Sistem'sizlik'
Her eğitim öğretim sezonunun başlangıcında okul tadilatlarına başlandığı için öğrencilerini eve gönderip eğitime ara veren okulların durumuna neredeyse alıştık ya da alıştırıldık…
Adres sorunundan dolayı okullara yapılan kayıt işlemleri sırasında velilere yaşatılan sıkıntılara da eyvallah…
Her eğitim sezonunun başlangıcında okula yeni başlayan çocuklarla beraber, kimisi harabeden dönme okullarda derslikler tıka basa dolmasına karşın son olarak 66 aylık çocukların zorunlu olarak sisteme entegresi hem aileleri hem çocukları ve öğretmenleri zor durumda bıraktı ki zor durumda kalan babalardan biri de benim...
Okullar açılalı dördüncü haftaya girilmesine rağmen, kitaplarıyla henüz tanışmamış 10 binlerce öğrenci kitap beklemeye devam ediyor…
Daha önce yıkım kararı verilen okullarımız mevcut. Yıkım kararın doğru ama zamanlama olarak, yıkımın tam da okulların açıldığı haftaya tekabül ettirilmesi o okullardaki öğrencilerin ruh halinde daha büyük bir yıkıma neden oluyor… Tabiri caizse; bu durumda kaş yapalım derken göz çıkarılmış olmuyor mu?
Şimdi de bu ne turşu bu ne lahana söylemini çağrıştıracak bir durum söz konusudur. Yeni tanıştıkları ve dört hafta sonunda aşina olmaya başladıkları öğretmenlerinden ayrılan daha doğrusu ayrılmak zorunda bırakılan bir yığın çocuğun bozulmaya aday psikolojileriyle karşı karşıyayız.
Sadece Mardin’de 500’ü aşkın öğretmen, dereyi geçerken değiştirilen at misali, alan değişikliği nedeniyle başka yerlere atandı. Sadece Kızıltepe İbrahim Özmen İlkokulunda, birinci sınıf öğretmenlerinden 3 tanesinin yeri değişti. Bu durumu Mardin ve ülke genelinde düşünürseniz eğer mevcut durumun yaratacağı sıkıntıları tahmin etmeniz zor olmaz.
Bir yazar olarak değil, bu sıkıntıyı bizzat yaşayan bir veli olarak dile getirmek istiyorum. Öğretmenine anca alışan ve dört haftanın sonunda alıştığı öğretmeninden ayrılmak zorunda bıraktırılan çocuğumu okula göndermekte zorlanıyorum artık…
18 saatlik bilgisayar eğitimi almış bir sınıf öğretmeni yan alan tercihinden dolayı bilgisayar formatörü olarak atanıyor. Atanma zamanlaması ise çocukların psikolojisini bozabilecek bir zamanda olması garip değil mi? Bu sistemi ya da sistemsizliği sorgulamak gerekmez mi?
Unutmadan son bir durumu da dile getirerek kapatmak istiyorum. Önümüzdeki haftayla beraber iller arası öğretmen becayişi atamaları başlatılıyor. Binlerce öğretmen, kendi aralarında anlaşarak il dışı atamasını yaptırabilecek. Öğretmenler açısından belki iyi bir şey ama zamanlama açısından ne kadar kötü bir durumu ortaya koyacağına hep beraber tanık olacağız…
Boş kalan dersliklere öğretmen bulup, yetiştirme gayreti içerisinde adeta stres küpüne dönüşen idarecilerimize Allah yardımcı olsun demekten başka ne gelir ki elden!..