diorex

Éşşén Cınbézé Sat? 'Nasıl Alış-Veriş Ama?'

Éşşén Cınbézé Sat? 'Nasıl Alış-Veriş Ama?'

Etrafı duvarlarla, dükkânlarla çevrili, kuzeyden çeviren duvarın üstü Marangozlar Kahvehanesi, etrafı açık bir pazar, ne pazarı derseniz? Mardin’deki’’Sok-ul Devep’’ Tellallar Çarşısının (Sipahi Çarşısının) hemen bitişiğindeki 'Hayvan Pazarı'

Hani at, eşek ve katırların alınıp- satıldığı pazar vardı ya işte 'O' pazarın kendine göre kuralları, ihlale gelmez ilkeleri vardı. Pazar yerinde belediye çavuşu ve haftanın belirli günlerini birlikte bölüşen cınbêzin, (alıcı ve satıcıları uzlaştıran kişiler) alıcı-satıcılar bulunurdu.

Atını, eşeğini ya da katırını satmaya gelenler, pazardan bu tür hayvanlardan almak isteyen müşteriler, çocuklarıyla kendini bu pazarda bulan meraklı seyirciler, adeta bir hayvanat bahçesindeymiş gibi sevinçlerini çekinmeden etrafa yansıtırlardı.

Hele hele ana atın arkasından ayrılmayan taylar, günümüzün hiperaktif çocuklarının hareketlerini sergileyen, enerjileri tükenmeyen sıpalar, bu bahçenin ya da bu pazarın neşe kaynağıdırlar. Cınbêzin deyip geçmemek gerekir. Bu işin erbabı (uzmanı) demek az gelir.

Bir atın, eşeğin ya da katırın yaşını dişlerine bakarak saptar cınbéz. Atı yürütüp, az koşturup bunun rahvan mı yarı rahvan mı olduğunu anlarlardı. Bununla kalmaz hangi atın hangi cins olduğunu; sakatlıklarının olup olmadığı varsa ne tür baytar (veteriner) tedavisinin gerektirip-gerektirmediğinin bazı yaraların ilacı da tuzlu tereyağının derilerine birkaç kez sürmeyle tedavi yapılabileceğini kestirirdi cınbéz, hayvan pazarında zor geçen pazarlık sonrasında yeleğinin altındaki gömlek kol altlarını ıslatır; alnındaki terini de bohça kadar büyük çoban mendiliyle kuruturdu geçmişte kalan aracımız, cınbézimiz...

Bu yaraların çeşidi bile vardı.’’Imakrak’’veya ‘’Cadav’’gibi. Önemlisi alınıp-satılan hayvanların fiatlarıydı. Pazarlık hemen bitmez, zaman zaman kızışırdı. Cımbêzin devreye girerek, uzmanlıklarını etkinleştirmek için hayvanların analarını-babalarını, DNA’larını veya soylarını ya da ne kadar yaşayacaklarına sıra gelirdi.

İşte o zaman pazarlığın sonuna yaklaşılmış olurdu. İkisinin (alıcı-satıcı) de sağ elleri birbirlerine tutturulur arada cınbêz iki eliyle tutup aşağı-yukarı sallayarak, kabul edilebilir bir fiatta uzlaşmalarına çaba harcarlardı. Cımbêzlerden biri yorulduğunda bir diğeri devreye girerek pazarlığın sonunu getirirlerdi. Bu pazarda alım-satım gerçekleşmeyebilirdi. Bu pazarlıklardan bize yansıyan davranışlar, birbirimize ‘’İcneynit Ammo Ğelil’i’’(Halil Amcanın Bahçesi’ni)Teker Mahallesi’ndeki ‘’Saray Beyt-il Paşa’’(Ayvanlı Paşalar Evini) veya ‘’Birkit Ali Beg’’(Ali Beg’in Havuzunu) cınbézlerin eşliğinde oyunlarımızda alır-satardık.

Hoşnut olmadığımızda:

“Eşşen cınbéze sat?’’

(Nasıl alış-veriş?-'Nasıl uzlaşı ama?') der, UYANANA KADAR… Düşünürdük...

Abdulvahap Omuzlar

Benim de Kısa Yaşamım:

Mardin 1952 doğumlu, 1969-1970 Diyarbakır Erkek İlk öğretmen Okulu mezunu, 1988 Eskişehir Açık Öğretim Fakültesi Eğitim ön lisans mezunu olup;1990-1992 Mardin Eğit-Sen Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği,1993-1995 Mardin Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyeliği;2000-2002 Mardin İHD Yönetim Kurulu Üyeliği sonrasında 1996'da emekli oldum.

Bu kısa yaşamım sonrasında demokrasi mücadelesinden emekli olunamayacağını anladım.

Sağlık ve kalıcı barışta kalın, saygılarımla...

Yorumlar

Image
A.Vahap Omuzlar
11.04.2011 / 11:49

FARİSBEY adıyla yorum yapmaya çalışan beyefendiye;<br> Yerelde ve ülkede olup bitenlerden ' bi haber ' kalmışken,devekuşu misali bakarken; uzay çağını yakaladığına şaşırmamak mümkün mü?<br><br>''... bazı kesimlerin alay konusu yaptıkları Arapça söylem ve kelamlar biitti.'' diye farklı dillere-farklı kültürlere tahammül bile edemeyeceğinin ip uçlarını çok açık bir şekilde ' yorum ' diye yazıyorsun Faris.<br><br> Farisbey'in beyi gidince ortada yalın halde Faris kalır,oysa bu yerelde ve birçok ülkede ''kelem kelem kelem '' diye sıkılarak duymak istemediğin Arapça da Arap ta ve diğer dillerle halkların kalacağı,bitmeden kendini dayatan sorunlarda olduğu gibi karşına dikileceğinin müjdesini vermek isterim Faris.<br><br> Haydi bakalım Faris;<br> Eğitime önem verdiğini varsayarak sözünü ettiğin A.Kadir Tutaşı İÖO'nun değerli yöneticilerine işe yarar bir çağrı yaparak çalışan öğretmenlerinin sorunlarını ilgililere duyurarak,bir nebze çözüm arayabiliriz;temel sorunları gözden kaçırmadan Faris...<br><br> GÜNDEM ÖĞRENCİ SINAVLARI İKEN :<br>''40 matematik 36'ya uygulanırsa 24 doğruya denk olur.'' ya da ''Büyük sayının sağındaki doğru yanıttır.'' şablonları karşısında çocuklarının geleceğini sadece yerelde görüp öbür gözünü temel sorunlara kapatmanı şimdilik anlamış değilim Feris,pardon Faris...

Image
merdinli
10.03.2011 / 16:16

Merhabalar hoca, güzel yazınızı okudum.bağcıyı ve bağı bozmadan üzüm yiyelim. herkes bu coğrafyanın insanı.insanlar melekte değil seytanda değil o sebeble, insan sevapta günahta yapma olanağına sahiptir.herkes ne yerse onu ikram eder başkasına.insanoğlu kibir ve gururuna yenik düşüp sonda söylemesi gereken sözü başta söylememelidir.Mardinimizin insanı baştacıdır.<br>İnsanlar birine sarılmalı, birbirlerine tahammül etmek zorunda. kırılan kalpleri onarmak zordur. ya bu deveyi güdeceğiz yada bu diyardan misali.. <br>Yorumlar olacak dozunda olacak mardin life ve yöneticilerini tebrik ediyorum bu güzel insanları aynı çatı altında topladıkları için. güzel mardinimin insanıda güzel olur.Allah varsa sorun yok. Allaha Emanet Olun.

Image
İŞÇİ FİLMLERİ ATÖLYESİ
09.03.2011 / 18:07

öncelikle herkese merhaba, her şeyin ve herkesin bir biçimiyle kirlendiği, kendisine yabancılaştığı bir ortamda böylesi bir çaba inci niteliğindedir. ki Farisbey sanırım bundan fazlasıyla nasibini almış. evet böylesi bir ortamda her şeyin tam da unutulmaya yüz tuttuğu bu umutsuzluk ikliminde elbette birileri çamur yağdırmaya ve çamur atmaya meyleyecektir. ama biliyoruz ki önce arınmak ve belki bunun içinde sağanak olup yağmak gerekecek. ve o sağanakları oluşturmaya çalışan değerli hocamız sevgili Vahap Hocamın, nisan yağmurları gibi sarı yağmurlar gibi bereketli olacağını biliyor ve bu sağanakları yağdırıpta Farisbey de dahil olmak üzere tüm kirleri arındırdıktan ve Mardin'in gerçek değerlerini ve gerçekliğini ortaya çıkardıktan sonra Mardin yeniden güneşini doğudan doğuracaktır. bunlar sağanak olabilir belki ama hepinizi bol güneşli ve umutlu günlerin beklediği müjdesini de verecektir değerli öğretmenim. <br>bir şairin dediği gibi her ot kendi kökleri üzerinde yeşerir. Vahap Hocanın yaptığı tam da sizlerin kirli ayaklarınız ve ellerinizle çiğnediğiniz hatta kirlenmiş dilinizle dil uzattığınız bu otlar; Vahap öğretmenimin yılların verdiği deneyim ve emekle usta bir bahçıvanın elleri gibi şefkat ve duygu kokan çiçekler verecektir. <br>sevgili Vahap öğretmenime hoşgeldiniz diyorum. <br>Vahap öğretmenim ile ilgili hiç bir fikri olmayan Farisbeye önerim Vahap Hocayı tanımak istiyorsan yukarı mardine çık ve sokakları, duvarlardaki taşları dinle. onlar sana vahap hocayı yeterince anlatacak ve belki de o zaman Vahap hoca sayesinde o duvarlar sana kim olduğunu da hatırlatacaktır. <br>kendi köklerini yitirenler rüzgarda sürüklenen dikenler gibi oradan oraya şuursuzca dolanmaya mahkumdur. <br>değerli mardinliler, ben mardinli değilim ama Vahap hocayı tanıdıktan sonra mardinli olduğumu söyleyebilirim. çünkü Vahap öğretmenimden Mardine dair Mardinin köklerine ve değerlerine ve derinliklerine dair çok şey dinledim. <br>gerçek bir mardinli mi arıyorsunuz o zaman Vahap Hocayı okumaya devam edin. <br>mardin life tebrik etmek istiyorum. vahap hoca gibi bir mardin deryasını kendi yazarları arasına kattığı için. <br>Öğretmenim, biliyorum ki ölmeyeceksiniz, çünkü demokrasi mücadelesi varoldukça buna verdiğiniz katkılarla hep yaşayacaksınız. <br>sevgiler <br>selamlar

Image
Farisbey
08.03.2011 / 14:36

Evvela hoş geldin.Mardin son 30 yılda o kadar çok bozuldu ki senin bu bahsettiğin ve söylemden öteye gitmeyen, bazı kesimlerin alay konusu yaptıkları arapça söylem ve kelamlar bitti.kuzum çağı yakalayın yahu el alem uzaya gidiyor.ışık hızı ile hareket ediyor sizler ise kaplumbağa hızı ile. bilerek kasıtlı olarak mı bunu yapıyorsunuz bilinmez ama, madem ki eğitimcisiniz bizim çoğu okulda eğitim eksikliği var , hiç uzağa gitme a.kadir tutaşı i.ö.o. eğitim seviyesi malum. ordaki öğrencilere hafta sonu eğitim verebilirsin.ayrıca laf laf laf kelem kelem kelem başka bir şey yok.icraat gerekiyor bu güzelim mardinde iyi kelemlar pardon iyi yazmalar.

Image
bekiro
11.05.2016 / 13:55

mıkrob inte hahahaha

Yorum Yaz