diorex

Sıfır tolerans

Sıfır tolerans

Bugün futbol üzerine yazmak istiyorum.

İlgi duyduğum bir alan olmasına rağmen bugüne kadar futbol üzerine ahkâm kesme merakım olmadı çünkü öyle ayrıntılı analizler yapacak derecede bilgili olduğumu düşünmüyorum.

Ben bugün futbolu sallayan depremden bahsetmek istiyorum.

Malumunuz futbol dünyası Temmuz ayı başından beri şike operasyonu ile çalkalanıyor.

Başta son Süper Lig şampiyonu (şimdilik) Fenerbahçe olmak üzere birçok takım inceleme ve soruşturma altında.

Beşiktaş, Türkiye Kupası için, Trabzonspor ise şikeye “eksik teşebbüs” nedeniyle soruşturma geçiren büyük kulüplerden.

Ancak soruşturmanın merkezinde Fenerbahçe var.

Bir Fenerbahçe taraftarı olarak bu durum benim için çok büyük bir üzüntü kaynağı.

Özellikle geçen sezon adeta ecel terleri dökülerek kazanılan maçları düşünüyorum da şimdi bu maçların şikeli maçlar olarak damgalanıyor olması hayret verici.

Bu iddiaya göre Fenerbahçe’nin Buca’yı 5-3 yendiği maç şüpheli ama Trabzon’un çok rahat bir şekilde attığı goller değil.

Fenerbahçe’nin Gaziantep’i son dakika golüyle yenmesi şüpheli ama Trabzon’un Antep’e yarım saatte hiç kendisini sıkmadan 3 gol atması tertemiz. 

Elbette Trabzon şike yapmıştır iddiasında değilim.

Ama bu verdiğim örneklere bakıldığında "Fener nasıl şike yaptı acaba" diye kafalarda soru işaretleri doğuyor.

Henüz sadece soruşturma aşamasında olduğu için kimseyi peşinen suçlu diye damgalamak mümkün değil.

Ancak futbol kamuoyu ya da en azından Fenerbahçe karşıtları, Fenerbahçe’yi idama mahkûm edip darağacını çoktan kurdular bile.

Bu süreç sonunda belki Fenerbahçe gerçekten de suçlu bulunacak.

O zaman hak ettiği şekilde cezalandırılıp bir alt lige gönderilecek.

Peki ya suçsuz bulunursa ne olacak?

Fenerbahçe için idam sehpalarını kuranlar utanacaklar mı bundan?

Fanatizm gözlüğüyle baktıkları için şimdiden suçlu ilan ettikleri camiadan özür dileme erdemini gösterebilecekler mi?

Bir diğer darbeyi de UEFA vurdu.

Sadece soruşturma aşamasında olmasına rağmen Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Liginden men etti.

Bunu yaparken de “şikeye sıfır tolerans” yaklaşımını ön plana çıkardı.

Çünkü UEFA, kendisi için çok önemli bir marka olan Şampiyonlar Ligi’ne büyük önem veriyor(muş).

Eğer men kararının ardından Trabzonspor’u davet etmeselerdi bu gerekçelerinde onlara hak verecektik.

Ancak Trabzonspor’un da aynı soruşturma kapsamında incelenen kulüplerden birisi olduğunu düşündüğümüzde sıfır tolerans kuralının neden sadece Fenerbahçe için uygulandığını da merak etmiyor değiliz.

Ayrıca Şampiyonlar Ligi markasına büyük önem veren UEFA’nın aynı değeri Avrupa Ligine vermediği görülüyor çünkü yine soruşturma geçiren kulüplerden birisi olan ve yöneticileri tutuklu olan Fenerbahçe gibi, teknik direktörü ve yöneticileri hapiste olan Beşiktaş’ın katılımına yönelik de bir itirazı yok UEFA’nın.

Yine geçmişte İtalya’nın Milan ve Portekiz’in Porto ekipleri, şikeye karıştıkları tespit edilip lige eksi puanla başlatıldıkları halde o sene UEFA tarafından Şampiyonlar Ligi’ne alındılar.

Oysa burada henüz şüpheli sıfatı taşıyan bir kulüp men ediliyor yerine başka bir şüpheli davet ediliyor; çok şüpheli giremez az şüpheli girebilir diyerek.

Belki UEFA’nın tüm bunlar için kendilerince gerekçeleri vardır ama bu gerekçeleri paylaşmaları gerekir ki biz de bu şüphelerimizin haksız olduğunu anlayalım.

Diğer bir soru da Türkiye Futbol Federasyonu’na sorulmalıdır.

Madem FB ile ilgili güçlü şüphe iddiaları var ve bu yüzden Avrupa’dan men ediliyorsa siz neden FB’yi Türkiye liginden men etmediniz?

Ya buna cesaret edemediniz, ya FB’nin olmadığı bir ligin mali değerinin düşeceğini bildiğiniz için idare-i maslahatçı davrandınız ya da henüz suçlu olduğu kesinleşmeyen kulübünüzü UEFA’ya karşı savunamadınız.

TFF süreci iyi yönetememiş, beceriksiz bir görüntü sergilemiştir.

Aldığı kararlarla sürekli kendi kendisiyle çelişmektedir.

Bu süreç sona erdiğinde ya UEFA, TFF ve Fenerbahçe’yi infaz eden diğer bazı kulüpler çok kötü bir şekilde mahcup olacaklar ya da Fenerbahçe suçlu bulunarak hak ettiği cezaya çarptırılacaktır.

İkinci durum gerçekleşirse Fenerbahçe taraftarları olarak “şeriatın kestiği parmak acımaz” diyerek takımımızı bir alt ligde de olsa desteklemeye ve izlemeye devam edeceğiz.

Ancak ilk senaryo gerçekleşirse yukarda saydığım kurum ve kişilerin ne yapacaklarını şimdiden merak ediyorum.

Afrika ölüyor!

Dünya hala seyrediyor.

İnsanlar açlıktan ölmeye devam ediyor.

Yardım linklerini tekrar iletiyorum:

Diyanet: AFRIKA yazıp 5601'e,
İHH: AFRIKA yazıp 3072'ye,
Kimse Yok mu: ACLIK yazıp 5777' ye ve Sabah gazetesi için de SABAH yazıp 2868’e göndereceğiniz her SMS, 5 TL olarak ücretlendirilecektir.

Tüm okurlarımızın ve İslam âleminin Kadir gecesini ve Salı günü başlayacak olan Ramazan Bayramını kutlar, bu mubarek günlerin size, ailenize, ülkemize ve İslam âlemine huzur, barış, yeniden dirilişe ve insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını Allah-u Teâlâ’dan dilerim.

Yorumlar

Image
sadık
28.08.2011 / 18:08

yazının içeriği ile haber spotunda kullanılan fotoğraf biraz alakasız olmuş. editör galiba sırf başlığa bakarak fotoğraf koymuş, yazıyı okumamış.

Yorum Yaz