Terk Et

Henüz sandıkların yüzde
yüzü açılmamış olsa da bu yazıya başladığım an itibariyle cüzi anayasa
değişikliği halk tarafından onaylandı. Yüzde 54’e yakın bir oran bekliyordum.
İki puan altında geldi. Çok kritik bir oran.
Şu teorinin ilmi bir
ispatı olmasa da oyların AK Parti oyları olduğunu düşünüyorum. MHP tabanı
destek vermedi, bunu gözlemledik. Yani, Bahçeli’nin işin en başında “meclisten
geçiririz, sandıkta karşı çıkarız” minvalindeki görüşü gerçekleşti.
Dikkat edilmesi geren
bu değil. Çok çok muhalefet diyecek ki: “İki partinin oy oranı yüzde 60’ın
üstünde, tabanınızdan bile tam destek alamadınız.” Birkaç gün… Geçer sonra…
Dikkat edeceğimiz iki
sonuç var: 1) Güneydoğu’daki oranlar 1 Kasım’a göre artmıştır. 2) İstanbul’da
hezimet yaşanmıştır. İstanbul gibi bir yerde kaybetmek ortada önemli
tereddütlerin olduğunu göstermektedir.
İstanbul kritiğini
büyük ağalara bırakıyorum. Bölgemizde oy oranlarındaki artış AK Parti’nin
gündemini uzun süre işgal etmeli. Çünkü bölge teşkilatları hatırı sayılır bir başarı
kazanmıştır. Gazetemden ve sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla Mardin İl
Başkanlığı çok alın teri döktü. Başkan Mehmet Ali Dündar, vekilimiz Ceyda Bölünmez
Çankırı Hanım ve teşkilatlar hep birlikte ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştılar. Neredeyse
civarı köy köy dolaştı diyebiliriz. Özellikle bir tebriki hak ettiler. (burada 8 Haziran 2015 tarihli yazımdaki bir
cümleyi hatırlatayım: ‘Ali Dündar gibilerine temsil yetkisi vermezsen
kalakalırsın işte. Sen o kadar açılım yapıp seçim öncesi onlara tekme atarsan
Güneydoğu’yu öyle kaybedersin işte.’)
Bahçeli’nin meclisten
çıkardığı ortayı Kürtlerin gole çevirmesi, Türkiye için ayrı bir umuttur.
Başa dönecek olursak:
Makas daha geniş olsaydı AK Parti kazanacaktı. Şimdi tüm Türkiye kazandı.
Neden?
Bu köşede seçim süreci
boyunca yaptığım sağduyu ve itidal çağrıları, haklı çıktı. Kutuplaştırıcı
söylemlerden uzak durun. Haksız yere işi elinden alınanlara kulak verin
demiştim. Hafazanallah, bu dar makas aksi şekilde açılsaydı şu an hükümet ağır
hasar alırdı. Çok şükür olmadı, inşallah tantanalı günler de yaşamayız.
Şimdi Ey AK Parti,
Yamacında dolaşan ve
içten içe senden nefret eden amir ve memurları terk et.
Yürü be koçum, kim
tutar seni, diyen şakşakçıları terk et.
Karşıdakine kulak
tıkayan duruşları terk et.
Meydanlara koşan
‘yiyici takımı’ terk et.
Gençlik kolu üyesiymiş
gibi davranan bürokratları terk et.
Merkezi yanıltan, “iyi
haldeyiz, bizim karşımızda kimse duramaz” diyen gerçekçilikten uzak teşkilat
üyelerini terk et.
OHAL ile birlikte
“acaba yarın benim başıma ne gelir” tereddütlerini yaşatacak adımları terk et.
Önümüzde iki yıl
var-tabii erken seçim olmasa-. Bu süreçte kanun maddeleri yeniden düzenlenecek,
uzlaşmayı kesinlikle göz ardı etme.
Akılcı ve stratejik planlardan
vazgeçme.
Dost acı söyler.
Medhiye düzenleri değil, halkın içinde olup muhalifleri dinleyenlerin
önerilerini dikkate al. Biz AK Parti’yi savunurken çok kişinin öfkesine maruz
kalıyoruz ancak fikir alışverişini de kaybetmiyoruz. Dolaysıyla halk içinde
doğru nabız ölçenlere kulak ver.
Şimdi Başbakan
konuşmaya başladı. Bana müsaade. Sonuç mübarek olsun, Türkiye yükselen bir güç
olacaktır.