diorex
ARTUKBEY

Sloganlaşan Gençlikten Şuurlu Bir Gençlik Mümkün Mü?

Klişe bir söz, kulağımızın dibinde bağıra bağıra söylenen iki sözcüklü bir cümle.

Sloganlaşan Gençlikten Şuurlu Bir Gençlik Mümkün Mü?

 “Kitap Oku”

Eğitim hayatımızın başladığı 5-6 yaşlarından itibaren neredeyse ömrümüzün her safhasında duymaya alıştığımız iki kelime, kısa bir cümle. “Kitap Oku”

Hayatımızın her anını bu kadar meşgul eden, bu kadar sık duymaya alışkın olduğumuz başka bir söz veya cümle var mı bilemiyorum? Kim bilir belki vardır da hiçbiri kulağımızı bu kadar tırmalamadığı ya da, rahatsızlık vermediği için hatırlamıyoruz. Aslında gına geldi birçoğumuza bu sözü duymaktan.

Bize bıkkınlık derecesinde dayatılan bu iki sözün manası ne? Ya da gerçekten bu kadar sihirli yanı var da biz mi bilmiyoruz.  Evde kitap oku, okulda kitap oku, sokakta kitap oku. Oku da oku…

Gençlerimizin, çocuklarımızın birçoğunu duyar gibiyim şu anda. Hatta topluma mal olmuş, aydınlarımız(!), liderlerimiz(!) dahi bu sözü duyunca burun kıvırdıklarını en azından hoşnut olmadıklarını çok iyi biliyorum.

Tabi durum bundan mütevellit olunca meyve vermeyen koca ağaçlara, koca verimsiz çorak topraklara döndü hayatımız. Artık eskisi gibi güzel kokmuyor bahçeler, çiçekler rengarenk aynı bahçede yetişmiyor. Ve en önemlisi artık eskisi gibi “Gülü seven, dikenine katlanmıyor” Çünkü maalesef artık gül yetişmiyor, koca koca bahçelerde, tarlalarda, seralarda, evlerimizde, sokaklarımızda…

Okumayınca hiçbir şekilde bir fikri, bir ideolojiyi, bir medeniyeti, bir tarihi ve en azından kendimizi dahi savunamıyoruz. En ufak fikir tartışmalarında, istişarelerde çok okuyan değil, çok bağıranın sözü duyuluyor. Naiflik, nezaket yerini kaba kuvvete, yüksek gerilimli ses ortamlarına ve maalesef en tiz ses ile hiç söylenmemiş “Sloganlara” kalıyor hayat.

Gençlerimiz okumadığı için sıkıştıkları anda internet çöplüğüne sığınarak buldukları bir iki cümle ile avazı çıktığı kadar yüksek sesle sokakları, caddeleri sloganlaştırılmış sözcüklerle inletip geçiyor.

Ve Dikkat Anne Babalar!!!

Anne babalar eğitim öğretim işini öğretmenlerden devralarak kendi metotlarıyla kendi hayatlarındaki eksikliklerini çocuklarında tamamlama yarışına girdiler. Sosyal medya ve televizyon aracılığıyla gördükleri her şeyi akla ziyan para harcamaları, özel ders, özel araç gereçler, özel hayat şartları ve aklınıza gelmeyecek kadar imkânlarla kendi hayatındaki boşluğu çocukları üzerinde tamamlamaya çalışıyor. Sonuç mu, kocaman bir hiiiç.

Çünkü amaç hasıl olmamıştır. Kendi hayatlarındaki eksiklikleri çocukları üzerinde tamamlamaya çalışan ebeveynler maalesef çocuğu tek kanatlı yetiştirmeye çalıştılar. Halbuki kariyer sahibi olmak sadece akademik bir başarı ile mümkün değildi. Okumayan gençlik merhameti, fedayı, paylaşmayı hiç öğrenemedi. Çünkü bu çocuklar sadece her şeyin maddiyat ile çözülebileceğini kanıksadılar. En iyi okulları kazandıkları halde, en iyi hayat şartlarına sahip oldukları halde en ufak bir sorun ile karşı karşıya kaldıklarında yelkenleri suya indirmekte sıkıntı görmediler. Çünkü hayat şartlarında, hayat ile mücadele etmeyi öğrenemeyen, kitap okuyamayan bir gençliğin “Slogan” ötesine geçen bir hayatı olmayacaktı.

Ve maalesef toplumumuzun birçok kesiminde okumak kavramı sadece okul hayatından ibaret bilindi. Zaten kitap okuma oranımız, gelişmiş ülkelerin çok çok gerisinde bir durumdadır. Okumadığımız sürece hayatı anlamlandırmamız, hayatta pratik düşünmemiz, zorluklarla mücadele etmeyi öğrenmemiz mümkün değildir.

Okumadığımız sürece sloganlaştırılmış bir hayattan kendimizi soyutlamamız mümkün değildir. Okumadığımız sürece sadece birilerinin istediği şekilde slogan atmaktan öteye geçen bir yaşam tarzımız olmayacaktır. Hayatta attığımız sloganların sesi çok gür olabilir. Ancak bu sloganlar hayatımızın hiçbir safhasında asla bize katkı sunmayacaktır.

Gelin hep beraber evlerimizde okuma alışkanlığını günün belli saatlerinde mutlaka uygulayalım. Sadece çocuklarımıza “Kitap Oku” demek yerine mutlaka her akşam kitap okuma saati konusunda çocuklarımıza rehberlik edelim. Çok soru çözmek, en iyi dershaneye, en iyi okula göndermek, her istediklerini yapmak çocuklarımızı başarılı kılmayacaktır. Başarmak için aynı zamanda merhameti çok iyi bilen çocuklara da ihtiyacımız var. Paylaşabilen, fedakarlığı bilen, saygıyı kendine yol edinen, yardımlaşmayı şiar edinmiş bir gençlik şuuruyla yarınlarına ışık tutalım.

“Kitap Oku” sözünün altını doldurarak hep beraber okumaya çalışalım. Gençlerimizi sıkıştıkları yerden, sosyal medya çöplüğünden, akademik başarı kaygısı kıskacından kurtarmanın yegane yolu budur.

Sokakta gür bir ses ile slogan atma yarışından sıyrılıp, hayatını sloganlara teslim etmeyen, hayatı sloganlaştırmayan bir gençlik yetiştirelim. Sloganların arkasına sığınmış bir gençlikten, şuurlu bir gençlik dönüşümünü beraber inşaa edelim. Aksi taktirde kaybedenler tarafında hep beraber olacağız.

Dua ile…

 

Editör: Nezir Güneş

Yorumlar

Image
Ziyaretçi
19.11.2023 / 19:06

Elinize sağlık.

Yorum Yaz