Tedavisi bulun(a)mayan hastalık: SSPE
Bu ülkede hemen hemen her yıl veya birkaç yılda bir sağlık vakası yaşanıyor. 1998–2000 yılları arası SSPE, 2006 deli dana, 2007 kuş gribi, 2008 kene, 2009 domuz gribi…
Bu örnekleri istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz. Ancak yukarıda verdiğim örnekler arasında tahribatı en yüksek olan ve içimizi en çok yakan şüphesiz SSPE virüsüdür. Peki, kısa adı SSPE olan 'Subakut Sklerozan Panensefalit nedir ve neden kaynaklandı?
Özelikle Kürt illerinde yaygın olan SSPE, kızamık mikrobunun yol açtığı bir beyin hastalığıdır. Ancak bana göre; SSPE, tedavisi bulun(a)mayan hastalığın adıdır. SSPE hastalığı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Osman Durmuş'un Sağlık Bakanı olduğu dönemde yapılan kızamık aşılarından sonra ortaya çıktı. Aşıların bayat olduğu söyleniyor.
Sağlık Bakanlığının SSPE Bilimsel İnceleme Komisyonu Raporu'na göre; 1995-2005 yılları arasında Türkiye'de bildirimi yapılmış bin 131 hasta bulunuyor. Bunlardan 300’ü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden… Şimdiye kadar bölgede yaklaşık 70’in üzerinde çocuk bu hastalıktan dolayı hayata gözlerini yumdu…
Başka bir dikkat çekici nokta ise Rize, Samsun, Trabzon, Muğla ve Aydın’da sadece bir-iki hasta bulunurken, sadece Viranşehir’de 45 hasta, Diyarbakır’da yüzlerce hasta, Batman’da 150 ve Mardin’de 35 hasta var. Resmi olmayan kaynaklara göre ise Şanlıurfa'da 500, Diyarbakır'da 700, Mardin'de 350, Şırnak'ta 300, Batman'da 450 civarında SSPE hastası var. Ve bu hastalığın daha çok erkek çocuklarda görülmesi zihinlerde bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor.
Günbegün eriyen bu çocukların aileleri, yıllardır mücadele vermelerine rağmen bir sonuç elde edemeyince geçen hafta Ankara’ya yürümek zorunda kaldılar. Aileler, hasta çocuklarının yaşayabilmesi için tedaviye yönelik sunulan projenin TÜBİTAK tarafından reddedildiğini iddia ederek eylem yaptılar. Hasta yakınları, SSPE hastalığına çözüm üretilmesi için yetkililere seslendi. Seslendiler ama duyan olmadı. Hiçbir yetkiliden ses/seda çıkmadı.
Hiç kimse kusura bakmasın; eğer SSPE zengin (AIDS) hastalığı olmuş olsaydı çoktan bir çare bulunacaktı. Yüzlerce destek merkezleri kurulur, yurt dışından alanında uzman doktorlar bile getirilirdi. Fakat ne yazık ki…