Halk asıl sünnetin hasretini yaşıyor...
Bir yere konferansa gitmiştim…
“Sünneti Anlamak” konusunu anlatacaktım…
Salon doluydu, ileri gelenler, başkanlar, patronlar önde, halk arkadaydı…
Sözlerime şöyle başladım:
“Şimdi sizlere sünnetin ne anlama geldiğini anlatacağım…
Biliyorum ki şimdi hepiniz sizlere; sakalın öneminden, misvakın faziletlerinden, sünnet olmanın güzelliğinden, güzel kokunun etkisinden, cübbe ve sarığın sevaplarından, gümüş yüzüğün öneminden, yemeğe tuzla başlamaktan ve buna benzer sünnet olarak algılanan durumlardan konuşacağımı düşünmektesiniz…
Ama size bu sünnetlerden değil, Hz. Peygamberin bir ömür yaptığı, yapmaktan bir an geri durmadığı ve ömrünü uğruna feda ettiği sünnetlerden bahsedeceğim…
Hz. Peygamberin sünneti bir ömür Kur’an’ı anlamak ve yaşamaktır, Hz. Peygamberin uğruna ömrünü feda ettiği sünnet haksızlığa boyun eğmemektir, zalime haddini bildirmektir, hakkı hak sahibine vermektir, mazluma kol kanat germektir, kavmiyetçiliği bitirmektir, kardeşliği tesis etmektir, kötülükleri bitirmektir, iyiliği yaygınlaştırmaktır, kayırma ve torpilin önüne geçmektir, istişareye önem vermektir, kısacası kalbe tevhid, hayata adalet hâkim olsun diye bir ömür cehdetmektir....”
Ben cümlelerimi bitirdiğimde büyük bir alkış koptu ve salondakilerin bakışlarının ön taraftaki zevatlara yoğunlaştığını gördüm…
Anladım ki halk asıl sünnetin hasretini yaşıyormuş…
Sünnet denince akla bu anlattıklarım gelmiyormuş…
Resülün sünnetini yaşamak ve yaşatmak dileğiyle…