Seyahatin Anlamı Üzerine

KÖŞE YAZISI

Seyahat; özel bir yolculuk biçimidir. Her yolculuk bir seyahat olmayabilir, ama seyahatin gerektirdiği ilk husus yolculuktur. Yol ve yolculuk, seyahatin varlık zeminidir. Seyahatin gereği yola düşmek, yolda olmak ve yolculuk yapmaktır. Oysa başka türlü yolculuklar, yolculuğun başka türleri de vardır. Denilebilir ki her insan yolculuk yapar, yapmıştır. Her insan bir yerden bir yere gitmiştir, bir yol kat etmiştir, yola çıkmıştır. Ama bir yerden bir yere giden, bir yol kat eden her insan seyyah olmadığı gibi, bir yerden bir yere gitme hali her zaman için seyahat kategorisinde değerlendirilmez. Seyahati diğer yolculuk biçimlerinden ayıran özel bir yolculuk olması değildir sadece. Seyahatin amacı özellikle bizzat kendisidir. Bir seyahati gerçekleştirme niyeti ve arzusudur. Bu husus, seyahatin başka amaçları olduğu gerçeğini gölgelemez. Seyahatin türlü türlü amaçları ve nedenleri olabilir; türlü türlü sonuçları olduğu gibi. Her seyahat aynı amaca dönük yapılmaz. Ama her seyahat, öncelikle seyahat olmalıdır; yani bu tür il yolculuk biçiminin, bu şeklide gerçekleşmesi için gerekli donanımları sağlamak durumundadır. Bu ise niyet ve amaçtır; bir seyahat gerçekleştirme arzusu, iştiyakı, muradıdır. Bu bakımdan her yolculuk seyahat, her yolcu da seyyah olarak görülmez.

Seyahat, bir yer ve mekân değiştirme eylemedir. Bir yerden başka bir yere gitme, yeni yerler ve mekânlardan geçme durumudur. Seyahat eden insan, bir yer değiştirme eylemini gerçekleştirir. Seyyah yer değiştirendir. Bir yerden başka bir yere/ yerlere giden, yerler arasında gidip gelendir. İç yolculuğunda insan, bir yerden başka bir yere gitmeyebilir. Kendi içinde bir yolculuk gerçekleştirebilir. Ama seyahat somut anlamda mekânlar arasında vukuu bulur. Bir yol kat etme halidir. Seyahat, yollardan geçmek, türlü türlü yollara sapmak, yollarda konaklamak duraklamak ve yeniden yola revan olmakla mümkündür. Bu ise yerler ve mekânların gözlemlenmesini, karşılaştırılmasını sağlar. Seyyahın farklı yerler ve mekânlara bakışını imler seyahat. Bir seyyah bakışını gerektirir, bir farklı bakışa yol verir. Bir iletişim biçimi ve haberleşme tarzı olarak görülebilecek olan seyahat, kişinin başkalarıyla, başka mekânlarla, başka insanlık durumlarıyla iletişime geçmesini, onlarla haberleşmesini sağlar. Farklı insanlık durumlarını ve farklı yaşam alanları, seyahat eden kişinin dikkatini çeker. Kişi seyahatte başkasıyla yüzleşir, başkasına bakar, onu görür, onu deneyimler. Kendisi ile başkasını arasında bir karşılaştırma imkânı yakalar seyahatte. Böylece kendisine başka bir gözle bakma imkânı doğar; başka bir diyarda olan seyyah, kendi diyarına uzaktan bakar. Kuşkusuz insanın kendine, kendi hayatına yakından bakması ile uzaktan ve dışarıdan bakması arasında müthiş farklar vardır. Olağanın haline çıkmak olan seyahat, insana yeni bir bakış sunar. İletişim iki yönlü gerçekleşir: hem kişi başkasıyla hem de kendisi ile iletişme geçer. Kendisi ile başkası arasında iletişim kurar. Seyahat de olsa olsa bir köprüdür zaten.

İmam Şâfi yolculukta şu beş faydanın olduğunu söyler: “Kişi, ufunetini dağıtır/stres atar. Maişet kazanır. İlmini artırır. Edeb ve görgü seviyesini yükseltir. Ahlaklı iyi kişilerle arkadaşlık yapma ve yeni dostlar kazanma imkânı elde etmiş olur.” Hz. Ömer de yolculuğu, kişileri tanıma fırsatı olarak görür ve birini tanıyabilmek için onunla yolculuk yapılmasını tavsiye eder.

Dava erlerinin seyahat ettiği gibi boş vaktini değerlendirmek isteyenler de; turist de seyahat eder, ilim adamı da. Ama seyahatin kendinde bir beklenti yatmaktadır. Beklenti bütün seyahatleri çepeçevre kuşatır. Keşif arzusu ve merak, galiba, seyahatin en önde gelen ereğidir. Başka diyarlar, başka hayatlar keşfetmek arzusu, seyahatin varlık zeminidir. Seyyah, keşfetmeyi arzulayan, keşif, bir hayat biçimi olarak hisseden biridir. Seyahati belli bir kavrama ulaştıran da keşif arzusu olsa gerektir. Keşif ve merak, yerler, mekânlar ve hayatlar arasındaki farkı yakalama adımıdır. Bunun için bakış ve görüş devrededir. Bakmak, gözlemlemek, ayrıntıları fark etmek, keşfin kapısını aralar ve keşif gerçekleşir. Seyyah değişik yerler, bölgeler, şehirlerarasındaki farkı ve ayrıntıyı yakalar. Değişik olgular arasında bağlar kurar. İlişkiler yakalar, ayrıntılara vakıf olur. Bu ise ancak kişi donatan keşif arzusu ile gerçekleştirir. Keşif ise seyahatin en değerli hediyesidir. Kuşkusuz seyahat geçici bir haldir. Bir süreliğine gerçekleştirile yolculuktur. Bilindiği gibi insan yerleşik bir varlıktır; o yerleşir ve bu şekilde ikame eder. Kültür ve medeniyet yerleşme eylemiyle inşa edilir, yayılır, dağılır, dönüştürülür. İnsan, oturan, belli bir yeri yurt yapan bir varlıktır. Ama insan aynı zamanda gezen, dolaşan, göç eden, yolculuk yapan, seyahat eden de bir varlıktır. Yerleşmek kadar seyahat da hayata dâhilidir. Hayatın temel hallerinden bir haldir.

İmam Şâfiî, Divan’ındaki şu dizeleriyle seyahate çıkmanın önemini veciz bir biçimde anlatmaktadır:

ما في المقام لذي عـقـل وذي أدب ... من راحة فدع الأوطان واغتـرب

سافر تجد عوضـا عمن تفارقــه ... وانْصَبْ فإن لذيذ العيش في النَّصب

“Akıl sahipleri için bir yerde oturup kalmakta rahat yoktur. O halde odunu ocağını bırak da gurbete çık. Seyahat et, ayrıldığın bazı şeylere karşılık yeni ve güzel şeyler bulursun.”