Sözün Terbiyesi ve Hakikatin Dili

Günah günahtır, küfür küfürdür. Kötü, her zaman kötüdür. Bu konuda bir tereddüt yoktur. Elbette dile getirmek, insanlara hatırlatmak doğrudur. Ancak asıl mesele, nasıl söylediğimizdir.
Eğer kötülük hâlâ çevremizde yayılıyorsa, belki de problem ne söylediğimizde değil, nasıl söylediğimizdedir. İnsanları uyarmak önemlidir ama uyarının şekli de en az içeriği kadar kıymetlidir.
Kötülüğü Söylemek Değil, Nasıl Söylediğimiz Mühimdir
Toplumsal dönüşüm isteniyorsa, mesajın sunuluş biçimi de göz ardı edilemez. Hakikati sunmak, onun nasıl sunulduğuyla anlam bulur. Tıpkı kaliteli bir malın iyi bir hizmetle değer kazanması veya iyi pazarlanması gibi…
Doğruyu doğru bir şekilde söylemek, bir sanattır. Söylem, bir köprü gibidir; iyi inşa edilirse birleştirir, kötü kurulursa hakikat bile ulaşılmaz olur. Zira çöker, hatta birileri altında da kalabilir.
Kalpten Kalbe Akan Dil
Hakikat sadece akıl ile değil, kalp ile idrak edilir. Kalbe dokunan söz unutulmaz. Çünkü söz ya uyandırır, ya da kapıları kapatır.
Birçok insan gerçeği reddetmez, sadece ona nasıl söylendiğine tepki verir. Hakikat eğer hiddetle ve kibirle sunulursa, kalp onu duvar gibi karşılar.
Söz, eğer sahibinin kalbinden doğmuşsa bir letafet taşır; işte o zaman hissedilir hâle gelir. Zira hâl ile beslenmeyen söz, rüzgâra karışıp kaybolur. Ama halden çıkan söz, toprağa düşen yağmur gibi sessizce iner, ruhu besler, yeşertir.
Bugünün kaybı, sözün hikmetten, hikmetin hâlden, hâlin ise merhametten uzaklaşmasıdır. Kalp dili sustuğunda, hakikat dilsiz kalır.
Hakikati hangi hâl ile söylüyorum? Bu soruyu kendine sormayanın sözü, kalbe ulaşmaz yalnızca kulağı yorar.
Sözün Hikmeti ve Hakikatin Terbiyesi
Hakikat yalnızca söylenmekle değil, yaşanmakla anlam kazanır. Eğer günah, kötülük ve huzursuzluk artıyorsa, dönüp bakmalıyız: Biz bu hakikati nasıl dillendirdik?
Yunus Emre’nin dediği gibi:
“Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.”
Mesele yalnızca doğruyu bilmek değil, hatta söylemek de değil tüm mesele o doğruyu nasıl söylediğimizdir. Çünkü nefsin kabalığıyla söylenen söz, hakikat bile olsa, kalplere ulaşmayabilir. Ama incelikle söylenen söz, en sert gerçeği bile yumuşatır.
Hakikati aktarmak, kıymetli bir inciyi sunmaya benzer. İnci, nasıl sunulduğuna göre değer kazanır. Söyleyişin terbiyesi, hakikatin kendisi kadar önemlidir.
Söz, bir dergâhtır. İçine giren ya arınır ya da kaçar. Kalp kırarak değil, kalbe dokunarak konuşmalıyız.
Sözün Sırrı
Hakikat bir meyvedir; ama her ağızda aynı tadı vermez. Ağaç güzelse bile, hoyrat ellerde meyve ezilir. Her hakikat, kabalığın dilinde yalan-yılan gibi görünür.
Söz, hakikatin kendisi değil, ona giden yoldur. Ama yol dikenliyse, sonuna kim ulaşabilir? Sözümüzü dikenlerinden ayıklamanın zamanı gelmedi mi?
Bir söz, sahibinin nefsine bulaşmışsa zehir olur. Ama bazen bir sessizlik, Rabbanî bir fısıltı gibi dirilticidir.
Unutma:
Bir su, kabı kadar değil; kabı taşıyanın niyeti kadar berraktır.
Bir söz, içeriği kadar değil; kalpten geçerken neye temas ettiğince kıymetlidir.
Kalbin Diliyle Söyle
Söz, sadece doğruyu ifade etmek için değil, kalpleri onarmak içindir. Eğer bir söz merhamet kapısı açıyorsa, o sözde hikmet vardır.
Bu yüzden önce kalbi eğit. Eğitilmiş bir kalpten çıkan her söz, şifa olur, ışık olur.
Ne demişler:
Kalpten çıkan söz, kalbe ulaşır.
Aşk ile söylenen kelime, bin nasihatten evlâdır.
İncitmeyen bir kelime, bir ömrü değiştirebilir.
O hâlde sözün:
- Hakikati örten değil, açan olsun.
- Yargılayan değil, çağıran olsun.
- Kıran değil, iyileştiren olsun.
Çünkü herkes sözünü bırakır bir gün; Ama hâlini, insanlarda bırakır.
Dua ile Kapanış
Ya Rab…
Bize, hakikati yalnızca bilmekle değil, güzelce söylemekle de kemale erenlerden eyle.
Kalbimizi, kırmadan konuşanların inceliğiyle donat.
Dilimize, hikmet ve merhamet sırlarını yükle.
Sözümüz, kalplere diken değil; bahar gibi dokunsun.
Sustuğumuzda, sessizliğimiz bir zikir,
Konuştuğumuzda, kelimelerimiz bir dua gibi yükselsin.
Bizi, sadece sözüyle değil, hâliyle de öğretenlerden eyle.
Âmin.
M. Burhan Hedbi
Editör: Beşir Şavur
Ziyaretçi Hüseyin Atay
26.04.2025 / 11:06Yorumlarınız ve makaleleriniz, içinde yaşadığımız toplumun dert ve sıkıntılarını kendinize dert edinmiş ve çare olmak için ne kadar çaba sarf edip yorulduğunuzun örneklerinden bir tanesidir yüce Allah sizin yardımcınız olsun