın hikayesi:
Ağa bir gün uşağını çağırmış, “kasaba git söyle ineğini kessin, ondan et alacağım” der.
Uşak kasaba gider, ağanın et alacağını ineğini kesmesini söyler.
Kasabın gözleri fır döner, soluğu ineğin yanında alır. Besmelesiz hemen ineği boğazlar.
Kasap olmadık hesaplar yapmaktadır;
“Ağa ineğin ciğerini yemez,
Ağa ineğin başını yemez,
Ağa ineğin işkembesini yemez” diye menfaatini gözeterek bunları ayırır ve ağayı beklemeye başlar.
Bir müddet sonra ağa ve uşağı kasabın yanına gelir.
Ağa yerde yatan ineğe bakar ve kasaba; “İneğin bu mu?” der.
Kasap ellerini ovuşturup; “Evet ağam ineğim bu” der.
Ağa ineğe tekrar bakar.
“Bunun başı nerede?”
“Ağam başını siz yemezsiniz diye ayırdım”
Ağa tekrar sorar;
“Bunun ciğeri nerede?”
“Ağam ciğerini yemezsiniz diye onu da ayırdım”
Ağa; “Bunun işkembesi nerede?”
“Ağam; işkembesini yemezsiniz diye ayırdım”
Ağa bir ineğe bir kasaba bakar ve şu meşhur ifadeyi kullanır.
"Tinê Nıs Kilo Lahmê, belê şahmê" ( Yarım kilo et ver, yağsız olsun )
Ağanın bu sözünden sonra kasabın tansiyonu iner, kem küm etmeye başlayınca;
Ağa "let gerri nanun" ( Bulaşma Ufaklık) der ve oradan uzaklaşır.
Kendi kendime diyorum ki; ”Acaba partilerin aday adaylarının temayül yoklamalarındaki oy verilmesine benzer bir durum mu söz konusu?
Kasaptan et ve ciğer beklentisinde olan ağanın başına gelen, aday adaylarında mı başına geldi veya gelecek?
Bir inekten başını, işkembesini, ciğerini türlü bahanelerle yürütmenin hesaplarını yapan kasap gibi
dilerim belli bir takım hesaplar yapılmamıştır /yapılmayacaktır.
Yoksa çeşitli oyunlar ile ağayı aldatmaya çalışan, kasabın durumuna düşülmüş olunmaz mı?
Ağa bir gün uşağını çağırmış, “kasaba git söyle ineğini kessin, ondan et alacağım” der.
Uşak kasaba gider, ağanın et alacağını ineğini kesmesini söyler.
Kasabın gözleri fır döner, soluğu ineğin yanında alır. Besmelesiz hemen ineği boğazlar.
Kasap olmadık hesaplar yapmaktadır;
“Ağa ineğin ciğerini yemez,
Ağa ineğin başını yemez,
Ağa ineğin işkembesini yemez” diye menfaatini gözeterek bunları ayırır ve ağayı beklemeye başlar.
Bir müddet sonra ağa ve uşağı kasabın yanına gelir.
Ağa yerde yatan ineğe bakar ve kasaba; “İneğin bu mu?” der.
Kasap ellerini ovuşturup; “Evet ağam ineğim bu” der.
Ağa ineğe tekrar bakar.
“Bunun başı nerede?”
“Ağam başını siz yemezsiniz diye ayırdım”
Ağa tekrar sorar;
“Bunun ciğeri nerede?”
“Ağam ciğerini yemezsiniz diye onu da ayırdım”
Ağa; “Bunun işkembesi nerede?”
“Ağam; işkembesini yemezsiniz diye ayırdım”
Ağa bir ineğe bir kasaba bakar ve şu meşhur ifadeyi kullanır.
"Tinê Nıs Kilo Lahmê, belê şahmê" ( Yarım kilo et ver, yağsız olsun )
Ağanın bu sözünden sonra kasabın tansiyonu iner, kem küm etmeye başlayınca;
Ağa "let gerri nanun" ( Bulaşma Ufaklık) der ve oradan uzaklaşır.
Kendi kendime diyorum ki; ”Acaba partilerin aday adaylarının temayül yoklamalarındaki oy verilmesine benzer bir durum mu söz konusu?
Kasaptan et ve ciğer beklentisinde olan ağanın başına gelen, aday adaylarında mı başına geldi veya gelecek?
Bir inekten başını, işkembesini, ciğerini türlü bahanelerle yürütmenin hesaplarını yapan kasap gibi
dilerim belli bir takım hesaplar yapılmamıştır /yapılmayacaktır.
Yoksa çeşitli oyunlar ile ağayı aldatmaya çalışan, kasabın durumuna düşülmüş olunmaz mı?
Murat
23.11.2013 / 21:39Özşehrimardinli; dilin kemiği yok tabi.Hangi kaynaklardan faydalanarak yüksek lisans yaptığını da söylesen de bizde o kaynaklara baksak.Tabi ylan üzerine tez yazdıysan o konuda seninle kaşık atamam ben.Osmanlı kaynaklarına göre bu şehir 19 yy' sonlarına kadar Kürtlerin elinde.Cumhuriyetle birlikte şehir el değiştiriyor.Yönetim olarak söylüyorum ben.Millet olarak Kürtler,Araplar ve Süryaniler yaşıyordu.Farklı rumuzlarla burda yorum yapıp milletin midesini bulandırma.Bir Abdülcelil Karahayta rumuzuyl yazıyorsun bir başka bir rumuzla.Yani ylan üzerine tez yazdığın aşikar.
özşehrimardinli
20.11.2013 / 00:18kimse işkembeyi kübradan konuşmasın! <br>ben özmardinliyim. ve bu konuda yüksek lisans yaptım.<br>mardinin dili kürtçe değildir. türkçe hadi neyse. ama mardin'nin dili arapçadır. mardin bir arap şehridir. ve öyle kalacak. aksini iddia edenler benimle diploma-akademi yarışına var mı? yaşasın kardeşlik. yaşasın araplık.
Murat
18.11.2013 / 16:49Himmet gibi resmi tedrisadı ilim zanneden ve günde beş vakit bu zırzavatları okuyarak büyüyen birilerine kalkıp dünyadan ve dünyanın geldiği aşamadan bahsetmek herhalde akıntıya kürek çekmek olur.Onlar o zırzavatlarını okumaya devam etssinler bunda problem yok.Lakin bunları kalkıp bize pazarlamaya kalkmasınlar.Herkes haddini bilsin.Okuyun dediği şey ise pergellerle kaf tası ölçenlerin allameciklerin(!) sözüm ona araştırmalarıdır.Kürtçeyi,Türkçeyi ve Arapçayı Allah'a şükür çok iyi biliyorum.Ama Himmet gibi tek dil bilenler gibi allamelik taslamaya kalkmıyorum.Haddimi bilirim.Lakin herkes de haddini bilmeli.
Mérdin
18.11.2013 / 10:25Bu yazının üç kahramanı!!! var...<br>1) Kasap = art niyetinden ötürü ineğinden oluyor<br>2) Kürtçe'nin kökeni Türkçe'dir diyecek kadar beyin sınırlarını zorlayan arkadaş<br>3) Mardin'in dili Türkçe'dir diyecek kadar Mardin'den bi haber arkadaş<br><br>üçünü yanyana koyun, halimizin izahı işte...
HASAN
18.11.2013 / 10:19yorumları okuyorum da kasabın düştüğü duruma düşen yorumcular var. Mardin'li olmasak bize de yutturacak, Mardin'in SADECE resmi dili Türkçe'dir. ona da pek uyulmaz. resmi kurumlarda bile çalışanlar kendi aralarında ya Arapça ya da Kürtçe konuşur. :)
abdurrahman
13.11.2013 / 23:39eline sagl<br><br>yazilabilir tekrar tebrikler
Himmet
12.11.2013 / 08:26Bazı az okumuşlara... Mardin'in dili Türkçedir. Aksini söylemek mümkün değildir. Hakiki Kürtçenin de temeline inildiğinde o da Türkçedir. Hatta bazı yerlerin isimlerini eskiye değiştirenler de bilmelidirler ki o da Türkçedir. Bazı şeyleri inkar edeceğinize azıcık okuyun.
Murat
11.11.2013 / 21:23Halit efendi Mardinli isen eğer devşirmelik yapmanın bu saatten sonra sana bir faydası olmaz, hatırlatalım.Yok Mardinli değilsen eğer edebinle otur çünkü herkes Mardin'in dilinin de dininin de ne olduğunu bilir.Mardin'in dili Türkçe imiş!
nihat
11.11.2013 / 19:44ne zamandan beri mardinin dili türkçe olmuş, yorumun çok ucube olmuş. Mardini tanıyamamışsınız yada size tanıtamamışlar. Şöyle bir google arama motoruna göz atarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Olur olmaz yorum yapmanın bir anlamı yok
halit kara
11.11.2013 / 16:35Yazar arkadaş; Türkçe bilmiyorsan Arapça yaz da, bu yazdığın ne Türkçe ne Arapça'dır, ucube bir şeydir. Bu memleketin dili Türkçe'dir, fıkrası Türkçe'dir, mizahı da Türkçe'dir; bunu unutursan böyle şaşarsın!
ismet BOZOĞLAN
11.11.2013 / 15:26O Ağa insaflı imiş. Parti ben hepisini götüreceğim derse nasıl olur.
fettah dal
11.11.2013 / 14:54gercekten supersın hocam basarılarının devamını dılerım yazılarını zevkle okuyorum...
AXOY
11.11.2013 / 14:49Ahmet bey tebrik ediyorum gerçekten güzel bir dille yazmışsınız . hikayeyi teyammüle güzel şekilde bağladınız
Güneş Abdurrahim
11.11.2013 / 14:45Siyaseti ele almazsak hikaye güzel ve ibretlik