Sİ (s) TEM
Sitemsiz birini gördünüz mü bugünlerde?
Kimi yakınından, kimi dostundan ve liste uzar gider...
Hülasa her biri diğerinden. İşin tuhaf yanı ise herkes haklı, herkes (d)üzgün!
Ve aslında bu sitemi farkında olmadan bir sistem haline dönüştürdük.
Sitem nedir?
Kimler Sitem eder? Sitemde bulunanların özellikleri nelerdir?
Siz bu soruların cevabını zihninizde arayı durun…
Dostların hatasını görmezden gelmek; ısrar etmeleri için değil hele önemsiz oldukları için hiç değil. Onları aff etmek zayıflıktan değil hele aptallıktan ötürü hiç değil aksine hikmetin ta kendisidir…
Hikmet sahibi olanlardan kimisi şöyle demiştir: “kişi gereksiz olandan yüz çevirmeden-görmezden gelmeden tam olarak kamil akla sahip olduğu söylenemez...” Arapçada buna “teğafül” denir. Allah, ğafletten korusun. Tabi teğafül ile ğaflet arasında dağlar kadar fark vardır.
Rivayet edilir ki Osman b. zaidet, imam Ahmed’e şöyle demiştir: “Afiyet on kısımdır, dokuzu görmezden gelmektedir” yani teğafüldedir.
İmam Ahmed ise ona şöyle karşılık vermiştir: “Afiyet on kısımdır onu da görmezden gelmektedir.”
Peki, nedir bu teğafül?
Bildiği, gördüğü, farkına vardığı halde kendine olan saygısından ötürü yapılanı görmezden gelmek, o seviyeye inmemek, onunla zaman kaybetmemektir teğafül. Asla vurdum duymazlık değildir.
Süfyan, "görmezden gelmek sadece kerim olanların özelliklerindendir" demiştir. Hz. Yusuf'u ve kardeşlerini hatırlayın. Onlar ona neler yaptı; o, onlara nasıl davrandı...
Biz birkaç soru daha soralım! Ama sormadan ilk başta sorduğumuz sorulara biraz açıklık getirelim sizi fazla yormadan.
Asrımızda genellikle birisine iyilik eden, sitem eder. Hele ki o iyilik ettiğine işi düştüğünde gerektiği gibi ilgilenmediğinde…
Peki, gerçek dost ve gerçek inanan; kendi gibi aciz olandan mı karşılık bekler bir iyilik ettiğinde. Dehası o iyiliği kendinden mi bilir?
Karşılığını yalnız Allah'tan beklemek! Bu davranış, sitem edenlerin özelliğinden olabilir mi?
Peki, yalnız Allah'tan bekleyenler; kula sitem eder mi?
Veya böyle de sor(g)ula(na)bilir; kula sitem eden, karşılığını yalnız Allah'tan bekleyerek yapmış mıdır? Yalnızca Allah'tan bekleyenlerden sayılacak mıdır?
Dehası: Allah böylelerine herhangi bir karşılık verecek mi?
Yani Allah korusun, böylelerinin yapmış olduğu herhengi bir 'iyilikte ve işte' ahirette nasipleri kalmış olacak mıdır?
Aslında bu sitemli hayat, yaşantımıza olumlu hiç bir getiri katmadığı gibi huzursuzluğu, vefasızlığı, gamsızlığı da tetikledi... Zira Allah'tan beklememek gibi bir nasipsizlik ancak huzursuzluk verir. Çünkü kalpler ancak Allah ile huzur ve sükun bulur.
Ahirette nasipsiz olanlardan olmamak umuduyla; sitemsiz bir yaşam sistemi diliyorum. Var mısınız?