Suriye’ye müdahale kapıda

KÖŞE YAZISI

Kanayan yara Suriye konusunda şu sıralar hareketli günler yaşanıyor.

Eskiden pek telaffuz edilemeyen müdahale kelimesi bugünlerde daha sık ve yüksek sesle dile getirilir oldu.

2 yıldan uzun bir süredir bu ülkede yaşanan katliamlara ses çıkarmayan İslam ülkeleri ve Batılı ülkeler, geçtiğimiz günlerde yaşanan ve kimyasal silahlar kullanılarak yapılan katliamdan sonra artık bu işin üzerine daha ciddi bir şekilde eğilmeleri gerektiğini gördüler.

Hiç sağa sola sapmadan şunu söylemek gerekir; gelinen durum itibariyle Suriye’ye müdahale farz olmuştur; hatta çok bile gecikmiştir.

Geçen her gün daha fazla masum çocuğun ve sivilin katline neden olmaktadır.

Kanlı Baas rejimi her geçen gün kanlı sicilini daha da geliştirerek sivillere acımasızca ölüm kusmaktadır.

Gönül isterdi ki bu iş Batılı devletlerin müdahalesine gerek bırakmaksızın bölge ve İslam ülkelerinin çabalarıyla sona ersin.

Ama Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan dışında hiçbir İslam ülkesi bu konuda elini taşına altına sokmak konusunda istekli olmamıştır.

Bu yüzden Rusya, Suriye’de istediği gibi at oynatma şansına sahip olmuştur.

Gelişmeler beklendiği yönde seyrederse bu sahneye şimdi de Batılı devletler çıkacaktır.

Bir İslam ülkesi daha, gerek eli kanlı yönetiminin katliamları gerek basiretsiz İslam devletleri sebebiyle Batılı güçlerin oyun sahnesine dönüşecektir.

Eğer diğer İslam ülkeleri de özellikle Türkiye kadar aktif bir şekilde mücadele etmiş olsalardı, bugün Batı’dan medet ummadan, Esed rejimi çoktan sona ermiş ve halkın isteği gerçekleşmiş olacaktı.

Ancak olmadı; bugün yine çare Batı’dan beklenir oldu.

Peki, bu müdahale ne tarz bir müdahale olacak?

Irak tarzı topyekûn bir müdahale mi yoksa Kosova ve Libya gibi bir hava operasyonu ile mi sınırlı olacak?   

Benim görüşüm, bir BM kararı alınamayacağı için bunun NATO şemsiyesi altında ve bölge ülkelerinin desteğinde önce uçuşa yasak bölge ilanı ve sonra bir hava operasyonu ile başlayacağı.

Gelişmelere göre zayıf da olsa bir kara operasyonu ihtimali de gündemde olabilir.

Türkiye böyle bir koalisyonda yer alacağını beyan etti.

2 yıldır Suriye krizinin en çok etkilediği ülkelerin başında gelen Türkiye’nin bu koalisyonda yer almaması zaten beklenemezdi.

Bu koalisyona Körfez ülkeleri de katılacaktır.

İslam ülkelerinden gelebilecek tepkileri önlemek için İsrail’in geri planda durması büyük bir ihtimal olarak görülüyor.

Kaldı ki ben şahsen İsrail’in hiçbir dönem Esed rejiminden şikâyetçi olmadığını düşünenlerdenim.

İsrail’in korkusu silahlı mücadelenin başarıya ulaşarak ülkede İslami bir yönetimin işbaşına gelmesi ihtimaliydi.

Şimdi Batı müdahalesiyle bu ihtimal büyük oranda ortadan kalkacak gibi görünüyor.

Bu da İsrail’in arzuladığı sonuç olur.

Her halükarda sonuç itibariyle kendi bölgemiz için yine uzaklardaki ülkelerden, batıdan medet umar hale geldik.

Bu da utanç olarak Müslümanlara yeter.

Esed’in devrilmesini ilk günden beri savunan ve isteyenlerdenim.

Ama keşke bunu bölge ülkeleri olarak biz yapabilsek; Batıya muhtaç olmadan.

Sanırım hep bu hayıflanma ile geçecek ömrümüz.