Sizi Rahatsız Etmeye Geldim.

KÖŞE YAZISI

Sizi Rahatsız Etmeye Geldim.

          Söyleyecek çok sözler, konuşulacak nice meselelerimiz var. Dillendirilip dile getiremediğimiz tefekkürlerimiz ve yaşamaya dair; hayata dönüştüremediğimiz felsefelerimiz var.

  Sana, bana, bireye ve topluma karşı canlı haykırışlarımız; aşk deryalarında, karşılıksız sevdaya kulaç atmalarımız var.

  Boğazlarımıza kadar problemlere dalmışız. Avuçlarımızın içinde kaygan sıkıntılar, sıkı tutamadığımız çözümler ve uçup giden kardeşlik projeleri…

  Kendi topraklarımıza yabancılaşmışız.

   Özgürlüğü, tatlı topraklarda kaybettik ve yabancısı olduğumuz ırki temellerinin mutluluk ifadeleri ile kandırıldık. Hala ırki faşizmin derinsel kırıntıları ile uğraşmaktayız. Belki yarın bizlerde aynı temelde yeni ifadelerin öncüsü olacağız.

  Rahatsız değil misiniz? Bir halkın hakkını gasp etmekten; rahatsız değil misiniz? Bir Ümmettin çocuğuna reva görülenlere…

  Ve rahatsız değil misiniz bu ülkede binlerce insanın hapse atılışından.

  Kendiniz için istediklerinizin aynısını; bizlerde kendimize isteriz. Daha ne söyleyeyim ki..!

***

   Bir sorunlar yumağının içinde afallayıp duruyoruz. Bir heybemizde çarpık yapılaşmalar, diğerinde ise çocuklarımızın eğitimlerine dair kuvvetli endişelerimiz ve dengede durmayan bir milletin millet olamama sancıları… 

   Bu nizamın yerel sistematiğinde ve ulusal zeminde, insana insanca yaşama kriterlerinin sağladığı nice kurallardan alıkonulmuşuz. Yerelleşme envanterlerinin sağladığı güzelliklerin tadına varamamışız henüz.

    Yerelleşerek evrenselleşeceğimizin fikriyatına açık ve net planlarla gideceğimizin emareleri gözüktüğü anda, problem ve sorunlarımıza sıkı düğümler atmışız. Her düğümün çözümüne yaklaştığımızda da sıkıntılarımıza entrikalı başlıklar takmışız.

 ***

   Bir şehir düşünün, yanı başındaki kentlerden daha kadim olmasına rağmen; daha az güzelliklere sahip ve bir şehir düşünün, yıllarca bölgenin ilim ve medrese merkezi durumunda iken bugün daha az eğitim yuvalarına sahip ve daha az düzenli ve planlı yerleşim alanları ile donatılmış.

  Yollarımızın düzensizliğinden, caddelerimizin kir pas içindeki görünürlüğünden rahatsız değil misiniz?

  Ve yapılacak hizmetlere karşı, yapamamış ve yapılmamışların kini ile bakışlarımızın istikametini değiştirmeme inatçılığı ile oluşturduğumuz derin zafiyetlerimizden de rahatsız değil misiniz?

  Ya bunların yol açtığı tedavi edilmez yaralar…

  Ne zalimane düşünceler ve ne zalimane hallerdir bunlar.

  Geçmiş zamanda bu topraklarda yaşayanların saygınlığına hürmet ederek; yeniden bir şehir kültürünü oluşturmalıyız.

  Ve çocuklarımızın geleceklerini, şehrimizin medreselerinde tahsil gören büyüklerimizin rehberliği ile tasarlamalı, her mahalleye kurdukları bu eğitim yuvalarının yansımalarını günümüzün modern yaşam kültürleri ile mayalandırmalıyız.

   Kimsenin güneşini almadan, kimsenin bahçesine dalmadan, kimsenin hududunu aşmadan, kimsenin sokak ve caddesini sirayet etmeden ve kimseciklerin rahatsız olmasına meydan vermeden; yeni inşa ettiğimiz yaşam mekânlarımıza yeni hayatlar vermeliyiz. Daha ne söyleyeyim ki..!

***

     Ben Tekin Oruç;  hasbıhallerin divanı ile

     Siz değerli okuyucularının monitör ekranındaki Mardin life sitesinin aracılığıyla; bazen iş yerlerinize, bezen evlerinize, bazen yoğun iş temposunun izleyicisi durumunda olan çalışma masanızın üstündeki yerel gazeteye ve bazen de tesadüflerin kapı aralıklarına konuk olacağız.

     Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. İktidarı ve otoriteyi eleştirmek farklı bir şeydir, ama iktidar ve otorite sahibi olamadığı için memleketin huzurunu kaçırmaktan başka bir şey yapmayan; bu mızmız, oyunbozan, ağzının ayarı kaçmış ve vicdan terazisi bozulmuş arızalı tiplerle örtüşmemek ve aynı  fotoğrafta yer alma telaş ve refleksi ile hareket etmenin şarlatanlığı ile olaylara bakılmaması gerektiğini düşünüyorum.

   Bu vesile ile bizi kabul edeceğinizin umudu ve heyecanını taşıyarak; selam ve kelamların en güzeli ile kalınız diyorum.